Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Borrell’den Refah çıkışı: Artık başka bir şey yapmalıyız

Yayınlanma

İsrail’in, güvenli bölge olduğunu iddia ederek insanları sürdüğü Gazze’nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği yoğun hava saldırılarına tepki yağdı. Tel Aviv yönetimi saldırıların iki İsrailli esiri kurtarmak için düzenlendiğini savundu.

İsrail hükümet yetkililerinin bir süredir kara operasyonu sinayali verdiği Refah’a dün gece yoğun hava saldırısı düzenlendi. Filistin resmi ajansı WAFA’nın haberinde, İsrail’in, Refah kentine düzenlediği saldırılarında 100’den fazla kişinin öldürüldüğü, yaralanan yüzlerce kişinin hastanelere ulaştığı belirtildi. Filistin Kızılayı da İsrail saldırılarının Refah şehir merkezinde yoğunlaştığını ve saldırılarda sivillerin evlerinin de hedef alındığını duyurdu. Kuveyt Hastanesi Müdürü Suhayb el-Hıms ise hastanenin çok tehlikeli durumdaki yaralılarla dolu olduğunu, yeterli ilaç ve serum bulunmadığını ifade etti. Yerel kaynaklar, savaş uçaklarının, yoğun topçu atışı ve savaş gemilerinin denizden yoğun ateşiyle eş zamanlı olarak yaklaşık 40 hava saldırısı düzenlediğini, özellikle yerinden edilmiş kişilerin barındığı çok sayıda evi ve camiyi hedef aldığını kaydetti.

İki rehine kurtarıldı”

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, sabah saatlerinde düzenlediği basın toplantısında, İsrail özel kuvvetlerinin alınan istihbarat üzerine yerel saatle 02.00’de Refah kent merkezinde bir binaya baskın düzenlediğini belirtti. Hagari, esirlerin tutulduğu ve çevre binalardaki Hamas’a bağlı savaşçılarla şiddetli çatışmalar yaşandığını, hava kuvvetlerinin de bu sırada binanın çevresine yoğun hava saldırıları düzenlediğini ifade etti. Hagari, İsrail güvenlik güçlerinin Louis Hurr (70) ve Fernando Marman (60) isimli iki esiri yoğun ateş altında binadan çıkardığını ve helikopterle Gazze’den alınan esirlerin sağlık durumlarının iyi olduğunu dile getirdi.

“Katliamdan ABD de sorumlu”

Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet er-Rişk, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İşgalci İsrail’in Refah’ta bu gece 100’den fazla kişinin şehit edildiği katliamları, soykırım ve zorla yerinden etme savaşının bir devamıdır” dedi. İsrail’in Refah’a saldırısının, Binyamin Netanyahu hükümetinin, soykırım eylemi olarak kabul edilebilecek her türlü adımı durdurmak için acil tedbirleri onaylayan Uluslararası Adalet Divanı’nın kararlarını görmezden geldiğini doğruladığını vurgulayan Rişk, şunları kaydetti: “Netanyahu’ya dün yaktıkları yeşil ışık ve soykırım savaşını sürdürmesi için ona sağladıkları açık destek nedeniyle Refah katliamından Netanyahu hükümetiyle birlikte (ABD Başkanı Joe) Biden yönetimi de tümüyle sorumludur.”

Biden bile…”

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Refah kentinde 1,7 milyon Filistinlinin kaçacak yeri olmadığını, Refah’a saldırmasını engellemek için İsrail’e baskı yapmaya devam edilmesi gerektiği söyledi.

Borrell, AB ülkelerinin kalkınma bakanlarının Brüksel’deki gayriresmi nitelikli toplantısının girişinde yaptığı açıklamada, “Mısır sınırındaki durumdan çok endişeliyiz. İsrail tarafından yeni bir operasyon yürütülüyor gibi görünüyor. Netanyahu, nereye tahliye edilebileceklerini söylemeden 1,7 milyon kişinin tahliye edilmesini istiyor” dedi.

