Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

FBI’ın ‘Şirin’ soruşturması Netanyahu’ya mesaj mı?

Yayınlanma

FBI, ABD vatandaşı Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile cinayetini soruşturacak. İsrail’in tepki gösterdiği soruşturma, Netanyahu liderliğindeki olası İsrail hükümetinin Biden hükümeti ile ilişkileri açısından ele alınıyor. 

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), aynı zamanda Amerikan vatandaşı olan Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’nin öldürülmesiyle ilgili soruşturma başlattı. ABD Adalet Bakanlığı, işgal altındaki Batı Şeria’da 11 Mayıs’ta öldürülen El Cezire muhabiri Ebu Akile’nin ölümüyle ilgili FBI’ın başlattığı soruşturma konusunda İsrail Adalet Bakanlığı’nı bilgilendirdi. Süreç sonunda, olaya dâhil olan İsrail askerlerinin soruşturulması için ABD’nin talepte bulunabileceği belirtildi.

Soruşturma kararı, 20’den fazla ABD’li senatörün, bağımsız bir FBI soruşturması çağrısında bulunan bir ortak mektup imzalamasının ardından geldi. Kararı memnuniyetle karşılayan ABD’li Demokrat Senatör Chris Van Hollen, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bu, Amerikan vatandaşı ve gazeteci Şirin Ebu Akile’nin vurularak öldürülmesine ilişkin adalet ve hesap verebilirlik arayışında gecikmiş ancak gerekli ve önemli bir adımdır” ifadelerine yer verdi. İsrail lobisinin önemli isimlerinden Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz ise kararı eleştirdi, ona göre Biden yönetimi Netanyahu ve İsrail’i hedef alıyor: “Joe Biden ve yönetimi, İsrail’i ve seçilmiş Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu siyasi düşmanlar olarak görüyor ve bu nedenle onlara tüm siyasi düşmanlarına yanıt verdikleri gibi yanıt veriyorlar: FBI’ı üzerine salarak.

İsrail tepkili Filistin memnun

Soruşturma haberi, İsrail’de şok etkisi yarattı. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Twitter hesabından yaptığı soruşturma kararını “ciddi bir hata” olarak değerlendirdi ve “ABD’ye, herhangi bir dış soruşturmayla iş birliği yapmayacağımızı ve İsrail’in iç işlerine herhangi bir müdahaleye izin vermeyeceğimizi açıkça belirttim” dedi. İsrail Başbakanı Yair Lapid de her ne kadar dost olursa olsun FBI ya da başka bir yabancı ülke kuruluşunun İsrail askerlerini sorgulamasına izin vermeyeceklerini söyledi ve “Güçlü protestomuz Amerikalılara iletildi” ifadesini kullandı.

Filistin Dışişleri Bakanlığı ise karardan memnun: “Bu karar, geç alınmış olsa da, İsrail tarafından ciddi bir soruşturma yapılmadığı, İsrail’in bunu formalite olarak gördüğü ve suçluları ve katilleri örtbas etme girişimi olarak kullandığına dair Amerikan tarafında kanaat oluştuğunu yansıtıyor.

Ne olmuştu?

El Cezire’nin deneyimli saha muhabiri Ebu Akile, 11 Mayıs’ta İsrail güçlerinin Batı Şeria’da bulunan Cenin kentindeki mülteci kampına düzenlediği baskını takip ettiği sırada, İsrail askerlerinin açtığı ateşle öldürülmüştü. Ebu Akile’nin yanında bulunan gazeteci Ali es-Sumudi de sırtından yaralanmıştı. Ebu Akile’nin, görevini yaptığı sırada üzerinde “basın” yazılı çelik yelek giydiği halde İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle vurularak öldürülmesi tepkilere neden olmuştu. Çok sayıda uluslararası kurumun soruşturma ve incelemelerinin vardığı sonuç, Ebu Akile’nin İsrail askerleri tarafından hedef alınarak öldürüldüğünü ortaya koymuştu. Olayda sorumluluğunu defalarca inkâr eden ve Filistinli silahlı grupları sorumlu tutan İsrail ordusu, uluslararası tepkilerin ardından, 5 Eylül’de yayınladığı nihai raporunda, Ebu Akile’nin “yanlışlıkla İsrail ordusunun ateşiyle öldürülmüş olma olasılığının yüksek olduğunu” duyurmuştu.

