Diplomasi
ABD, ‘Rusya anlaşmayı ihlal ederse’ Ukrayna’yı ‘otomatik olarak’ NATO’ya alacak

ABD, Rusya’nın olası bir barış anlaşmasını ‘ihlal etmesi’ durumunda Ukrayna’yı NATO’ya otomatik olarak kabul etmeyi değerlendiriyor. Bunun, Kiev’in istediği güvenlik garantilerinden biri olabileceği konuşulurken, ABD’nin Ukrayna’ya güvenlik garantisi vermesinin temel koşulu nadir toprak metalleri konusunda anlaşmaya varılması olmaya devam ediyor.
NBC News‘e konuşan dört Amerikalı yetkiliye göre Donald Trump yönetimi, Rusya’nın gelecekteki bir barış anlaşmasının şartlarını ihlal etmesi durumunda Ukrayna’yı NATO’ya otomatik olarak kabul etmeyi düşünüyor.
Bu adım, Kiev’in talep ettiği güvenlik garantilerinden biri olabilir ve aynı zamanda Ukrayna ile Avrupa Birliği’nin “Rusya’nın ateşkesi toparlanmak ve yeni bir saldırı hazırlamak için kullanabileceği” yönündeki iddialarını yatıştırmayı amaçlıyor.
Trump, daha önce Ukrayna’nın NATO’ya davet edilmesini reddetmiş ve savaşın başlamasının nedeninin eski Başkan Joe Biden’ın Kiev’in ittifaka katılmasına izin vermesi olduğunu söylemişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de 12 Şubat’ta Trump’la yaptığı telefon görüşmesinde, Moskova’nın “çatışmanın kökenindeki nedeni” ortadan kaldırmakta ısrar ettiğini ve “Ukrayna’nın yeniden silahlanmasına olanak sağlayacak” bir ateşkesi kabul etmediğini belirtmişti.
Öte yandan, ABD’nin Ukrayna’ya güvenlik garantileri sağlamasının temel koşulu nadir toprak metalleri konusunda anlaşma sağlanması olmaya devam ediyor.
NBC, bu konunun hâlâ “belirsizlik” içinde olduğunu belirtiyor.
Trump daha önce anlaşmanın çökmesinden Ukrayna makamlarını sorumlu tutmuş ancak anlaşmayı “yeniden canlandırmaya” çalışacağını söylemişti.
Reuters ajansının kaynaklarına göre, ABD başkanlık yönetimi şimdi Ukrayna ile maden çıkarma konusunda “basitleştirilmiş” bir anlaşma imzalamayı planlıyor ve daha sonra ayrıntılı şartları görüşmeyi hedefliyor.
Washington’ın daha önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’e, ABD’nin Ukrayna’daki tüm minerallerin çıkarılmasından elde edilen gelirin yüzde 50’sini ve bu minerallerin geliştirilmesi için “üçüncü taraflara verilen tüm yeni lisansların” maliyetinin yüzde 50’sini almasını öngören bir anlaşma teklif ettiği belirtiliyor.
Zelenskiy, anlaşmada Kiev’e yönelik güvenlik garantilerine ilişkin hiçbir şey söylenmediğini öne sürerek bu tür şartlar içeren anlaşmayı imzalamayı reddetmişti.
Diplomasi
G7’den İsrail’e destek: ‘İstikrarsızlığın kaynağı İran’

G7 ülkeleri, pazartesi günü geç saatlerde yayınlanan açıklamada İsrail’e destek verdi ve İran hakkında “Orta Doğu’daki istikrarsızlığın kaynağı” nitelendirmesini yaptı.
G7 liderleri, bölgedeki düşmanlıkların daha geniş çapta azaltılması çağrısında bulundu.
G7 açıklamasında, “İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu teyit ediyoruz. İsrail’in güvenliğine desteğimizi yineliyoruz,” denildi.
