Bizi Takip Edin

AVRUPA

AB, sanayisini ABD’ye karşı korumak için harekete geçiyor

Yayınlanma

ABD’nin yeşil enerjiye geçiş devlet teşvikleri nedeniyle endişeli günler geçiren Avrupa Birliği, harekete geçmeye karar verdi.

İç Pazardan Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Thierry Breton, bir süredir AB ülkelerinin başkentlerini dolaşarak, ABD’nin Enflasyonu Düşürme Yasasına (IRA) karşı AB’nin kendi sanayisini koruması gerektiğini anlatıyor.

Bu bağlamda, AB için “Temiz Teknoloji Yasası” teklifi hazırlayan Breton, dün de Belçika, İspanya ve Polonya başbakanları ile görüştü.

Breton’un Politico’ya aktardığına göre, İspanya Başbakanı Pedro Sánchez ile yalnızca yaptıkları analiz değil, çıkardıkları sonuçlar da örtüşüyor. Breton, Pedro Sánchez’in de AB çapında bir koordinasyonla tepki verilmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in, iki hafta sonra düzenlenecek Davos Ekonomik Forumunda AB’nin refleksleri üzerine daha ayrıntılı bir açıklama yapması bekleniyor.

Breton, AB liderleri ile Ira’ya karşı Avrupalı bir yasa ile sübvansiyon için finansman sorunlarını konuştuğunu vurguluyor.

Öte yandan teşviklerin, AB ortak pazarını parçalama ve zengin ülkeleri diğerlerine göre avantajlı kılma ihtimali var. Örneğin, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin kendi şirketlerine verecekleri teşvik ile Portekiz veya Yunanistan gibi ülkelerin verebilecekleri teşvik arasında uçurum olacak.

Almanya teşvikleri süpürüyor

Yine de Breton, Komisyon’daki bazıları dışında, bütün AB liderlerinin, ikna edilmeye ihtiyaç duymadan, hızla hareket edilmesi gerektiğinde hemfikir olduğunu söylüyor.

Breton’un çabaları sürerken, AB’nin devlet yardımları mevzuatı esnekleştirme faaliyetleri de devam ediyor. 2022’de bu kapsamda yapılan 170 ulusal başvurunun neredeyse yarısı Almanya’dan, yüzde 30’undan azı ise Fransa’dan geldi. Toplam teşvik bedeli ise 540,2 milyar avro oldu. Yani Alman şirketleri Brüksel’den milyarlarca avro teşvik aldı.

Müdahaleci pratiklere özellikle Kuzey ülkeleri itiraz ediyor ve serbest ticareti savunuyordu. Bunların başında gelen Almanya’nın, Breton’un korumacı politikalarına yönelik itirazlarını yumuşattığı görülüyor.

En büyük destek Fransa’dan

2000’li yıllarda France Télécom CEO’lu yapan Breton’un en büyük destekçilerinden biri de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. Macron, Joe Biden’ın imzaladığı IRA’yı ‘süper agresif’ olarak nitelendirmiş ve AB’ye Avrupa’nın kendi IRA’sını oluşturma çağrısı yapmıştı.

Breton, hava kirliliğine neden olan otomobillerin kullanılmasının devamını istemesi, nükleer enerjiyi ‘yeşil’ sayması ve Starlink’e alternatif bir AB uydu sisteminin kurulmasını zorlaması gibi faaliyetleri ile tanınıyordu.

Breton’un, Komisyon Başkanı Leyen’i de ikna ettiği ileri sürülüyor. Fransız siyasetçi, Ekim ayında İtalyan bir arkadaşı ile birlikte yazdığı görüş yazısında, Avrupa çapında daha geniş bir finansal dayanışma gerektiğini savunmuştu.

Alman otomotivcilerden AB’ye tepki

AB’nin kendi sübvansiyon şeması için çalışmalar sürerken, Alman sanayiciler boşa giden zamandan endişeli.

Alman otomotiv birliği VDA’nın basın toplantısında, AB’ye sert eleştiriler yöneltildi. VDA Başkanı Hildegard Müller, AB’nin siyasi araçları kullanarak otomobil üretmeyi daha pahalı hale getirdiğini savundu.

Müller, açıklanan politikaların da henüz sanayinin ihtiyaçları ile uyumlu olmadığını söyledi.

ABD’yi örnek gösteren VDA Başkanı, “Onlar serbest bırakıyor, biz kısıtlıyoruz,” dedi. Müller buna örnek olarak, lityumun ‘sağlık riskleri’ sınıflandırmasında yer almasını gösterdi. Lityum, elektrikli araç bataryalarının olmazsa olmaz malzemesi. 

Sektörün emisyon kısıtlamalarına da henüz ayak uyduramadığını kaydeden Müller, bu yüzden elektrikli araç yatırımlarının da kaçacağını ileri sürerek, “Bu hem sanayi karşıtı hem de iklim karşıtı bir politika,” ifadelerini kullandı.

Müller, AB çapında işleyecek yeni bir hammadde ajansının kurulmasını isterken, AB otomotiv üreticilerine yeni ihracat pazarları bulunması için Afrika ülkeleri, Körfez ülkeleri, Brezilya ve Hindistan gibi ülkelerle daha fazla ticaret anlaşması imzalanması gerektiğini belirtti.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English