İsrail aşırı sağı ve Demokratlar

İsrail’de yapılan seçimlerinden sonra eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya hükümet kurma görevi verilmesinin hemen ardından ABD’den bu adımın gelmesi dikkat çekti. Netanyahu’nun koalisyon kurmaya hazırlandığı Itimar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich’e kritik bakanlıkların kuvvetle muhtemel verilme ihtimali, bu isimlerin katı ve şekilci Arap karşıtlığı nedeniyle Batı “demokrasilerini” tedirgin ediyor. İsrail medyasının bildirdiğine göre, ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Smotrich’i savunma bakanı olarak atamaması için Netanyahu’ya baskı yapıyor. Bu bağlamda FBI soruşturmasıyla ilgili İsrail basındaki genel kanı Kongredeki Demokratların baskısı sonucu kararın alındığı yönünde. Öte yandan Demokrat Parti ile İsrail arasındaki ilişkilerde yaşanacak değişimleri ortaya koyduğu ve iki ülke ilişkilerinin tarihinde bir dönüm noktası olduğu değerlendirmesi yapılıyor.

UCM’deki soruşturmayı nasıl etkileyecek?

Jerusalem Post’un istihbarat, terörizm ve hukuk analisti Yonah Jeremy Bob, kaleme aldığı “Ben-Gvir etkisi daha göreve gelmeden İsrail’e zarar mı veriyor?” başlıklı analizinde FBI’nın açtığı soruşturmanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) görülmekte olan “İsrail’de işlenen savaş suçları” soruşturmasına olası etkilerini ele aldı. UCM’nin eski Başsavcısı Fatou Bensouda, İsrailli yetkililerin Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te işlediği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili soruşturma açtıklarını Mart 2021’de duyurmuştu. Ancak Bensouda’nın koltuğunu Haziran 2021’de Karim Khan’a devrettikten sonra soruşturmada somut bir adım atılmadı. Yonah Jeremy Bob analizinde, İsrail yerel mahkemelerinin herhangi bir savaş suçu iddiasını savsakladığının ortaya çıkmasının UCM Başsavcısının elini güçlendireceğine dikkat çekti. Çünkü UCM, “bir kişi bir suç için iki kez yargılanmaz” ilkesi gereği suçun failinin, uyruğunda olduğu devletin yargılamasına tabi olması durumunda dava açamıyor. Ancak “çökmüş olan yargı sistemi gibi” gibi bazı boşluklar UCM’ye yargı yetkisi veriyor.

Bu noktada Jeremy Bob, “İsrail’in en güçlü müttefiki ABD bile İsraillilere karşı kendi soruşturmasını başlatmaya hazırsa ve İsrail Savunma Kuvvetleri’nin yürüttüğü soruşturmanın yetersiz olduğunu ilan ederse, UCM’yi daha geniş çerçevede İsrail hukuk sisteminin yetersiz olduğu sonucuna varmaktan ne alıkoyabilir” diyor.

Biden’ın tehdit yöntemi’

Hiçbir şüpheli ve doğrudan kanıt olmadan, ki İsrail kanıtları paylaşmayacağını çoktan duyurdu, FBI’ın yürütebileceği soruşturma oldukça sınırlı. Bob, Biden’ın daha üst düzey İsrailli bir askeri suçlayarak ikili ilişkileri büyük bir krize sokmayı hedeflediğini düşünmüyor. Biden’ı bu adımı atmaya sevk eden tek ihtimal, Bob’a göre Itamar Ben-Gvir etkisi: “ABD’nin FBI soruşturması duyurusu, Amerikalı yetkililerin, Netanyahu’yu Ben-Gvir ve Betzalel Smotrich’i kilit güvenlik görevlerine atamamaları konusunda uyardıkları bildirildikten kısa bir süre sonra geldi. Örtülü bir tehdit yok: Biden yönetimi, bu adamlardan hiçbiriyle Savunma Bakanı veya Kamu Güvenliği Bakanı olarak çalışmayacaklarını açıkça belirtti. (…) Ek olarak, Demokratların en az bir kanadı (İsrail’e karşı) soruşturma için kampanya yürütüyor ve ABD’deki ara seçimler de artık sona erdi, yani, İsrail’le yeni bir mücadelenin ABD’ye büyük bir seçim maliyeti olmayacak. Bu, Biden yönetiminin Netanyahu’yu Ben-Gvir’e gerçek bir güç verirse ne kadar kötü şeyler alabileceği konusunda tehdit etme yolu olabilir.

İsrail yönetimine atılmış tokat’

Konu, Jerusalem Post’un editöryal başyazısında da ele alındı. Başyazıda, İsrail’in Ebu Akile cinayetiyle ilgili yürüttüğü, bazılarında ABD’nin de dahil soruşturmaların sonuçlarının Washington ile paylaşıldığına dikkat çekildi: “FBI’ın tamamlanan soruşturmalar dışında bir sonuca varacağına inanmak zor. Bununla birlikte, İsrail; Yair Lapid liderliğindeki hükümet ile Benjamin Netanyahu liderliğinde kurulması beklenen yeni hükümete geçiş yaparken başlatılan soruşturma, Kudüs’ün (Batı Kudüs kastediliyor) suratına atılmış bir tokattır.

