Bizi Takip Edin

ASYA

ABD-Japonya ilişkilerinde doruk noktası: Ortak komuta merkezi

Yayınlanma

Japonya Başbakanı Fumio Kishida ile ABD Başkanı Joe Biden’ın Beyaz Saray’daki görüşmesi, somut çıktılar olmasa da, ABD-Japonya ortaklığının rotasını belirleyen bir buluşma olarak öne çıkıyor: Hint-Pasifik’te birbiriyle uyumlulaştırılmış savunma stratejisi ve başta Çin olmak üzere, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) ve Rusya’ya karşı ortak mücadele.

Zirve sonrası Japon basınında ABD-Japonya ilişkilerinin “doruk noktasına ulaştığına” dair yorumlar yapıldı.

Biden, Kishida ile yaptığı zirveden hemen önce, “Birlikte nasıl daha yakın çalışabileceğimizi bulmaktansa, nasıl ve nerede fikir ayrılığına düştüğümüzü anlamaya çalışmak daha zor bir iş olurdu” demişti. Ardından “Japonya’ya bundan daha yakın olduğumuz bir zaman olduğunu sanmıyorum” diye eklemişti.

Görüşmede Tokyo’nun yeni savunma stratejisine tam desteğini açıklayan Biden, ABD ile Japonya’nın “ittifaklarını modernize ettiğini” vurgulamıştı.

Gerçekten de Kishida’nın Ekim 2021’de göreve gelmesinden bu yana Washington’a yaptığı ilk ziyarette, iki lider işbirliğini ilerletmek için bolca ortak zemin buldu. Bunlardan en önemlisi, 60 yıllık savunma doktrinini kökten değiştiren Tokyo’nun savunma harcamalarını iki katına çıkaran ve karşı saldırı kabiliyetini geliştirmeyi hedefleyen yeni savunma stratejisine Biden’ın güçlü ve tam desteği oldu. Nitekim savunma stratejisini ABD ile uyumlulaştırma hedefiyle hareket eden Kishida yönetiminin kararına yönelik Biden, “cesur liderlik” ifadelerini kullanmıştı. ABD ve NATO’nun stratejik tehdit ve rakip olarak ilan ettiği Çin’i, daha yakın ve sıcak tehdit olarak nitelendirdikleri Rusya ve KDHC’yi artık Tokyo da resmi olarak “mücadele edilmesi gereken tehditler” olarak ilan etti.

Uzmanlar, son zirvenin Washington ve Tokyo’nun “uyumlu adımlarla ilerlediğini vurguladığı” konusunda hemfikir.

ABD merkezli Dış İlişkiler Konseyi’nde Japonya uzmanı olan Sheila Smith, The Japan Times’a verdiği demeçte, “Kishida ve Biden’ın hedeflerinde derin bir uyum var ve aralarında çok az fark var” dedi.

Kishida, Biden ile görüşmesi öncesinde The Washington Post’a verdiği röportajda, “Amerikan halkından Hint-Pasifik bölgesine daha fazla ilgi göstermesini ve angaje olmasını istiyorum” demişti. Biden yönetiminin Kishida’nın bu arzusunu yerine getirmeye oldukça istekli olduğu görülüyor.

Uzay ve siber güvenlikte yüksek koordinasyon hedefi

Nitekim zirvede, geleneksel güvenlik alanlarının yanı sıra, uzay ve siber güvenlik gibi geleneksel olmayan savunma alanlarında daha yüksek düzeyde bir koordinasyon sağlama ve yeni bir komuta zinciri kurma gündemi de ele alındı. Ortak açıklamada, Japonya’nın düşmanın füze fırlatma istasyonlarına saldırma yeteneği olan sözde karşı saldırı yeteneğini geliştirmesi konusunda iki ülkenin işbirliği yapma arzusu da yer aldı.

Japon ordusu ile ABD ordusu arasındaki operasyonel entegrasyonun bu yeni aşaması, Washington’ın Tayvan adasını daha önce hiç olmadığı kadar silahlandırdığı bir döneme denk geliyor. Çin’i tek başına engelleyemeyeceğinin farkında olan ABD yönetimi, Japonya ve diğer bölgesel müttefiklerinin Çin’i çevreleme stratejisine katılmalarına ihtiyaç duyuyor. QUAD ve AUKUS, Washington’ın bu anlamda bölgedeki önemli araçları.

