Bizi Takip Edin

ASYA

Filipinler Komünist Partisi, Marcos Jnr’ın af teklifini reddetti: Önce yoksulluk ve adaletsizlik ele alınsın

Yayınlanma

Filipinler Komünist Partisi (FKP) hükümetin en son af önerisini “saçma” olarak nitelendirerek reddederken, analistler de temel nedenler ele alınmadığı sürece dünyanın en uzun süreli isyanını sona erdirme şansının çok az olduğu görüşünde.

Bu ayın başlarında Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jnr, silahlı devrimciler için, isyanın bir parçası olarak işledikleri herhangi bir suçtan dolayı yargılanmamalarını sağlayacak bir af programı emretti. Kasım ayında teklif edilen bir önceki af programı da özetle reddedilmişti.

FKP’nin enformasyon sorumlusu Marco Valbuena, hükümetin bu tür bir teklifi genişletmesi için hiçbir neden görmediklerini söyledi.

İsyancı lider perşembe günü This Week in Asia’ya verdiği demeçte “Halka yanlış yapanlar zalimler ve sömürücüler olduğu halde devrim neden zalimlerden af dilesin ki?” dedi.

Başta kırsal bölgeler olmak üzere Filipinler geneline yayılmış olan komünist gerilla güçleri 1960’ların sonlarından bu yana hükümetle silahlı çatışmalara giriyor. Ancak FKP, silahlı çatışmanın kökleri olan yaygın yoksulluk ve adaletsiz politikalar ele alınmadığı sürece çatışmaların devam edeceğini söylüyor.

Marcos Jnr, çatışmaların sona erdiği yönündepropaganda yapıyor

South China Morning Post’un haberine göre, Marcos Jnr’ın yönetimi, “komünist isyancılarla on yıllardır süren çatışmanın sona ermekte olduğuna” dair bir söylem geliştiriyor. Hükümet ve askeri yetkililer şimdiye kadar isyancıların kaçmakta olduğunu, sayılarının azaldığını ve ülkede hala sadece 11 “zayıflatılmış” üssün faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Mart ayında Filipinler Silahlı Kuvvetleri (FSK) o ayın sonuna kadar gerillaların kökünü kazıma sözü vermişti.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Sekreter Eduardo Año nisan ayı başında yaklaşık 1,500 isyancının başlangıçta af anlaşmasını kabul etmeye istekli olduğunu ifade ettiğini iddia etti. Año ayrıca geri dönen isyancıların başvurularını işleme koymak üzere 17 yerel af kurulunun oluşturulduğunu açıkladı.

FKP’nin siyasi kanadı Ulusal Demokratik Cephe’nin (UDC) başkanı Julie de Lima bu hafta yaptığı açıklamada Año’nun iddialarının “gülünç” olduğunu söyledi.

De Lima, ordunun mart ayı sonuna kadar isyancı üslerini yok etme taahhüdüne atıfta bulunarak, “Rakamlarının tutarsız olması ve son tarihlerinin sürekli değişmesi, devrimci güçleri yenmedeki başarısızlıklarının bir göstergesidir” dedi.

Año, Kongre’nin af ilanını kabul ettiğini ve bu rakamların FKP, UDC ve FKP’nin silahlı kanadı olan Yeni Halk Ordusu’nun (YHO) kalan üyelerini temsil ettiğini söyledi.

Filipin ordusu, 2023 yılının ilk yarısında 2,447 isyancının teslim olmasını sağladıklarını söyledi.

FKP yetkilisi Valbuena güçlerinin azaldığı iddiasını reddederek gerilla üslerinin “siyasi ve askeri dayanaklarını yeniden kazandıklarını ve sürekli olarak genişleyip güçlendiklerini” söyledi.

Ayrıca hükümetin teslim olan isyancıların sayısını halkın gözünde kazanmış gibi göstermek için uydurduğunu vurguladı.

Valbuena, “Faşistlerin devrimci davayı desteklediklerinden şüphelendikleri binlerce silahsız insan, mahkemeler dışında keyfi olarak suçlandı ve haksız tutukluluk ya da ölüm acısı altında ‘teslim olmaya’ zorlandı” dedi.

İnsan hakları grupları da devletin teslim olan isyancılarla ilgili raporlarını eleştirerek çoğunun zorla teslim edilen siviller olduğunu söylüyor.

SCMP haberine göre, geçtiğimiz yıl, Metro Manila’daki bir gecekondu mahallesinin 20’den fazla sakini, silahlarını bırakan UDC üyeleri gibi davranmaları için kandırıldıklarını iddia etti. Hükümet 2019 yılında teslim olan isyancıların sahte fotoğraflarıyla ilgili bir soruşturma başlatılmasını emretti.