Cinayete kurban giden bir Amerikan vatandaşının ölümünün soruşturulmasını anlayışla karşılasalar da söz konusu ülkenin İsrail olması Jerusalem Post editörlerini üzmüş ve şaşkına uğratmışa benziyor: “Washington’un hukukun üstünlüğüne saygı duyduğunu bildiği ve bağımsız, güvenilir bir yargıya sahip İsrail gibi ABD’nin yakın bir müttefiki söz konusu olduğunda bu tür soruşturmalar norm değildir. Arkadaş arkadaşa böyle davranmaz ve Amerikalı müttefiklerimizi şiddetle kararlarını yeniden gözden geçirmeye davet ediyoruz.

İsrail basınına göre, ABD, Savunma ve İç Güvenlik Bakanlıklarına atanmaları halinde Smotrich veya Ben-Gvir ile ilişki kuramayacağını Netanyahu’ya iletti.

İşgal iç meseleymiş gibi…’

İsrail basınında şaşkınlık ve kızgınlık hâkim olsa da ABD’ye hak vermeyenler de yok değil. Bunların başında da sol eğilimli görüşleriyle öne çıkan İsrail’in en eski günlük gazetesi Haaretz geliyor. Haaretz, “Ordu kendini soruşturursa” başlıklı editöryal başyazısında cinayetle ilgili İsrail’in yürüttüğü soruşturmayı ve sonuçlarını eleştiriyor. İsrail Ordusu’nun iç soruşturmasında Ebu Akile’nin İsrail askerinin silahından çıkan kurşunla öldürülmüş olabileceği ihtimalini kabul etmesinin bile dört ay aldığına dikkat çekiliyor. Ayrıca bu yarı örtük kabulün bile BM dahil bir dizi kuruluşun yürüttüğü soruşturma sonuçlarından sonra geldiğine işaret edilen başyazıda, “Soruşturma İsrail Ordusu yerine bağımsız İsrail yargısınca yürütülse sonuçlarının belki daha kabul edilebilir” olacağına işaret ediliyor. Bu bağlamda, kurulması beklenen yeni İsrail hükümetinin yargıyı kontrol altına alma planının yürürlüğe girmesi durumunda İsrail’in iç işlerine “müdahale” taleplerinin daha da güçleneceğine dikkat çekiliyor.

Başyazı, FBI’nın soruşturma kararının İsrail’e karşı sert bir duruş talep eden Demokratların baskısına bağlamanın yanlış olduğu görüşünde: “Bunun yerine İsrail, ABD de dahil olmak üzere dünyanın İsrail’de olup bitenlere daha sert bakmaya başladığını içselleştirmeye başlasa iyi olur. Uluslararası toplumun -sanki 50 yılı aşkın bir süredir başka bir ülkenin işgali İsrail’in kendi iç meselesiymiş gibi- ‘İsrail’in iç işlerine’ müdahale etmeyeceği ihtimali gücünü kaybediyor.

ORTADOĞU

İsrail’in İran’a misillemesi beklenirken Blinken yine bölgede

Yayınlanma

blinken-netanyahu

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın 7 Ekim 2023’ten bu yana 11’inci kez geldiği Orta Doğu’da gündeminde Gazze’de olası ateşkes müzakereleri, Lübnan gerilimi ve İsrail’in beklenen İran misillemesi var.

Blinken’ın uçağı İsrail’e inmeden saatler önce Hizbullah Tel Aviv’e roket fırlattı.

Hizbullah sabah saatlerinde İsrail’in başkenti Tel Aviv’in yakınlarında bulunan Birim 8200’e ait bir istihbarat üssünü hedef aldığını açıkladı. İsrail, beş roketin fırlatıldığını birinin açık bir alana düşerken diğerlerinin hava savunma sistemlerince önlendiğini duyurdu.

Blinken, İsrail ziyaretine Başbakan Binyamin Netanyahu ile görüşecek başladı. Ardından Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın da bulunduğu diğer üst düzey yetkililerle görüşen Blinken’in Gazze’de tutulan rehinelerin aileleriyle de görüşmesi bekleniyor.