Entegre caydırıcılık

Washington’ın bölge ülkelerinin savunmasına verdiği bu destek, Biden yönetiminin “entegre caydırıcılık” konseptine dayanan Ulusal Savunma Stratejisinin bir parçası. Washington’ın konsepti, küresel düzene yönelik tehditlere “müttefiklerle işbirliği içinde karşılık vermeyi” içeriyor. Entegre caydırıcılık kavramı çok geniş; kara, deniz ve havadaki düzenli kuvvetleri içermenin yanı sıra, siber güvenlik, uzay ve elektromanyetik savaşa da odaklanıyor. Aynı zamanda ekonomik yaptırımları ve diplomasinin kullanımını da içeriyor.

Çin füzelerine karşı arayı kapatma hedefi

Bu kapsamda Japonya, ABD ile yeni bir ortak komuta merkezi kurma ve bunu ABD Hint-Pasifik Komutanlığı ile koordine etme konusunda karar aldı. Bu ortak komuta merkezi ile aynı zamanda, ABD savaş uçaklarının Japonya’daki üslerde hızlı hareket edebilmesi, hızlı kararlar alabilmesi ve hızlı harekete geçmesinin sağlanması hedefleniyor.

İki ülke ayrıca, Japonya’nın Kyushu bölgesinin güneyinden Tayvan’ın hemen doğusuna kadar uzanan Nansei Adaları’nın savunmasında işbirliğini güçlendirme konusundaki kararlılıklarını yinelediler. Bu taahhüdün bir parçası olarak ABD, 2025 yılına kadar 12. Deniz Alayı’nı 12. Deniz Kıyı Alayı olarak yeniden düzenlemeyi planlıyor. Yeni alayın uzak adalarda üsleri olması nedeniyle daha çevik olması bekleniyor. Alay, adalardan uzun menzilli gemisavar füzeleri atabilen bir füze ekibine sahip olacak. Japonya ayrıca Nansei zincirinin bir parçası olan Ishigaki adasına bir füze ekibi yerleştirmeyi hedefliyor.

Bu karar özellikle önemli, çünkü Çin şu anda 500 kilometre ile 5.500 km arasında menzile sahip kara konuşlu füzelerde ABD’ye göre bir avantaja sahip. Ancak ABD ve Japonya, bölgeye füze timlerini konuşlandırarak bu arayı kapatmayı hedefliyor.

ASYA

Kishida enerji dönüşümünü desteklemek için ‘Asya’nın OECD’si’ çağrısında bulundu

Yayınlanma

Başbakan Fumio Kishida cuma günü yaptığı açıklamada, Japonya’nın temiz enerji konusunda diğer Asya hükümetleriyle işbirliğini derinleştireceğini belirtirken, yeşil dönüşüm için kural ve kılavuzların belirlenmesine yardımcı olacak bir “Asya OECD’si” vizyonunu açıkladı.

Kishida cuma günü Japonya İş Federasyonu ya da Keidanren tarafından düzenlenen Asya İş Zirvesi’nde konuştu. Etkinliğe aralarında Çin Uluslararası Ticareti Geliştirme Konseyi, Filipinler-Japonya Ekonomik İşbirliği Komitesi ve Endonezya Ticaret ve Sanayi Odası’nın da bulunduğu 11 Asya ekonomisinden 13 iş grubunun temsilcileri katıldı.

Kishida zirvenin kapanış konuşmasında Japonya’nın “Asya’nın karbonsuzlaştırılmasına öncülük edeceğini ve Asya’da büyük bir karbonsuzlaştırma pazarı yaratmak için işbirliğini güçlendireceğini” söyledi. Kishida, sıfır karbon emisyonuna ulaşma gibi zor bir görev söz konusu olduğunda “çok benzer bir durumda” oldukları için ülkesinin yeşil dönüşüm deneyimini diğer Asya ülkeleriyle paylaşabileceğini söyledi.

Tokyo, örneğin yeşil enerji ve elektrikli araçlarla ilgili tedbirleri benimseme konusunda daha proaktif olan Avrupa Birliği’ne kıyasla karbonsuzlaştırma konusunda daha kademeli ve iş dostu bir yaklaşım benimsenmesi için baskı yapıyor. Tokyo, imalat ağırlıklı ekonomisi için hızlı bir geçişin başarılmasının zor olacağı ve bunu yapmaya çalışmanın otomobil üretimi gibi kilit sektörlerin rekabet gücüne zarar verebileceği endişesini sık sık dile getiriyor.