Adil ve kalıcı bir barış talebi

Her iki taraf da olası görüşmelere kapıyı kapatmamış olsa da, son aylarda askerler ve gerillalar arasında bir düzineden fazla çatışmanın rapor edilmesiyle gerginlik alevlendi.

Hükümetin barış panelinin eski başkanı olan Filipinler Üniversitesi profesörü Miriam Coronel-Ferrer, This Week in Asia’ya verdiği demeçte hükümetin af teklifinin bazı kişileri cezbedebileceğini ancak FKP’nin bir örgüt olarak kabulü olmadan bunun işe yaramayacağını söyledi.

“Af bir paketin parçası olmalı” diyen Coronel-Ferrer, şu anda “FKP’nin silahlı mücadeleyi bırakmaya hazır olduğuna dair bir işaret olmadığını” da sözlerine ekledi.

Coronel-Ferrer, hükümetin af programını gelecekteki müzakereler için bir platform olarak mı yoksa “bölmek ve yönetmek için başka bir yol” olarak mı kullandığının belirsiz olduğunu söyledi.

Profesör, hükümeti “siyasi cephe söz konusu olduğunda daha stratejik bir yaklaşım” geliştirmeye çağırdı.

De Lima hükümetin af teklifini reddederek, böyle bir girişimin “adalete dayalı ve iç savaşın köklerini ele alan … barış müzakereleri çerçevesinde tartışılması” gerektiğini söyledi.

Bunun yerine, devletin 800’den fazla siyasi mahkumu incelemesini talep etti; bunların çoğunun UDC liderliğindeki barış sürecinin katılımcıları olduğunu ve özellikle hükümet adil ve kalıcı bir barış taahhüdünde samimi ise serbest bırakılmaları gerektiğini söyledi.

ASYA

ABD-Filipin kuvvetleri ihtilaflı sularda roket ateşleyip Çin yapımı gemi batıracak

Yayınlanma

ABD ve Filipin kuvvetleri bu yıl devam etmekte olan Balikatan ortak askeri tatbikatı kapsamında Güney Çin Denizi yönünde bir düzine roket ateşledi; askeri yetkililer Manila ve Pekin arasındaki gerilimin arttığı bir dönemde bu eylemin herhangi bir ülkeyi kışkırtma amacı taşımadığında ısrar etti.

Roketler, Güney Çin Denizi’ne bakan bir ada olan Palawan’daki Campong Ulay kıyı köyü yakınlarında gerçekleştirilen canlı ateş tatbikatının bir parçası olarak Perşembe günü öğleden sonra saat 2 civarında fırlatıldı.

Roketler, 80 kilometre (49,7 mil) uzaklıktaki hedefleri vurabilen hafif bir çoklu roketatar olan iki adet M142 Yüksek Hareket Kabiliyetli Topçu Roket Sisteminden ateşlendi.

Filipin Ordusu Tuğgenerali Romulo Quemade II, Pekin ve Manila’nın tartışmalı sulardaki toprak hakları konusunda çok sayıda deniz çatışmasına girdiği Güney Çin Denizi’nde canlı ateş tatbikatı yapılmasını savundu.

Gazetecilere verdiği demeçte “Denizden kıyılarımıza doğru gelen bir tehdidi simüle ediyoruz, bu nedenle egemenliğimizi savunmak için çok alanlı yeteneklerimizi kullanıyoruz” dedi.

Filipinli General, “Bu oldukça uzak bir mesafe ve biz sadece deniz bölgelerimiz ve topraklarımız içinde ateş ediyoruz” diye ekledi.

22 Nisan’da ABD’den 16,000 ve Filipinler’den 5,000’den fazla askerin yanı sıra Avustralya ve Fransız silahlı kuvvetleri de yıllık Balikatan tatbikatlarının başlangıcı için bir araya geldi. Bu yılki tatbikatların bir kısmı ilk kez Filipinler’in karasularının 12 deniz mili sınırının ötesinde gerçekleştiriliyor. Tatbikatlar 8 Mayıs’a kadar devam edecek.

‘Hedef seçimi kasıtlı değil’

ABD Ordusu 1. Çok Alanlı Görev Gücü Komutanı Tuğgeneral Bernard Harrington, topçu, makineli tüfek ve Javelin tanksavar füzelerinin de kullanıldığı tatbikatın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, tatbikatın belirli bir düşmanı hedef almadığını savundu.