Borrell hem kendisi hem de AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının dün birçok mesaj yayımlayarak İsrail’den Mısır sınırındaki Filistinlilere yardım girişini engellememesini istediklerini anımsatarak, şöyle devam etti: “Artık endişemizi ifade etmekten başka bir şey yapmalıyız. Artık birçok kişi İsrail’in eylemlerinin orantılı olmadığını, ölü sayısının kaldırılamayacak düzeyde olduğunu söylüyor. Dün ABD Başkanı Joe Biden bile söyledi. İsrail’in en büyük destekçisi, bunu kendisi de dile getiren Biden bile İsrail’in eylemlerinin orantısız olduğunu, ölü sayısının, sivil kayıpların sayısının inanılmaz olduğunu söyledi. Ama ben şunu soruyorum; sözler dışında başka ne yapabiliriz?”

İsrail’e silah satışını durdurma çağrısı

Bir gazetecinin “Peki eyleme geçmeye dair sizin bir öneriniz var mı?” sorusu üzerine Borrell, “AB, İsrail’e silah sağlamıyor. Başkaları sağlıyor. Eğer ölü sayısının çok yüksek olduğunu düşünüyorlarsa, bunu az tutmak için yapabilecekleri bir şeyler vardır belki” değerlendirmesini yaptı.

Borrell, şunları kaydetti: “İsrail’e baskı yapmaya devam etmeliyiz. İnsani yardım aktörlerini desteklemeye devam etmeliyiz. İsrail, 1,7 milyondan fazla kişinin bulunduğu bir bölgeye saldırırsa insanlar duvara çarpacak. Kaçacak yerleri yok. Biliyorsunuz savaş olduğunda insanlar kaçar. Ancak Gazze’deki insanlar kaçamıyor. Kapılar kapalı. Hiçbir yere kaçamadan bombalanıyorlar.”

AB Yüksek Temsilcisi ayrıca “İsrail hükümetinin UNWRA’dan kurtulmak istediği bir sır değil. Sadece şimdi değil, yıllar öncesinden bu böyle” değerlendirmesini yaptı.

DİPLOMASİ

Lukaşenko: Ukrayna, Putin ile gizli görüşmelere başladı

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus gazeteci Olga Skabeyeva’ya verdiği röportajda, Ukraynalı yetkililerin Vladimir Putin ile gizlice görüştüğünü iddia etti. Lukaşenko, bu görüşmelerin detaylarını vermekten kaçınırken, ABD’nin Ukrayna konusunda net bir stratejisinin olmadığını ve Moskova’ya yönelik yaptırım seçeneklerinin tükenmesi nedeniyle Washington’ın Kiev üzerindeki baskıyı artırdığını öne sürdü.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus gazeteci Olga Skabeyeva’ya verdiği röportajda, Ukraynalı temsilcilerin Vladimir Putin ile gizli görüşmeler yaptığını iddia etti.

Avrupa Birliği’nde yapıcı müzakereler yapabilecek politikacıların olup olmadığı sorusuna yanıt veren Lukaşenko, Ukrayna’da böyle kişilerin olmadığını, ancak yine de bir diyalog yürütüldüğünü belirtti.

Lukaşenko, “Biz yine de onlarla (Ukraynalı temsilcilerle) görüşüyoruz. İsteyenlerle konuşmak gerekiyor. Fakat, kendi tarafımızda, Rusya’da ve benzeri yerlerde görüşmek için böyle tutkulu bir istek görmüyoruz. Gerçi, ben konuşmayacağım, bırakın Vladimir Vladimiroviç (Putin) söylesin. O görüşmüştü. Onu aradılar, anlattılar. Ancak, görüşmeleri dair kamuya açık bir dile getirilmedi,” dedi.

Detayları açıklama yetkisi olmadığını belirten Lukaşenko, ayrıntı vermekten kaçındı.

Belarus Devlet Başkanı, “Ancak Putin bana anlattı. Şu sonucu çıkardı: Görüşmek istiyorlarsa, gelsinler, şimdilik gizlice, gazeteciler öğrenmesin diye. Belki Vladimir Vladimiroviç risk alır ve kimin aradığını söyler,” diye ekledi.

13 Mart’ta Lukaşenko, Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya gitti. Görüşmelerin başlamasından önce, Amerikan yönetiminin Ukrayna’daki çatışmayı çözmek için net bir stratejisinin olmadığını söyledi.

Lukaşenko, “ABD’nin Ukrayna konusunda hiçbir planı yok. Kesinlikle. Bir taraf ne istiyor, diğeri ne istiyor, sadece nabız yokluyorlar,” dedi.

Ayrıca Lukaşenko, Washington’ın Kiev üzerindeki baskıyı artırmaya karar verdiğini, çünkü Moskova’ya karşı yaptırım uygulama imkanlarının neredeyse tükendiğini dile getirdi.