Japonya, ASEAN’ın da daha yeşil bir ekonomi ile ekonomik büyümeyi teşvik etme arasında denge kurma konusunda benzer bir ikilemle karşı karşıya olduğunu düşünüyor.

Kishida AZEC’i ilk olarak 2022 yılında önerdi ve ertesi yıl dokuz ASEAN üye ülkesiyle birlikte başlattı. İlk zirve Aralık 2023’te yapıldı.
Başbakan, yeni girişimin, Tokyo tarafından finanse edilen Cakarta merkezli uluslararası bir düşünce kuruluşu olan ASEAN ve Doğu Asya Ekonomik Araştırma Enstitüsü’nde (ERIA) ulaşım ve elektrik gibi sektörlerde karbonsuzlaştırma programlarını desteklemek için bir “Asya sıfır emisyon merkezi” kuracağını söyledi.

Kishida, düşünce kuruluşunun “Asya’nın OECD’si” gibi olmasını ve çeşitli sektörlerde uluslararası kural ve standartların belirlenmesine katkıda bulunmasını istediğini belirtti ve bu sonbaharda Laos’ta ikinci bir AZEC zirvesi düzenlenmesi için görüşmelerin sürdüğünü söyledi. “Bu yılın, gelecek on yıl için belirli eylem planları üzerinde ilgili ülkelerle anlaşmaya varma yılı olmasını istiyorum” dedi.

Yapay zeka stratejisi konusunda Kishida, Nikkei’nin daha önce Japonya’nın ülkedeki ve Asya’nın başka yerlerindeki şirketler arasında, ilgili Asya ülkelerinin dillerine ve kültürlerine daha uygun yapay zeka geliştirmek için işbirliğini destekleyeceği yönündeki haberini doğruladı. “Ne yazık ki Japonca, küresel toplumda küçük bir dil,” diyen Kishida, Asya ülkelerinin yapay zekanın faydalarından tam olarak yararlanmak için birlikte çalışması gerektiğini sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Kırgızistan’da darbe girişimi

Yayınlanma

Kırgızistan Milli Güvenlik Devlet Komitesi’nden (GKNB) yapılan açıklamada, ülkenin güvenlik kurumlarının erken müdahalesi sayesinde düzenlenen darbe girişiminin önlendiği belirtildi.

Açıklamada, “Vatandaşların güvenliğini sağlamaya ve anayasal düzenin temellerini korumaya yönelik tedbirlerin bir parçası olarak, şiddet kullanarak iktidarı ele geçirmeyi ve vatandaşların ölümüyle sonuçlanan kitlesel kaos tertip ederek ülkedeki sosyo-politik durumu istikrarsızlaştırmayı planlayan yıkıcı bir grubun yasa dışı faaliyetleri bastırılmıştır,” ifadelerine yer verildi.

RİA Novosti‘nin haberine göre açıklamada, suç örgütünün dinci fanatikleri de içerdiği kaydedildi.

Ülkenin güvenlik kurumları tarafından yürütülen soruşturma ve operasyonel tedbirler sırasında, dört Kırgız vatandaşının gözaltına alındığı ve geçici bir gözaltı merkezine götürüldüğü bilgisine yer verilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Gözaltına alınanların evlerinde ve araçlarında yapılan aramalarda el yapımı patlayıcılar, ateşli silahlar, mühimmat, telsizler, kurşun geçirmez yelekler, kolluk kuvvetleri üniformaları, insansız hava araçları, aşırılıkçı yayınlar ve diğer yasaklı materyaller bulunmuş ve bunlara el konulmuştur.”

Öte yandan açıklamada, soruşturma ve operasyonel faaliyetlerin halihazırda devam ettiği vurgulanarak ilerleyen bir tarihte gerekli bilgilerin kamuoyuna açıklanacağına dikkat çekildi.

Daha önce Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov’un 5-6 Temmuz tarihlerinde Azerbaycan’ı ziyaret etmeyi ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) gayrı resmi zirvesine katılmayı planladığı bildirilmişti.

Rusya gözünden Türkiye’nin Orta Asya politikası

Okumaya Devam Et

ASYA

Filipinler ve Japonya Karşılıklı Erişim Anlaşması’na hazırlanıyor

Yayınlanma

Filipinler ve Japonya, Güneydoğu Asya ülkesi ile Çin arasında Güney Çin Denizi’nde tırmanan gerilimin ortasında, savunma ve dışişleri bakanlarının pazartesi günü Manila’da yapacakları kritik “iki artı iki” toplantısıyla güvenlik ortaklıklarını bir üst seviyeye taşımaya hazırlanıyor.

