Bizi Takip Edin

AVRUPA

Paris’ten Brüksel’e uyarı: Trump’a şimdilik taviz vermeyin

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, daha fazla Amerikan fosil yakıtı satın almaması halinde AB’ye karşı gümrük vergisi tehdidinde bulunmuştu. AB yetkilileri de bu konuda istekli, hatta Trump için bir paket bile hazırladılar.

Fakat Paris için bu “diz çökmek anlamına gelmemeli.” Fransa Sanayi ve Enerji Bakanı Marc Ferracci, “Amerikan Başkanının ifade ettiği görüşler göz önüne alındığında bu müzakerelerin zor geçmesi kaçınılmaz,” dedi fakat “bir müzakereye peşinen taviz vererek giremeyeceklerini” vurguladı.

Ferracci POLITICO’ya verdiği demeçte “Ve her şeyden önce, prensip gereği Donald Trump’ın taleplerine boyun eğmememiz gerektiğini düşünüyorum. Benim inancım bu yönde,” dedi.

Çarşamba günü AB ticaret şefi Maroš Šefčovič Avrupa Parlamentosuna yaptığı açıklamada Avrupa Komisyonunun sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) alımları ve Çin’in “piyasayı bozan uygulamalarıyla mücadele” için ortak çabalar da dahil olmak üzere “daha derin AB-ABD işbirliğini keşfetmeye hazır olduğunu” söyledi.

Hatta Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, ABD seçimlerinden sonraki ilk telefon görüşmesinde Trump ile doğrudan enerji konusunu ele almış ve daha sonra AB’nin daha fazla Amerikan LNG’si satın almaya açık olması gerektiğini söylemişti.

Washington şu anda AB’nin en büyük süper soğutulmuş yakıt tedarikçisi ve Norveç’ten sonra ikinci en büyük gaz ortağı.

Ferracci’nin yorumları, bu stratejiye şüpheyle yaklaşan Avrupalı politikacıların giderek artan korosuna ekleniyor. Örneğin Almanya ve Finlandiya, ABD’den daha fazla LNG satın almanın hem gerçekçi olmadığını hem de AB’nin 2050 yılına kadar ekonomisini karbonsuzlaştırma çabasını tehlikeye attığını söyledi.

Fakat AB, ABD gazını satın almayı 2027 yılına kadar Rus LNG ithalatını tamamen sona erdirmek için uygun bir yol olarak görüyor.

Fransa şu anda bloğun Rus LNG’sinin en büyük doğrudan alıcısı konumunda. Kpler emtia platformuna göre ülke geçen ay 660.000 ton yakıt satın aldı ve bu rakam AB’nin toplam ithalatının yüzde 43’üne tekabül ediyor.

Bunun nedeni kısmen Fransız enerji devi TotalEnergies’in Rusya’nın kuzeybatı Sibirya’da bir sıvılaştırma tesisi işleten Yamal LNG projesinde yüzde 20 hisseye sahip olması. Uzun vadeli bir sözleşme uyarınca firmanın 2032 yılına kadar tesisten her yıl en az 4 milyon ton LNG satın alması gerekiyor.

Avrupa’nın karbon ağırlıklı endüstrilerini kurtarmanın yollarını AB yetkilileriyle görüşmek üzere perşembe günü Brüksel’de bulunan Ferracci, Paris’in Rus LNG’si konusundaki tutumunu değiştirmeyi ya da ithalatın tamamen yasaklanmasını desteklemeyi planlamadığını söyledi.

AB’nin, Ukrayna savaşının ardından Rus gazının kesilmesi ile birlikte yeni tedarikler için ABD’ye ve ayrıca Orta Doğu’ya yönelmeyi seçtiğini ve “bir denge bulduğunu” söyleyen bakan, “Bu aşamada, bizim duruşumuz bu dengeyi korumaktır,” dedi.

AVRUPA

Alman vekilden seçimlere dış müdahale iddiası

Yayınlanma

Federal Meclis istihbarat komitesi başkanı, Almanya’daki federal seçimlerin Rusya ve diğer yabancı aktörler tarafından “açık” ve “başarılı” bir şekilde manipüle edildiği iddiasında bulunarak, hükümeti AfD’nin rekor bir sonuç elde ettiği oylama üzerindeki etkisini kabul etmeye çağırdı.

Alman istihbarat servislerini denetleyen komiteye başkanlık eden Yeşiller milletvekili Konstantin von Notz, geçtiğimiz hafta sonu yapılan oylama öncesinde manipülasyon kampanyalarıyla “tam olarak kaç oyun değiştirildiğini” söylemenin imkansız olduğunu söyledi. 