Gazetecilerin tatbikatın Güney Çin Denizi’ne dönük olarak gerçekleştirilmesi nedeniyle Çin’in roket fırlatılmasına tepki gösterip göstermeyeceği sorusuna Harrington, “Filipinler Silahlı Kuvvetleri ile çok yakın çalıştığımız için yaptığımız her şey Filipinler’in karasuları sınırları içinde” yanıtını verdi.

Her yıl düzenlenen Balikatan tatbikatlarının 39’uncusu Filipinler ve ABD arasında 1951 yılında imzalanan ve her iki ülkeyi de dış güçlerin saldırısı durumunda birbirlerine yardım etmeye çağıran Karşılıklı Savunma Anlaşması kapsamında gerçekleştiriliyor. Pentagon, “başka ülkelerden gelen tehditler” karşısında anlaşmaya başvurması halinde Manila’ya yardım etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Cuma günü kuzey Luzon’da gerçekleştirilmesi planlanan bu yılki Balikatan’ın ana etkinliği, Filipin Donanmasının Çin yapımı tek deniz varlığı olan BRP Lake Caliraya’nın birlikler tarafından koordineli bir şekilde batırılmasını içeriyor. Manila hedef seçiminin “kasıtlı olmadığını” söyledi.

“BRP Lake Caliraya”, eski adıyla “MT Lapu-Lapu”, Filipin Ulusal Petrol Şirketi için bir Çin tersanesi tarafından inşa edilen bir petrol tankeriydi ve aynı zamanda Çin ile Filipinler arasındaki önceki işbirliğinin de bir göstergesiydi. Daha sonra Filipin Donanması tarafından ilk ikmal gemisine dönüştürüldü.

‘Kapsam dışı’

Çarşamba günü Manila’daki milletvekilleri yıllık tatbikatları savunarak bunların sadece birlikte çalışabilirliği artırmayı ve ortaklıkları güçlendirmeyi amaçladığını ve herhangi bir saldırgan ülkeye yönelik olmadığını söyledi.

Ulusal Savunma Komitesi’ne başkanlık eden Senatör Jinggoy Estrada, tatbikatların bazılarının tartışmalı bölgelerde yapıldığını kabul etmekle birlikte, Çin de dahil olmak üzere diğer ülkelerin eylemlerine meydan okuma amacı taşımadıkları konusunda ısrar etti.

“Bu tatbikatlar diğer uluslara karşı savaş operasyonları için tasarlanmamıştır. Çin’in Filipin gemilerine yönelik zorlayıcı eylemlerine karşılık vermek ya da bunları engellemek için kullanmak bu ortak askeri tatbikatların kapsamı dışındadır” diyen Estrada, Manila’nın bölgede barış ve istikrarı teşvik ederken kendi yetki alanı dahilinde yasal faaliyetlerine devam edeceğini de sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin dostu Jeremiah Manele, Solomon Adaları Başbakanı seçildi

Yayınlanma

En son Solomon Adaları Dışişleri Bakanı olarak görev yapan ve Çin ile yakın ilişkileri destekleyen Jeremiah Manele, perşembe günü milletvekilleri tarafından yapılan oylamayı kazanarak başbakan olmaya hazırlanıyor.

Genel Vali David Vunagi, Manele’nin gizli oylamada ulusal parlamentonun 50 üyesinden 31’i tarafından aday gösterildiğini açıkladı. Geleneklere göre Manele’nin günün ilerleyen saatlerinde yemin ederek göreve başlaması bekleniyor.

Geçen ay yapılan genel seçim, en son başbakan Manasseh Sogavare’nin Tayvan’la 36 yıllık diplomatik bağları koparıp Çin’i tanımaya başlamasından bu yana yapılan ilk seçim oldu.

Bu hareket, Solomon Adaları’nın uzun süredir ortakları olan Avustralya ve ABD’yi endişelendirdi. Çin Komünist Partisi’nin resmi yayın organı People’s Daily’ye yaptığı açıklamada, bu değişikliğin “işe yaradığını” ve “bizi tarihin doğru tarafına koyduğunu” söyleyen Manele, bu çizgiyi desteklemeye devam edecek gibi görünüyor.

Manele, 5 yıllık dışişleri bakanlığı görevi boyunca Pekin’e karşı sürekli olarak saygılı bir tutum sergiledi.

People’s Daily’ye konuşan Manele, Çin’in 2023’te Pasifik Oyunlarına ev sahipliği yapmak için gereken ulusal spor tesislerinin finansmanına verdiği destek için minnettarlığını dile getirdi. Çinli mevkidaşı Wang Yi ile yaptığı görüşmede Çin’in kalkınma başarılarına hayranlığını dile getirdi ve Pekin’in yönetim örneğinden bir şeyler öğrenmeyi dört gözle beklediğini söyledi.