Türünün ikinci örneği olan görüşmelerin odak noktalarından biri, iki ülke arasında askerlerin erişimini kolaylaştıracak ve ortak askeri tatbikatları kolaylaştıracak potansiyel bir karşılıklı erişim anlaşması (RAA) olacak.

Bu türden ilk Filipinler-Japonya toplantısı 2022 yılında, Manila ile Pekin arasındaki diplomatik ilişkileri yakınlaştıran dönemin Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte döneminde yapılmıştı. Buna karşılık önümüzdeki hafta yapılacak görüşmeler, ülkenin jeopolitik bağlılığını yeniden Washington’a kaydıran Başkan Ferdinand Marcos Jr. döneminde gerçekleştirilecek.

Çin, Filipinler’in Güney Çin Denizi’ndeki Scarborough Sığlığı ve İkinci Thomas Sığlığı’na yaptığı ikmal görevlerini egemenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle tazyikli su ve çarpışmalarla bastırarak karşı çıkıyor. Filipinler ise Çin’in kendi egemenliğini ihlal ettiğini ve uluslararası hukuku çiğnediğini iddia ediyor.

Filipinler’deki Amador Araştırma Hizmetleri’nin CEO’su Julio Amador, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, “bence Japonya, Güney Çin Denizi’nin bölgede daha geniş bir çatışmayı tetikleyebilecek bir parlama noktası olmasından çok endişe duyuyor” dedi.

Güneydoğu Asya uzmanı ve Japonya Ulusal Politika Çalışmaları Enstitüsü’nde doçent olan Yusuke Takagi, karşılıklı erişim anlaşmasının imzalanmasının “Japonya’nın Filipinler’in yaptıklarını desteklediği” yönünde bir sinyal göndereceğini söyledi.

Nikkei’ye konuşan Yusuke Takagi, “RAA, ordunun acil bir durumda bir şey yapması durumunda bir yedektir. RAA’nın bir şeyleri hemen değiştirmeyeceğini düşünüyorum. Japonya’dan Filipin Sahil Güvenliğine] gemi sağlanması daha çok oyunun kurallarını değiştirir” dedi.

Filipinler ve Japonya arasında daha yakın bir ilişkinin başka sonuçları da olabilir. Hawaii’deki Pacific Forum International’da siber güvenlik ve kritik teknolojiler direktörü olan Mark Manantan, ikiden fazla iki görüşmesinin, Amerika’nın “Trump başkanlığında bir kez daha daha içe dönük, işlemci ve hatta değişken” olması durumunda bile ABD-Japonya-Filipinler üçlü ilişkileri için bir tür “gelecek güvencesi” işlevi gördüğünü söyledi.

Üç ülke bu yılın başlarında Washington’da tarihi bir üçlü zirve düzenleyerek Çin’in artan etkisine karşı Hint-Pasifik bölgesinde savunma ve ekonomik işbirliğini güçlendirmek için birleşik bir cephe sergilediler.

Manantan, Japonya’nın Filipinler ile yürüttüğü iki artı iki angajmanının, özellikle Güney Çin Denizi’nde hak iddia eden diğer Güneydoğu Asya ülkeleriyle gelecekte yürüteceği diyalog için bir “şablon” olabileceğini belirtti. “Japonya, olası bir Japonya-Vietnam-Filipinler diyaloğunun şekillendirilmesinde kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir. Yani burada koalisyon kurma konusunda pek çok olasılık var” dedi.

Japonya’nın RAA gibi yasal anlaşmalarla bölgede artan varlığı daha fazla potansiyel çerçeveye kapı açabilir. Manantan, Japonya’nın Avustralya ile de RAA’sı olduğu göz önüne alındığında, Japonya-Filipinler-Avustralya ortaklığını “ABD-Japonya-Filipinler üçlüsünün bir yinelemesi” olarak görmenin kendisini “şaşırtmayacağını” söyledi.

Amador ayrıca Tokyo ve Manila arasındaki RAA anlaşmasının Japonya’ya bölgede ABD ve Avustralya’nın sahip olduğu “bazı ayrıcalıkları” vereceğini belirtti.

NATO Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda ile güvenlik bağlantılarını artıracak

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English