Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Biden’dan, Filipinler’e Güney Çin Denizi’nde ‘güvence’

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, Filipinler lideri Ferdinand Marcos Jr.’a, Güney Çin Denizi’nde Çin ile artan gerilimler arasında, ülkenin savunmasına yönelik taahhüdü konusunda güvence verdi.

Pazartesi günü, ABD ziyareti kapsamında Beyaz Saray’da Biden ile bir araya gelen Marcos, protestolarla karşılandı. Beyaz Saray önünde toplanan Filipinliler, ellerinde “ABD kuklası Marcos”, “ABD Filipinler’den defol”, “Filipinler satılık değil” yazılı pankartlarla protesto düzenledi.

Filipinler Devlet Başkanı, Biden ile görüşmesinde, bölgenin “dünyanın tartışmasız en karmaşık jeopolitik durumuyla karşı karşıya olduğunu” söyleyerek, iki ülke arasında “70 yılı aşan ittifakın önemini” vurguladı.

Marcos, görüşme öncesinde, “Filipinler’in, sahip olduğumuz ilişkiyi ve şu anda Güney Çin Denizi çevresinde, Asya-Pasifik ve Hint-Pasifik bölgelerinde gördüğümüz artan gerilim karşısında oynadığımız rolleri güçlendirmek ve yeniden tanımlamak için dünyadaki tek anlaşma ortağına bakması doğaldır” ifadelerini kullanmıştı.

‘Belirsizlik ortadan kalktı’

Filipinler ordusunun askeri modernizasyonunu desteklemeye devam edeceklerini belirten Biden ise, “ABD, Güney Çin Denizi de dahil olmak üzere Filipinler’in savunmasına olan bağlılığımızda kararlı olmaya devam ediyor” dedi.

Ayrıca, Biden’ın ABD şirketlerinin Filipinler’in inovasyon ekonomisine, temiz enerjiye geçiş ve kritik mineraller sektörüne ve halkının gıda güvenliğine yaptığı yatırımı geliştirmek için ülkeye kendi adına bir Başkanlık Ticaret ve Yatırım Misyonu göndereceği kaydedildi.

ABD’li yetkililer, liderlerin gelişen güvenlik ortamına yanıt vermek için, “ittifakın kara, deniz, hava, uzay ve siber alanda işbirliğini ve birlikte çalışabilirliği derinleştirmek üzere kilit ikili öncelikleri, mekanizmaları ve süreçleri kurumsallaştıran” yeni savunma yönergelerini kabul ettiğini söyledi.

Toplantıdan sonra yayınlanan ortak bildiride, “Güney Çin Denizi de dahil olmak üzere Pasifik’te Filipin silahlı kuvvetlerine, kamu gemilerine veya uçaklarına yönelik herhangi bir silahlı saldırının ABD’nin karşılıklı savunma taahhütlerini gerektireceği” belirtildi.

Uzmanlar, tartışmalı Güney Çin Denizi’nin açıklamaya dahil edilmesinin, iki ülkenin savunma anlaşmasında uzun süredir belirsiz olan şeyi açıklığa kavuşturduğunu söyledi.

Filipinler uzun süredir ABD’nin güvenlik taahhütlerinin Güney Çin Denizi’ni de kapsadığına dair güvence istiyordu.

Güney Çin Denizi, son aylarda Çin ve Filipinler arasında çok sayıda karşılaşmaya sahne oldu. Daha geçen hafta, bir Çin Sahil Güvenlik botu ile bir Filipin gemisi arasında neredeyse çarpışma yaşandı.

Hem Çin’in hem de Filipinler’in Güney Çin Denizi’nde birbiriyle çakışan iddiaları var.

Çin’le gerginlik

Diğer yandan, şubat ayında Washington ve Manila, ABD’nin ülkede erişebildiği beş üs listesine, üçü kuzeye, Tayvan’a bakan olmak üzere dört üs daha ekledi. Ancak Filipinler’in bu üslerde ne tür bir erişime ve işbirliğine izin vereceği belirsizliğini koruyor.

Uzmanlar, ABD’nin Filipinler’deki üsleri Tayvan’a yakınlığı sebebiyle kritik önemde gördüğünü ve bazı üslerin Çin’in Tayvan’a olası bir müdahalesine karşı koymak üzere füze sistemleri yerleştirmek için ideal yerler olarak değerlendirildiğini söylüyor.

Ancak zirve öncesinde Marcos, ülkesinin “herhangi bir askeri harekât için hazırlık noktası olarak kullanılmasına” izin vermeyeceğini söyleyerek, Filipinler’in ABD ile Çin arasında herhangi bir çatışmaya girmeyeceğini vurguladı.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English