Altyapı ve yatırım ihtiyacı

Griffith Asya Enstitüsü Pasifik Merkezi proje sorumlusu Tess Newton Cain, Manele yönetiminde dış politika açısından büyük bir sapma beklemiyor.

Nikkei Asia’ya konuşan Cain, “Solomon Adaları’ndaki altyapı ihtiyaçları çok büyük ve Manele haklı olarak Çin’in bu alanda bir ortak olarak önemli bir rol oynayabilecek konumda olduğunu görüyor” dedi.

Avustralya Ulusal Üniversitesi Kalkınma Politikası Merkezi’nde çalışan Terence Wood ise Canberra ile ilişkilerin geliştirilebileceğini düşünüyor. Nikkei’ye konuşan Wood, “Manele’nin Avustralya ile gergin ilişkiler geçmişi yok, bu nedenle muhtemelen hem Batı’yı hem de Çin’i dengelemek için daha iyi bir konumda olacaktır” dedi.

Perşembe günkü oylama öncesinde Avustralya yayın kuruluşu ABC’ye verdiği bir mülakatta Manele, dış politikasının “herkese dost, hiçbirine düşman” olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Fed açıklamasının ardından Yen’in yükselişi yeni bir müdahale tartışmasını alevlendirdi

Yayınlanma

Yen, ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarını sabit tutma kararının ardından çarşamba günü dolar karşısında 153,10’a yükselerek zirve yaptı ve Japon hükümeti ile Japonya Merkez Bankası’nın yeni bir müdahalede bulunacağı spekülasyonlarına yol açtı.

Fed’in son politika açıklaması hayal kırıklığı yaratan enflasyon verilerine işaret etti. Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell gazetecilere yaptığı açıklamada, “Mevcut kısıtlayıcı politika duruşumuzu mümkün olduğunca uzun süre korumaya kararlıyız” dedi ve faiz artırımını “olası” olarak nitelendirdi.

Federal Açık Piyasa Komitesi, faiz oranlarını geçen yıl temmuz ayından bu yana bulundukları 23 yılın en yüksek seviyesi olan %5,25 ile %5,5 arasında tutmaya karar verdi.

Ralli, sabah erken saatlerde dolar başına 158 yene yakın işlem gördükten ve para birimi için tarihi bir düşüşle geçen hafta 160’ı geçtikten sonra geldi. Yatırımcılar bir müdahale konusunda tedirgin olsa da Japon yetkililer bu tür bir eyleme dair herhangi bir işaret vermedi.

Ancak dalgalanma, döviz piyasasına daha fazla müdahale edileceği yönünde spekülasyonlara yol açtı. Perşembe günü Japonya Maliye Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili yenin son hareketleri hakkında yorum yapmayı reddetti. Yen, Tokyo’daki işlem saatleri sırasında bir ara 156 seviyesini aştı.

MUFG Securities Americas’ın ABD makro strateji müdürü George Goncalves, daha güçlü bir doların baskısını hisseden Asya para birimleri için “bu muhtemelen en iyi sonuçtu” dedi.

SMBC Nikko Securities America ABD baş ekonomisti Joseph Lavorgna, daha tarafsız ve güvercin bir Federal Rezerv’in Asya’nın para birimlerinin ve zayıf yenin kaderini Washington’dakilerden ziyade kendi merkez bankası yetkililerinin eline bıraktığını söyledi.

Nikkei Asia’ya verdiği demeçte Lavorgna, “Fed’in piyasalardaki potansiyel gereksiz şiddete karşı hassas olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Bununla birlikte, ABD ekonomik verilerinin beklenenden daha güçlü gelmesi ve enflasyonun Fed’in %2’lik hedefinin üzerinde seyretmeye devam etmesi nedeniyle faiz indirimi olasılığı düşük kalmaya devam ediyor.

Powell, “%2 enflasyona doğru sürdürülebilir bir yolda olduğumuza dair güven kazanmamız muhtemelen daha uzun sürecek,” dedi.

Bununla birlikte, yakın vadede faiz artırımına gidilmeyecek olması ve Powell’ın işgücü piyasasında beklenmedik bir zayıflama olması halinde faiz indirimine gidilebileceğini belirtmesi, Fed’in piyasaların beklediğinden daha ılımlı bir tonda konuşmasına neden oldu.

MUFG’den Goncalves, “Bu durum yen ve genel olarak Asya para birimleri için olumlu,” dedi ve Asya’daki merkez bankası yetkililerinin “daha şahin olabileceği için” rahat bir nefes alabileceklerini sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English