İran’ın “bölgesel istikrarsızlık ve terörün ana kaynağı” olduğunu ileri süren G7 ülkeleri, “İran’ın asla nükleer silaha sahip olamayacağı konusunda net olduklarını” söyledi.
G7 bildirisinde, “İran krizinin çözülmesinin, Gazze’de ateşkes de dahil olmak üzere Orta Doğu’daki düşmanlıkların daha geniş çaplı bir şekilde azalmasına yol açmasını şiddetle tavsiye ediyoruz,” denildi ve ülkelerin enerji piyasalarında istikrarın korunması konusunda da koordinasyon içinde olmaya hazır olduğu eklendi.
İran nükleer silah peşinde olmadığını ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına (NPT) taraf olarak zenginleştirme dahil barışçıl amaçlarla nükleer teknoloji geliştirme hakkına sahip olduğunu söylüyor.
NPT’ye taraf olmayan İsrail, Orta Doğu’da nükleer silaha sahip olduğu yaygın olarak kabul edilen tek ülke. İsrail bunu ne yalanlıyor ne de doğruluyor.
Başkan Donald Trump, Orta Doğu’daki durum nedeniyle Kanada’daki G7 zirvesinden erken ayrılıp Washington’a dönmeye karar verdi.
ABD, Trump’ın cuma günü İsrail’in saldırılarından önceden haberi olduğunu ve bunları “mükemmel” olarak nitelendirdiğini söylemesine rağmen, şu ana kadar İran’a yönelik saldırılara karışmadığını savunuyor.
Washington, Tahran’ı bölgedeki ABD çıkarlarına veya personeline saldırmaması konusunda uyarıyor.
Pazartesi günü İsrail’in İran devlet televizyonunu vurduğu saldırının ardından Trump, sosyal medyada “herkesin Tahran’ı derhal tahliye etmesi” gerektiğini söyledi.
Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da pazartesi günü İngiliz, Fransız ve AB’deki meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinde İsrail-İran savaşını ele aldı.
Diplomasi
Arakçi: Önceliğimiz İsrail saldırganlığına etkili karşılık vermek

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Avrupa üçlüsü (İngiltere, Fransa, Almanya) dışişleri bakanları ve AB Dış Politika Sorumlusu Kaja Kallas ile yaptığı ortak telefon görüşmesinde, İran’ın İsrail’in barışçıl nükleer tesislere ve ekonomik altyapılara yönelik saldırganlığına maruz kaldığını belirtti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Avrupa üçlüsü ülkelerinin (İngiltere, Fransa, Almanya) dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı ortak telefon görüşmesinde, İran’ın “Siyonist rejimin açık saldırganlığına” maruz kaldığını belirtti.
Arakçi, bu durumun tüm Birleşmiş Milletler üyesi devletlerin ve Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in suçlarını durdurmak için harekete geçmesini zorunlu kıldığını vurguladı.
Arakçi, İsrail’in İran’daki barışçıl nükleer tesislere, ekonomik altyapıya, askeri karargahlara ve yerleşim bölgelerine saldırdığını ifade etti.
Bu saldırının diplomatik çalışmalara “benzeri görülmemiş bir darbe” olduğunu kaydeden Arakçi, Avrupa ülkelerine durumu olduğu gibi görmeleri ve Siyonist rejimin saldırganlığını kınamaları çağrısında bulundu.
Görüşmede, İran İslam Cumhuriyeti’nin hiçbir zaman müzakere masasından çekilmediğini belirten Arakçi, bu aşamada odak noktasının saldırganlığı caydırmak için “etkili ve acı verici bir yanıt” vermek olduğunu vurguladı.
İran’ın saldırganlığa karşı meşru müdafaa hakkını güçlü bir şekilde sürdüreceğini söyleyen Arakçi, savaşın tırmanmasının sonuçlarından İsrail’i ve hamilerini sorumlu tuttu.
Arakçi, İsrail’in ABD’nin doğrudan desteği ve suç ortaklığıyla İran halkına karşı bu savaşı başlattığını ve ABD’nin işlenen suçların tüm sorumluluğunu taşıyan bir ortak olduğunu ifade etti.