Blinken’in İsrail temaslarında Gazze’ye yönelik savaş sonrası planları, Gazze’nin kuzeyine insani yardımların ulaştırılması ve Lübnan’daki çatışmalara diplomatik çözüm bulunması ele alındı. Ayrıca ABD’deki 5 Kasım seçimleri öncesinde İsrail’in İran’a yapmayı planladığı misilleme saldırısı da gündemin önemli başlıklarından biriydi.

İran: Komşularımız topraklarının İran’a karşı kullanılmasına izin vermeyecek

İsrail basınının aktardığına göre uçakta Blinken’la birlikte bulunan bir yetkili, Blinken’in İsrailli liderlerle İran’a yapılması beklenen saldırı hakkında konuşmayı ve bölgesel çatışmayı büyük ölçüde tırmandırabilecek herhangi bir hareketten vazgeçirmeyi planladığını söyledi.

Öte yandan Blinken, Hamas lideri Yahya Sinvar’ın öldürülmüş olmasını Gazze’de bir ateşkesi mümkün kıldığını düşünüyor. Ancak Netanyahu “savaşın devam ettiğini” açıklarken Hamas da İsrail ordusu Gazze’den çekilmediği sürece ateşkesin mümkün olmadığı konusunda ısrar ediyor.

İsrail basını, Blinken’ın ziyareti öncesi Tel Aviv yönetiminin İsrail’in Gazze’den çekilmesini kapsamayan yeni “sınırlı” bir ateşkes önerisi sunduğunu yazdı.

Devlet televizyonu KAN’ın haberinde, İsrail’in sunduğu teklifin Gazze’de Hamas’ın esir tuttuğu bazı İsraillilerin serbest bırakılması karşılığında kısıtlı bir ateşkesi içerdiği belirtildi. Ateşkes önerisinin İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesini kapsamadığı aktarıldı. Netanyahu’nun, Mısırlı yetkililerle söz konusu ateşkes önerisini görüşmek üzere İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’in Başkanı Ronen Bar’ı Kahire’ye gönderdiği kaydedildi.

İsrail, “Gazze’nin kuzeyi” için planını Mısır’a iletti

Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esir takası için İsrail ile Hamas arasında, Mısır, Katar ve ABD’nin arabuluculuğunda dolaylı müzakereler aylardır sürüyor. Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik saldırıları sürdürme ve Gazze’den çekilmeme ısrarı ateşkes müzakerelerini sekteye uğratıyor.

Blinken İsrail ziyaretinin ardından Ürdün, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında bulunduğu bir dizi Arap ülkesini ziyaret edecek.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hizbullah’ın İHA’sı Netanyahu’nun evini vurmuş

Yayınlanma

Hizbullah’ın cumartesi günü İsrail’in kuzeyindeki Kayserya kentine düzenlediği İHA saldırısında İsrail Başbakanın Binyamin Netanyahu’nun konutunun hasar gördüğü ortaya çıktı.

Saldırı ile ilgili cumartesi günü yapılan haberlerde İHA’nın “Netanyahu’nun evininde bulunduğu bölgede bir eve isabet ettiği” belirtilmişti. Ancak ülkede uygulanan askeri sansür nedeniyle vurulan evin Netanyahu ailesine ait olduğu açıklanmamıştı. Times of Israel’de yer alan habere göre konu ile ilgili sansür kaldırılınca İsrail basını isabet alan ve hasar gören evin Netanyahu’ya ait olduğunu yazabildi.

“İran adına casusluk” suçlamasıyla 7 İsrail vatandaşı tutuklandı

Saldırı sonrası İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan yazılı açıklamada Netanyahu’nun İran’ın vekili olarak nitelediği Hizbullah’ın “kendisi ve eşine suikast girişiminin feci bir hata olduğunu” söyledi. Netanyahu, bunun ne kendisinin ne de İsrail’in “düşmanlarına karşı savaşında caydırıcı olmayacağını” anlattı.

Netanyahu, İran ve vekillerine karşı, “İsraillilere zarar verenlere bedel ödetecekleri, kendilerine saldıranları etkisiz kılacakları, Gazze’deki İsrailli esirleri geri getirecekleri ve kuzeydeki vatandaşlarının güven içinde evlerine dönmelerini sağlayacaklarını” ileri sürdü.

Netanyahu, daha önceden de tekrar ettiği zafer söylemini yineleyerek “İsrail savaşın tüm hedeflerine ulaşacak ve gelecek nesiller boyunca kalıcı olacak şekilde bölgenin güvenlik gerçeğini değiştirmek konusunda kararlı” ifadesini kullandı.

Öte yandan, İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, Netanyahu’ya yakın kaynaklar, “Başbakan’ın, İHA ile suikast girişiminin ardından İran’a daha sert bir hücum düzenlenmesini istediğini” belirtti.