Financial Times’a verdiği demeçte Notz, “Bence kesin olarak söyleyebileceğimiz şey, karar alma süreci üzerinde ilgili, gayrimeşru bir etki olduğudur,” dedi.

Notz sonucun iptal edilmesi için çağrıda bulunmadığını vurguladı fakat Alman seçimlerinin halihazırda ve başarılı bir şekilde manipüle edildiğini kabul etmek zorunda olduklarını ileri sürdü.

Almanya için Alternatif (AfD) partisi, pazar günkü oylamada yaklaşık yüzde 21 oy alarak tarihi bir başarı elde etmişti. Merkez sağ Hıristiyan Demokratlar (CDU) ve Bavyera’daki kardeş partisi CSU, yüzde 28,5 ile umduklarından daha düşük bir oy oranıyla da olsa seçimi birinci sırada tamamladı.

Notz, CDU-CSU’nun neden Şansölye Olaf Scholz’un Sosyal Demokratlar, Liberaller ve Yeşiller arasında kurduğu üçlü koalisyona yönelik derin seçmen hoşnutsuzluğundan daha güçlü bir şekilde faydalanamadığını sorguladı.

Yeşil vekil, “Bence bunun, karar alma sürecinin etkilenme biçimiyle de bir ilgisi var. Aşırı sağcı ve radikal partiler tüm Batı tipi demokrasilerde güçleniyor. Ve elbette bunun bu etkiyle bir ilgisi var. Bence bu oldukça açık. Eğer hukukun üstünlüğünü ve özgürlüğümüzü korumak istiyorsak kararlı bir şekilde hareket etmeliyiz,” diye konuştu.

Milletvekili, AfD’nin solcu Die Linke (Sol Parti) ile birlikte bir sonraki parlamentoda “engelleyici bir azınlık” oluşturabilecek olmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Bu durum, bir sonraki hükümetin anayasayı değiştirme kabiliyetini sınırlama riski taşıyor.

Notz, “Şu anda parlamentoda gördüğümüz bu kutuplaşma, aynı zamanda gerçekleşen bu manipülasyon girişimlerinin bir sonucudur,” iddiasında bulundu.

Notz, “tüm Batı demokrasilerini etkilediğini” söylediği bu soruna kolay bir çözüm sunamayacağını söyledi ama Scholz hükümetini bu konuda daha açık konuşmadığı için eleştirdi.

Almanya’nın iç istihbarat teşkilatı BfV kampanya sırasında yabancı aktörlerin seçimleri etkileme girişimleri konusunda uyarıda bulunmuş ve içişleri bakanlığı internette dezenformasyon yaymaya yönelik “bazı belirgin girişimler” hakkında yorum yapmıştı.

Fakat Notz, hükümetin büyük resmi daha net bir şekilde ele alması gerektiğini savunarak, “Neler olduğu, ne tür kampanyalar yürütüldüğü konusunda şeffaf ve net olunmadı. Bu kitlesel olarak gerçekleşiyor; ve dünyadaki neredeyse tüm demokrasilerde. Avrupa ve Amerika’daki aşırı sağ partilerin büyük çoğunluğunun Rusya’ya yakınlığı hepimize düşünecek bir şeyler vermelidir. Çin ve Rusya yeni dünya düzenini bozmak ve demokrasileri istikrarsızlaştırmak istiyor. İşte bu yüzden saldırıya uğramamız hiç de şaşırtıcı değil,” dedi.

2022’den bu yana istihbarat komitesine başkanlık eden Von Notz, pazar günkü oylama öncesinde farklı aktörler tarafından yapılan ve Suriye, Afganistan ve Suudi Arabistan’dan gelen sığınmacılar tarafından gerçekleştirilen ve göç konusunda sert bir ulusal tartışmaya yol açan bir dizi şiddetli saldırı da dahil olmak üzere “çok çeşitli manipülasyonlara” işaret etti.

Notz bu saldırıların en azından bir kısmının siyasi İslamcılar tarafından “toplumu istikrarsızlaştırmak, kutuplaştırmak, huzursuz etmek ve bölmek” amacıyla gerçekleştirildiğini söyledi.

Ayrıca, bu ayın başlarında Avusturya polisinin partiye yapılan 2,35 milyon avroluk bir bağışla ilgili olarak kara para aklama soruşturması başlattığının ortaya çıkmasının ardından AfD’nin finansmanına ilişkin soruları da gündeme getirdi.

Bağış, daha önce ülkenin aşırı sağı için çalışmış olan Avusturya vatandaşı Gerhard Dingler adına yapılmıştı. Fakat Alman Der Spiegel dergisi ve Avusturya’nın Der Standard gazetesi Dingler’in milyarder bir Alman işadamının paravanı olarak hareket ettiğini ileri sürdü. AfD ise, Dingler tarafından paranın kendisine ait olduğuna dair güvence verildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman silah ihracatı 2025’te de hız kesmeden devam ediyor

Yayınlanma

Almanya’nın silah ihracatı 2025 yılında da rekor seyrini sürdürüyor. Federal Meclis üyesi BSW’li Sevim Dağdelen için hazırlanan bir listeye ulaşan SPIEGEL’e göre, Alman hükümeti sadece yeni yılın ilk bir buçuk ayında toplamda yaklaşık 1,3 milyar avro değerinde silah ihracatına izin verdi.

En büyük kalemlerden biri, yaklaşık 238 milyon avro ile Ukrayna’ya yapılan silah sevkiyatları. Kasım ayında başarısız olan koalisyon hükümeti silah ihracatını azaltmayı ve yeniden düzenlemeyi planlamıştı.

Rakamlar, özellikle Ukrayna’ya verilen destek nedeniyle rekor seviyelere yükseldi ve 2024 yılında toplam 13,33 milyar avroluk ihracat onaylandı.

Ukrayna’ya ihracatın devam etmesini eleştiren Dağdelen, “Alman hükümeti, vergi mükelleflerinin parasını Kiev’e pahalı silah hediyeleri için harcamaya devam etmek yerine Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirecek barış müzakerelerini desteklemelidir,” dedi.

Daha fazla teslimatla Ukrayna’yı olası müzakereler için güçlü bir konuma getirmek isteyen Alman hükümetinin aksine Dağdelen “kazanılamaz bir savaştan” bahsediyor.

Alman hükümeti silah ihracatına Federal Güvenlik Konseyi’nde izin veriyor ve bu konsey gizli olarak toplanıyor ve alınan kararları ancak belirli bir süre sonunda Federal Meclis’e bildiriyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Moldova erken seçime gidebilir

Yayınlanma

Moldova eski Cumhurbaşkanı ve Sosyalist Parti Başkanı İgor Dodon, TASS‘a verdiği röportajda, ülkede Temmuz 2025’te erken parlamento seçimlerinin yapılabileceğini ve bunu takiben erken cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de gündeme gelebileceğini söyledi. Dodon, mevcut yönetimin 2024 sonu veya 2025 başında erken seçim yapmamaktan pişmanlık duyduğunu ve seçimlerin planlanandan önce Temmuz 2025 sonunda gerçekleşebileceğini belirtti.

Moldova eski Cumhurbaşkanı ve Sosyalist Parti Başkanı İgor Dodon, ülkede erken seçimlerin yapılabileceği sinyalini verdi.

Dodon, Rus haber ajansı TASS‘a verdiği röportajda, Moldova parlamentosunun Temmuz 2025’te erken seçime gidebileceğini ve ardından erken cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de gündeme gelebileceğini belirtti.

Dodon, “Moldova yönetimi, 2024 sonu veya 2025 başında erken parlamento seçimlerini yapmamaktan pişmanlık duyuyor,” ifadesini kullandı.

Eski cumhurbaşkanı, seçimlerin planlanan tarihten önce, Temmuz 2025 sonunda yapılacağını öngördüğünü söyledi.

Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde, Moldova’da yeni bir yönetimin 2025 yazının sonuna doğru kurulabileceğini ifade eden Dodon, yeni yönetimin göreve başlamasının ardından Cumhurbaşkanı Maya Sandu hakkında “yasa dışı faaliyetler” nedeniyle soruşturma başlatılacağını iddia etti.

Normal şartlarda Moldova’da parlamento seçimlerinin 2025 sonbaharında yapılması gerekiyor.

Bu açıklamalar, Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun 23 Aralık’ta Transdinyester’de kontrolü ele geçirmek ve Rus barış gücünü bölgeden çıkarmak için askeri bir operasyon planı hazırlanması gerektiğini söylemesinin ardından geldi.

Rusya Dış İstihbarat Teşkilatı (SVR) ise Sandu’nun, “ayrılıkçılık” suçlamasıyla Transdinyester yönetimi hakkında soruşturma başlatılması talimatı verdiğini açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English