Lukaşenko, “O kadar çok yaptırım uyguladılar ki, daha ötesi yok. Bu nedenle Ukrayna’ya baskı yaptılar ve onun gidecek hiçbir yeri yok. 30 gün için anlaştılar, yani 30 gün,” diye konuştu.

Lukaşenko ve Putin, ABD’nin 30 günlük ateşkes önerisinden sonra bir araya geldi

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

G7 bildirisinin hedefinde İran var

Yayınlanma

Reuters tarafından görülen nihai taslak bildiriye göre, önde gelen Batılı devletlerin dışişleri bakanları perşembe günü İran’ın “keyfi gözaltı ve yabancı suikast girişimlerini giderek artan bir şekilde baskı aracı olarak kullanmasının yarattığı tehdit” konusunda uyarıda bulundu.

ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7 ülkeleri yaptıkları açıklamada Tahran’ın “Orta Doğu’daki istikrarsızlığın başlıca kaynağı” olduğunu iddia ederek ülkenin nükleer programı konusunda diplomasiyi yeniden başlatmaya çağırdı.

Taslak bildiride, Filistin sorununa iki devletli çözümün de bahsi geçmedi ve metnin daha önceki taslaklarında bunun önemini vurgulayan dil terk edildi.

Üyeler bunun yerine “Filistin halkı için siyasi bir ufkun” gerekliliğini vurguladı ve Gazze’ye “engelsiz insani yardımın” yeniden başlaması ve kalıcı bir ateşkes için desteklerini yeniden teyit etti.

Diplomatlar tarafından onaylanan nihai taslağın cuma günü ilerleyen saatlerde bakanlar tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

NATO Genel Sekreteri Rutte: Savaş sonrası Rusya ile ilişkiler yeniden kurulmalı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi gerektiğini belirtti. Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltmasına rağmen transatlantik ittifakı bir arada tutmaya çalışırken, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması ve askeri konumlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki çatışmalar sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin zamanla normalleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Rutte, Bloomberg TV‘de Annmarie Hordern’e verdiği mülakatta, “Savaş Avrupa için bir şekilde durmuş olursa, adım adım, ABD için de adım adım Rusya ile normal ilişkileri yeniden kurmak normal olur,” dedi.

Ancak Rutte, henüz o noktada olmadıklarını ve Rusya’nın müzakereleri ciddiye almasını sağlamak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.

Son haftalarda yoğun bir diplomasi yürüten Rutte, Başkan Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltması ve ABD’nin Avrupa’daki geleneksel güvenlik rolünden çekileceğine işaret etmesiyle ittifakı bir arada tutmaya çalışıyor.

Bu sürpriz hamle, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya ve askeri konumlarını yeniden düşünmeye sevk etti.

Rutte, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi ve ikili, Ukrayna’da ABD’nin arabuluculuğunda potansiyel bir ateşkesi görüştü. Avrupa’nın müzakerelerde büyük ölçüde dışlanması, kıtadaki pek çok lideri rahatsız etti.

Devam eden görüşmeler hakkında konuşan Rutte, “Amerikan yönetimi ve elbette Ukraynalılarla ciddi görüşmelere girmeye hazır olduklarından emin olmak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeliyiz,” ifadesini kullandı.

Rutte’nin en büyük görevi, Trump’ın üyelerin savunmaya yeterince harcama yapmayarak Washington’ı istismar ettiği yönündeki yaygın eleştirileri arasında ABD’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlılığını sürdürmesini sağlamak.

Trump daha önce ABD’yi askeri ittifaktan çekmekle tehdit etmişti.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Oval Ofis’teki televizyonda yayınlanan tartışmasının ardından Rutte, ABD’nin Ukrayna için yaptığı her şeyi överken, Ukraynalı lidere ilişkileri düzeltme çağrısında bulundu.

NATO, haziran ayındaki bir sonraki zirvede üyelerinin savunma harcamaları hedefini en az yüzde 3’e çıkarmaya çalışacak.

Trump, müttefiklerin yüzde 5 harcama yapmasını talep etti; bu, yaygın olarak gerçekçi olmayan ve ABD’nin bile karşılamadığı bir hedef.

Ukrayna, Rusya ile barış görüşmelerinde ‘kırmızı çizgilerini’ belirledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English