İran’ın 1 Ekim’de İsrail’e yönelik yaklaşık 200 balistik füzeyle gerçekleştirdiği saldırının ardından İsrail’in İran’a kapsamlı bir karşı saldırı düzenlemesi ve bölgede 7 Ekim 2023’ten bugüne yaşanan çatışmanın hızla şiddetlenip geniş bir alana yayılmasından endişe ediliyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

“İran adına casusluk” suçlamasıyla 7 İsrail vatandaşı tutuklandı

Yayınlanma

Şüpheliler, İsrail üsleri ve tesisleri hakkında fotoğraf çekmek ve bilgi toplamakla suçlanıyor.

İsrail polisi ve iç istihbarat teşkilatı Şin Bet, İran için casusluk yapan, askeri üsler hakkında bilgi sağlayan ve bireyleri gözetleyen İsrail vatandaşlarından oluşan bir şebekeyi çökerttiğini duyurdu. Yapılan operasyonlarda yedi İsrail vatandaşının İsrail ordusuna ait üsler ve enerji altyapısı hakkında hassas bilgiler topladıkları gerekçesiyle tutuklandığı açıklandı. Söz konusu şebekenin yaklaşık iki yıldır aktif olduğunu iddia ediliyor.

İsrail basınında yer alan haberlere göre şüpheliler, aralarında Tel Aviv’deki Kirya olarak bilinen savunma karargâhı ile Nevatim ve Ramat David hava üslerinin de bulunduğu İsrail üs ve tesislerinin fotoğraflarını çekmek ve bunlar hakkında bilgi toplamakla suçlanıyor. Nevatim üssü bu yıl İran’ın iki füze saldırısına hedef olmuş, Ramat David ise Hizbullah tarafından hedef alınmıştı. İsrailli savcılara göre “Bu son yıllarda soruşturulan en ciddi güvenlik vakalarından biri.” Polis, grubun iki yıl boyunca 600 görev gerçekleştirdiğini söyledi.

Aralarında iki çocuğun da bulunduğu iddia edilen şebekeye ilişkin haberler, eylül ayında İran için casusluk yapmakla suçlanan İsrailli bir iş adamının tutuklanmasının ardından geldi. Hakkındaki iddialara göre bu kişi, İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ya da Şin Bet Başkanı Ronen Bar’a suikast düzenlenmesi olasılığını görüşmek üzere iki kez İran’a gitmişti.

Tutuklanan kişilerin Hayfa bölgesinde yaşayan ve bazıları akraba olan Azerbaycanlı Yahudi göçmenler olduğunu ve bir ay kadar önce tutuklandıkları ve savaş zamanında düşmana yardım etmekle suçlanmalarının beklendiği iddia ediliyor.

Haaretz’e göre şüphelilerin Rus aracılardan yüz binlerce dolar nakit transferi ve kripto para aldıkları iddia ediliyor. Şüphelilerden üçünün İsrail’in güneyindeki hassas bölgelerin fotoğraflarını çektikleri sırada yakalandığı ve polisin bu kişilerin elinde düzinelerce belge ele geçirdiği ileri sürülüyor. Yapılan açıklamada, “Soruşturmalar, şüphelilerin iki yılı aşan bir süre boyunca ‘Alkhan’ ve ‘Orkhan’ olarak bilinen iki İranlı istihbarat ajanının yönetimi altında çok sayıda güvenlik görevi yürüttüğünü ortaya çıkardı” denildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi: “Şebeke üyeleri sağladıkları istihbaratın ulusal güvenliği tehlikeye attığının ve düşmana füze saldırılarında yardımcı olabileceğinin farkındaydı. Şebeke, hava kuvvetleri ve donanma tesislerinde, limanlarda, Demir Kubbe sisteminin bulunduğu yerlerde ve Hadera elektrik santrali gibi enerji altyapısına odaklanarak ülke çapında kapsamlı keşif görevleri yürüttü.”

“Operasyon stratejik alanların fotoğraflanmasını ve belgelenmesini içeriyordu ve toplanan veriler İranlı ajanlara aktarılıyordu. Şebeke üyeleri İran’ın rehberliğinde bu görevler için özel olarak tedarik edilmiş gelişmiş ekipmanlar kullandılar.”

Son tutuklamalar İsrail’in İran, Gazze ve Hizbullah’ı hedef alan gelişmiş istihbarat operasyonlarının tek yönlü olmadığını, İran ve vekillerinin İsrail’de de operasyonlar yürüttüğünü gösteriyor. İsrail devlet savcısı henüz açıklanmayan başka vakaların da soruşturma altında olabileceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English