Bizi Takip Edin

ASYA

Rusya, Hindistan’da 6 yeni büyük ölçekli nükleer ünite inşa etmeyi planlıyor

Yayınlanma

Rusya’nın devlete ait nükleer enerji şirketi Rosatom’un Hindistan’da altı büyük nükleer enerji ünitesi daha inşa etmeyi planladığı belirtildi.

Rusya, 1988 tarihli bir anlaşma uyarınca 2002 yılından bu yana Hindistan’da, ikisi 2013 ve 2016 yıllarında devreye alınan VVER-1000 reaktörüne dayalı altı üniteden oluşan Kundankulam nükleer enerji santralini inşa ediyor.

Altı gigawatt kapasiteli Kudankulam santralinin altı ünitesi de devreye girdiğinde, 72 milyon nüfuslu Tamil Nadu eyaletinin enerji ihtiyacının yüzde 50’sini ve 100 milyon nüfuslu komşu bölgelerin ihtiyacının üçte birini karşılayacak.

Rosatom’dan yapılan açıklamada, “Yeni işbirliği alanları da görüşülüyor. Hindistan’da yeni bir sahada altı adet daha Rus tasarımı büyük kapasiteli ünitenin ve Hindistan’da Rus tasarımı küçük kapasiteli nükleer güç santrallerinin inşası konuşuluyor,” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, Rosatom’un Hindistan’da Rus VVER-1200 reaktörleriyle kurulacak yeni bir nükleer santral için teknik şartnameleri hazırladığı ve nisan ayında ortaklarına yüzer nükleer santraller için çözümler sunduğu kaydedildi.

Moskova’yı ziyaret eden Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte Tüm Rusya Fuar Merkezindeki (VDNKh) nükleer sergi pavyonunu ziyaret etti ve iki taraf daha sonra görüşmelerde bulunacak.

RİA Novosti‘nin projenin işletmecisi Rosatom’a dayandırdığı haberine göre, iki ülke, ayrıca Rus enerji kaynaklarının Kuzey Denizi Rotası üzerinden Rusya’nın Uzak Doğu limanlarında aktarmalı olarak Hindistan limanlarına ulaştırılmasını da görüşüyor.

Kuzey Denizi Rotası, Kuzey Kutbu’nda çıkarılan kaynakların Asya’ya ihracatı ve olası transit geçişler için yeni bir ulaşım arterinin geliştirilmesini öngören iddialı bir proje olarak öne çıkıyor.

Rota boyunca 2030 yılında 150 milyon ton, 2024 yılında ise 80 milyon ton yük taşınması hedefleniyor.

Haberde, “Rusya ve Hindistan’ın profil kuruluşları, Rus enerji kaynaklarının (petrol, kömür ve sıvılaştırılmış doğalgaz) Rusya’nın kuzeybatı limanlarından Kuzey Deniz Rotası üzerinden Hindistan limanlarına, Rusya’nın Uzak Doğu limanlarında aktarmalı olarak sistemli bir şekilde sevkiyatı imkânlarını görüşüyor,” ifadelerine yer verildi.

Hindistan Başbakanı Modi, beş yıl sonra ilk kez Moskova’da Putin ile bir araya geldi

ASYA

‘Yeni Zelandalıların 60 milyon doları Gazze’de kullanılan silahlara yatırıldı’

Yayınlanma

Radio New Zealand’ın haberine göre, Yeni Zelandalıların parasının yaklaşık 60 milyon doları Gazze’deki çatışmalarda kullanılan silahlara yatırılmış durumda.

Mindful Money yatırım kurumu, Yeni Zelanda tasarruf fonu olan KiwiSaver sağlayıcılardan bazılarının, Hamas’ın İsrail’e saldırısının ardından Ekim 2023’te hisse fiyatlarının yükselmeye başlamasından bu yana küresel silah üreticilerine yatırım yaptığını tespit etti.

Mindful Money İcra Kurulu Başkanı Barry Coates, çoğu insanın silahlara yatırım yapmak istemediğini, ancak paralarının nereye gittiğinin farkında olmadıklarını söyledi.

Coates, sağlayıcıların kısa vadeli karlar peşinde koştuklarını ve yatırımlarını iyice araştırmadıklarını söyledi.

“Finans sektörü geleneksel olarak bu şekilde işliyor, kısa vadeli getiri peşinde koşuyor ama neye yatırım yaptığının sonuçlarına bakmıyor. Bence burada gördüğümüz de bunun bir devamı ve günün sonunda Gazze’de binlerce insan hayatını kaybetti ve yaralandı” dedi.

Sağlayıcıların, paralarının silahlara yatırılıp yatırılmadığını insanlara söylemesi gerektiğini söyledi.

“İnsanların paralarının nereye yatırıldığını anlayabilmeleri için daha fazla şeffaflık olması gerekiyor. Fon yöneticilerinin yasal olarak vermek zorunda oldukları bazı bilgiler var, ancak … bu bilgilerin çoğu anlamsız ve halka gerçekten bilgi vermiyor” dedi.

Coates, hesap sahiplerinin Gazze’de kullanılan silahlara yatırım yapan KiwiSaver fonlarından çıkma konusunda sosyal medyada seslerini duyurduklarını söyledi.

“İnsanlar yatırımlarını değiştiriyor. Bazı durumlarda, yatırım sağlayıcılar kamuoyundaki endişenin düzeyine bakıyor ve ‘oh, paramızı bu şirketlerden çekeceğiz’ diyorlar. Dolayısıyla, insanların yapması gereken iyi şeylerden biri sadece fonlarını değiştirmek değil, aynı zamanda fon sağlayıcılarına geri dönüp ‘paramın yatırılmasını istediğim şey bu değil’ demek” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

ASYA

Filipinler Batı’nın Hint-Pasifik çıkarları için bir geçit mi oluyor?

Yayınlanma

İmzalanan bir savunma anlaşması, iki uçak misyonu ve masada olan daha fazla erişim anlaşmasıyla Filipinler’in büyüyen diplomatik ağı, onu diğer ülkelerin Hint-Pasifik stratejileri için kilit bir ülke konumuna getiriyor.

South China Morning Post’a konuşan gözlemciler son gelişmelerin Manila’nın “yavaş ve istikrarlı bir şekilde” “ Güney Çin Denizi’ndeki güvenlik endişelerine” odaklanan bir savunma ağı oluşturduğunu gösterdiğini söylüyor.

Tokyo ve Manila arasında asker konuşlandırma anlaşmasının imzalanmasının ardından Fransa, Hint-Pasifik’teki yıllık Pegase hava kuvvetleri misyonunun ilk kez Filipinler’de mola vereceğini, İtalya’nın taşıyıcı saldırı grubunun ise Avustralya’nın savaş oyunlarına katıldıktan sonra “insani bir görev” için Filipinler’e uçacağını duyurdu.

Filipinler Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve jeopolitik analist olan Matteo Piasentini The Post’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi “[Bu hamleler] Filipinler’e, en azından güvenlik söz konusu olduğu sürece, bölgesel meselelerde önemli bir aktör olarak kesinlikle önemli bir rol veriyor. Bununla birlikte, Filipinler’in ABD ve bölgedeki müttefikleriyle aynı çizgide olduğuna dair güçlü bir sinyal de gönderiyor.”

Pazartesi günü Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr, Kanada, Yeni Zelanda ve Fransa ile gelecek yıl için üç karşılıklı anlaşmanın daha hazırlandığını söyledi.

Uluslararası Kalkınma ve Güvenlik İşbirliği Başkanı Chester Cabalza, This Week in Asia’ya verdiği demeçte Yeni Zelanda’nın Manila ile bağlarını güçlendirme arzusunun Batı’nın “gergin bölgede kurallara dayalı düzen konusundaki güçlü pozisyonuyla” örtüştüğünü söyledi.

Cabalza, Çin ile olan deniz anlaşmazlığında Manila lehine karar veren uluslararası mahkemeye atıfta bulunarak “Yeni Zelanda, Filipinler’in Lahey kararını destekleme konusunda aynı hedefi paylaşıyor” dedi.

“Wellington, diğer 13 ülkeyle birlikte Manila’nın geçmiş Balikatan tatbikatlarında gözlemci olarak yer almıştı. Bu stratejik yön göz önüne alındığında, Filipinler’in stratejik bir ortağı olarak Yeni Zelanda’nın önünde hiçbir engel kalmıyor,” dedi Cabalza.

Filipinler’in Fransız Hava ve Uzay Kuvvetleri’nin hava gücü projeksiyonunu göstermek üzere her yıl Hint-Pasifik bölgesine düzenlediği Pegase 24’e dâhil edilmesi, askeri işbirliği görüşmelerinin başladığı aralık ayından bu yana Paris’in Manila ile daha yakın güvenlik bağları kurmak üzere attığı adımların sonuncusu.

Cabalza, “Paris’in Manila’nın askeri modernizasyonuna olan ilgisi, denizaltı programı konusunda yardım teklif ettiğinde ve bir Hint-Pasifik gücü olarak denizcilik kurallarına dayalı savunuculuğunu desteklediğinde arttı” dedi.

Bu yıl Fransız uçaklarından oluşan bir birlik Manila’nın 93 km kuzeybatısındaki eski bir ABD askeri üssü olan Clark Hava Üssüne inecek.

Fransa’nın Filipinler Büyükelçisi Marie Fontanel 12 Temmuz’da yaptığı açıklamada misyonun, ülkenin “açık ve kapsayıcı bir Hint-Pasifik bölgesini korumak için gerekli olan” seyrüsefer özgürlüğünü koruma konusundaki kararlılığını göstermeyi amaçladığını söyledi.

Cabalza’ya göre, İtalya’nın Filipinler’i Hint-Pasifik güzergahına dahil etme kararı, “Batılı büyük güçlerin Filipinler’in denizde demokratik değerleri korumaya yönelik büyüyen diplomatik ağını tanıma dizilerine yeni bir ek” oldu.

Asya-Pasifik İlerleme Yolları Vakfı’nda araştırma görevlisi olan Lucio Blanco Pitlo III’e göre Asya, Avrupa için önemli bir ticaret yolu olmaya devam ederken (dış ticaretinin yüzde 40’ı Güney Çin Denizi’nden geçiyor), Batı’daki ülkeler denizdeki iletişim hatlarında ve bölgedeki çatışma noktalarında yaşanabilecek olası aksaklıklar konusunda endişelerini paylaşacaktır.

Pitlo, “Avrupa’nın bölgenin güvenliği ve refahı konusunda büyük çıkarları var ve kritik su yollarına sınırsız erişim ve anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesini istiyor” dedi.

“Bu yılki G7 zirvesine ev sahipliği yapan İtalya, zengin ülkeler kulübünün bölgeye yönelik kendi stratejisini ortaya koyan tek üyesi” diye ekledi.

Ancak Piasentini, Çin’in Roma için önemli bir ekonomik ortak olmaya devam etmesi nedeniyle İtalya’nın Filipinler ile yakın zamanda karşılıklı bir erişim anlaşmasına öncelik vermesinin pek olası olmadığını söyledi.

“2023‘ün sonuna kadar Roma hala Kuşak ve Yol Girişimi’nin bir üyesidir ve Pekin’i açıkça karşısına alma niyetinde değildir. Daha gerçekçi bir sonuç, bilgi paylaşımı, eğitim ve silah transferini kolaylaştıracak bir askeri, teknik ve endüstriyel işbirliği anlaşması olabilir” diyen Piasentini, İtalya’nın Filipinler’in modernizasyon çabalarında maliyet tasarrufu sağlamak için ikinci el askeri teçhizat satın almasına olanak tanıyan yeni tedarik yasasından yararlanabileceğini de sözlerine ekledi.