Avrupa’nın üç ülkesinin dışişleri bakanları ve Kallas ise mevcut durumdan duydukları “derin üzüntüyü” dile getirdi.
Gerilimi azaltmak için diplomasiye başvurmanın önemini vurgulayan yetkililer, bu çerçevede etkili bir rol oynamaya hazır olduklarını belirtti.
Diplomasi
Trump: Tahran derhal tahliye edilmeli

ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Tahran’ın derhal tahliye edilmesi gerektiğini iddia ederken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Amerikalıların İranlılarla görüşme teklifinde bulunduğunu açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda “Tahran’ın derhal tahliye edilmesi” çağrısında bulundu.
Trump, İran’ın kendisinden imzalamasını istediği anlaşmayı imzalaması gerektiğini belirterek, İran’ın nükleer silaha sahip olamayacağını savundu.
G7 Zirvesi’nden erken ayrıldı
Trump, bu açıklamaları Kanada’da katıldığı G7 Zirvesi sırasında yaptı. Zirveden “açık nedenlerden dolayı erken dönmesi gerektiğini” belirten Trump’ın ayrılık kararı, bölgedeki gelişmelerin ciddiyetini gözler önüne serdi.
ABD merkezli Fox News kanalı, Trump’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’nden Orta Doğu’daki gelişmelerle ilgili acil bir toplantı düzenlemesi için hazırlık yapmasını istediğini aktardı.
Bu açıklamaların öncesinde, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, geçtiğimiz hafta sonu ABD Merkez Komutanlığı sorumluluk alanına ek askeri kapasite konuşlandırılması talimatı verdiğini duyurdu.
Hegseth, “ABD kuvvetlerinin korunması en büyük önceliğimizdir ve bu konuşlandırmalar bölgedeki savunma pozisyonumuzu güçlendirmeyi amaçlamaktadır,” ifadelerini kullandı.
Hegseth, daha sonra Fox News‘e verdiği demeçte, Başkan’ın İran ile bir anlaşmaya varma konusundaki tutumunun değişmediğini ve barış umduğunu belirtti.
Bakan, Washington’ın başından beri bölgede kendi çıkarlarını ve üslerini korumak için bulunduğunu sürekli olarak ifade ettiğini ekledi.
Macron: Amerikalılar İranlılarla görüşme teklif etti
G7 Zirvesi’ne katılan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Trump’ın “İsrail” ile İran arasında bir ateşkes teklifinde bulunduğunu dile getirdi. Macron, “Amerikalılar İranlılarla bir görüşme teklif etti ve şimdi ne olacağını göreceğiz,” dedi.
Trump’ın zirveden ayrılma niyetini açıklamasının ardından Macron, “Eğer ABD bir ateşkese ulaşabiliyorsa, bu çok iyi bir şeydir,” yorumunda bulundu.
Avrupa ülkelerinin bir ateşkese ulaşılması durumunda İran ile ciddi nükleer müzakerelere katılmaya hazır olduğunu belirten Macron, İran’da rejim değişikliği yapmaya yönelik zorlama girişimlerinin “stratejik bir hata” olacağı konusunda uyardı.
Bu bağlamda CNN televizyonu, Trump’ın yönetimine İranlı yetkililerle mümkün olan en kısa sürede bir araya gelmeleri yönünde talimat verdiğini bildirdi.
New York Times gazetesi de ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı haberinde, Trump’ın yardımcısı ve Orta Doğu elçisi Steve Witkoff’tan bu hafta İranlılarla bir görüşme ayarlamasını istediğini aktardı.
Axios sitesi ise Beyaz Saray’ın Witkoff ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi arasında olası bir toplantıyı İran ile görüştüğünü belirtti.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya7 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Dünya Basını2 hafta önce
Financial Times: Borç batağındaki ‘gelişmekte olan ülkeler’ için kayıp on yıl kapıda
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Amerika7 gün önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta