Bizi Takip Edin

AMERİKA

FBI, Trump’ı vuran saldırganın motivasyonunu hâlâ bulamadı

Yayınlanma

Donald Trump’a yönelik suikastten altı hafta sonra FBI hâlâ saldırganı neyin motive ettiğini bilmiyor.

FBI’ın Pittsburgh Saha Ofisi Başkanı Kevin Rojek çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Şahsın çevrimiçi arama geçmişinin yanı sıra belirli çevrimiçi faaliyetlerinin kapsamlı analizi bize zihniyeti hakkında değerli bilgiler sağladı, fakat kesin bir neden değil,” dedi.

Rojek, FBI’ın şu ana kadar tetikçi Thomas Crooks ile ilgili olarak “sol ya da sağ eğilimli … kesin bir ideoloji” görmediğini de sözlerine ekledi.

Rojek’e göre Crooks daha ziyade “bir etkinliğe saldırı planlamak için sürekli ve detaylı bir çaba sarf etmiş” ve birden fazla hedefi göz önünde bulundurmuş ve Trump’ın 13 Temmuz’da Butler, Pennsylvania’da düzenleyeceği mitingin duyurulmasının ardından bu mitinge “aşırı odaklanmış.”

Crooks o gün bir çatıdan Trump’a sekiz el ateş ederek kalabalıktan bir kişiyi öldürmüş ve Trump’ı kulağından yaralamıştı. Saniyeler içinde bir Gizli Servis keskin nişancısı Crooks’u vurarak öldürmüştü.

Yetkililer, Crooks’un herhangi bir suç ortağı olduğuna ya da yabancı kuruluşlarla bağlantısı olduğuna dair bir işaret bulunmadığını söyledi.

Yetkililer, FBI’ın kullandığı şifreli e-posta hesaplarındaki materyallere eriştiğini ve analiz ettiğini de sözlerine ekledi.

Eylül 2023’te, Crooks’a bağlı bir hesap Trump’ın kampanya programını ve yaklaşan Pennsylvania görünümlerini aramak için kullanıldı. Ardından, 2024 yılının nisan ayından temmuz ayına kadar Crooks hem o sırada yeniden seçilmek için yarışan Başkan Joe Biden’ın hem de Trump’ın kampanya etkinliklerini aradı.

Şüpheli, 6 Temmuz’da Trump’ın Butler’daki mitingine katılmak için kayıt yaptırdı ve “Oswald, Kennedy’den ne kadar uzaktaydı?” diye arattı.

Crooks o gün ayrıca “Trump Butler Farm Show’da nereden konuşacak?” sorusunun yanı sıra “Butler Çiftlik Gösterisi podyumu” ve ”Butler Çiftlik Gösterisi fotoğrafları” sözcüklerini de aramış. 

FBI’a göre saldırıdan önceki 30 gün boyunca Crooks, aralarında Cumhuriyetçi ve Demokratik konvansiyonların nerede toplanacağı da dahil olmak üzere, Biden ve Trump ile alakalı 60’ın üzerinde internet araması yapmış.

Şüphelinin Eylül 2019 gibi erken bir tarihte internette patlayıcılarla ilgili bilgi almaya çalıştığı da anlaşıldı. Bunlar arasında gübreden bomba yapımı ve uzaktan kumandalı patlayıcıların nasıl çalıştığı gibi bilgiler de yer alıyor.

Crooks’un arabasında suikast sırasında iki ev yapımı patlayıcı vardı ve FBI laboratuvarı, Crooks’un bunları yapmak için kullandığı malzemelerin satın alınmasının yasal olduğu ve internette kolayca bulunabileceği sonucuna vardı.

Crooks, saat 15:51’den 16:02’ye kadar Butler etkinlik alanının üzerinde bir drone uçurdu. Bu sayede saldırganın, uçuş düzenine dayanarak etkinlikteki “güvenlik dizilimi” hakkında fikir sahibi olabileceği düşünülüyor.

Rojek, “Kişinin drone’u neden uçurduğuna dair kesin motivasyonu hiçbir zaman belirleyemeyeceğiz,” diye ekledi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English