Piasentini, Hint-Pasifik bölgesinde bölgesel çıkarları olan ve denizaşırı toprakları aracılığıyla bölgesel bir varlık oluşturabilen Fransa’nın aksine, İtalya’nın bu ilgi ya da kabiliyeti paylaşmadığını açıkladı.

“Ortak askeri tatbikatlara katılım, kilit ortaklarla ikili ilişkilerin derinleşmesine yardımcı olur. İtalya için Avustralya ve Japonya ekonomik açıdan ve savunma teknolojisi paylaşımı açısından çok önemli ortaklardır. Ancak bu durum Hint-Pasifik bölgesine yönelik stratejik bir vizyona işaret etmiyor” dedi.

Piasentini, “Bazı Batılı ülkeler savunma bağlarını güçlendirirken, ilgi ve taahhüt düzeyleri büyük farklılıklar gösteriyor” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Orta Asya ülkelerindeki bankalar, Rusya’dan gelen ödemeleri kabul etmiyor

Yayınlanma

Rusya’dan yapılan ödemelerle ilgili sorunlar komşu ülkelere de ulaştı: Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan’daki bankalar Rus şirketlerinden gelen ödemeleri kabul etmemeye başladı.

PEC, Digital VED, GTL ve Logita Trade taşımacılık şirketlerine ilişkin yapılan incelemenin verilerine göre, temmuz ayında Orta Asya bankaları aracılığıyla yapılan ödemelerdeki ret payı yüzde 30’a yükseldi ve ortalama işlem süresi yüzde 15 artarak iki haftaya kadar çıktı.

PEC finans direktörü Roman Romaşevskiy, RBK gazetesine verdiği demeçte bankaların şirketler, kurucuları, müşterileri, fon kaynakları ve işlemlerin ayrıntıları hakkında veriler de dahil olmak üzere giderek daha fazla ek belge ve açıklama talep ettiklerini belirtti.

Romaşevskiy, sorunların 2024 yılının ikinci çeyreğinde yoğunlaştığını ve ulusal para birimleriyle yapılan ödemelerde bile ortaya çıktığını kaydetti.

Romaşevskiy, “Yaklaşımların birleşik olmaması ve net algoritmaların bulunmaması nedeniyle, bir finans kuruluşu, gerekçelerine ilişkin ayrıntılı bir açıklama yapmadan ödemeleri reddedebiliyor,” dedi.

Logita Trade CEO’su Tatyana Alekseyeva ise bir ve aynı bankada, 10 bin dolar değerinde küçük bir parti mal için yapılan bir ödeme başarılı olabilirken, 50 bin dolarlık bir işlem iptal edilebildiğini kaydetti.

Digital Foreign Economic Activity’nin kurucusu Anna Fomiçeva da “Çoğu sorun, Orta Asya bankaları aracılığıyla Çin de dahil olmak üzere diğer ülkelere yapılan mal ödemelerinde ortaya çıkıyor,” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan ‘Opora Rossiya’ uluslararası ilişkiler komitesi başkanı Nikolay Dunayev, bankaların bu durumu ABD yaptırımları nedeniyle ‘ezilmek’ istememeleriyle açıkladığını söyledi.

Rusya, 2023 yılının sonlarında, ABD Başkanı Joe Biden’ın ABD Hazine Bakanlığı’na, yaptırımlara tabi Rus şirketleriyle çalıştıkları ve Rusya’nın savunma sanayiine yardım ettikleri gerekçesiyle kredi kuruluşlarına ikincil yaptırımlar uygulama yetkisi vermesiyle uluslararası ödemelerde sorun yaşamaya başladı.

Bunun ardından Türkiye, BAE ve Çin’deki bankalar Rusya’dan gelen ödemeleri kabul etmemeye başladı.

Haziran ayında ABD, bu mekanizmayı genişleterek Rusya’nın savunma sanayii tanımına bankalar da dâhil olmak üzere yaptırım altındaki tüm Rus kuruluşlarını dâhil etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English