Diplomasi
Fransa Dışişleri Bakanı: Çin’le iletişimi güçlendirmeye hazırız

Ukrayna’daki savaşta arabuluculuk iddiası ve Avrupa’ya ‘stratejik özerklik’ desteğiyle, Almanya, Fransa ve Norveç’i kapsayan Avrupa turuna çıkan Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, Berlin’in ardından ikinci durağı olan Paris’te Fransız mevkıdaşı Catherine Colonna ile buluştu.
Qin Gang, Çin ve Fransa’yı “küresel zorlukların üstesinden gelmek” için birlikte çalışmaya ve işbirliğine çağırdı.
Paris görüşmeleri sırasında Ukrayna’da siyasi çözüm konusundaki tutumunu yeniden teyit eden Çin Dışişleri Bakanı ayrıca, iki tarafı alışverişi her düzeyde genişletmeye davet etti.
Qin, “Çin, Avrupa’yı her zaman kapsamlı bir stratejik ortak olarak gördü ve Avrupa’nın stratejik özerkliğini ve uluslararası sahnedeki aktif rolünü güçlendirme çabalarına her zaman açık destek gösterdi” dedi ve ekledi: “Çin-AB ilişkileri üçüncü bir tarafı hedeflememeli, ona bağlı olmamalı veya onun tarafından sınırlandırılmamalıdır.”
Çinli Bakan ayrıca, Fransa ile AB’yi “daha istikrarlı ve güvenilir bir tedarik zinciri ortaklığı” kurmaya çağırdı.
Çin’den yapılan açıklamaya göre Fransız Bakan Colonna, Fransa’nın “daha fazla ortak zemin bulmak” için Ukrayna gibi önemli uluslararası ve bölgesel konularda Çin ile iletişimini güçlendirmeye hazır olduğunu söyledi.
Catherine Colonna ayrıca, Pekin’in “Rusya’yı BM Şartı’na tam saygı göstermeye ikna etmede önemli bir rolü” olduğunun altını çizdi.
Fransa Cumhurbaşkanının danışmanı Ukrayna’da arabuluculuk için Çin’le çalışacak
Qin ve Colonna en son nisan ayında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Avrupa Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen ile Çin’e yaptığı ziyaret sırasında Pekin’de bir araya gelmişti.
Çin Devlet Başkanı Xi ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron kapsamlı işbirliği anlaşması imzalamıştı.
Macron, Çin’i Ukrayna’da savaşı bitirme çabalarını artırmaya çağırırken, birkaç hafta sonra Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ile telefonda görüşmüş ve arabuluculuk çabaları için özel elçi göndereceğini bildirmişti.
Fransız Dışişleri Bakanlığına göre, çarşamba günü Paris’te Colonna, Qin’e Çin’in “Rusya’yı Birleşmiş Milletler Şartı’na, özellikle de Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne tam saygı göstermeye ikna etmede önemli bir rolü” olduğunu ifade etti.
Ayrıca Çin’i, “uluslararası yükümlülüklerine tam uyum” çağrısında bulunarak İran ve Kuzey Kore’deki “ciddi” nükleer yayılmaya müdahale etmeye çağırdı.
Qin’in, Fransa Cumhurbaşkanının diplomatik danışmanı Emmanuel Bonne ile de ikili ilişkiler ve “Ukrayna meselesi” hakkında görüştüğü bildirildi. Bonne’un, Rusya ve Ukrayna’yı müzakere masasına getirme planında Pekin ile çalışmakla görevlendirildiği kaydedildi.
Qin Gang, Norveç’te temaslarda bulunduktan sonra Avrupa turunu tamamlayarak yarın ülkesine dönecek.
Diplomasi
NATO, Palantir’den yapay zeka tabanlı askeri sistem satın aldı

NATO, Donald Trump destekçisi Peter Thiel’in başkanlığını yaptığı ve güçlü Pentagon bağlantıları olan ABD’li yazılım şirketi Palantir’den yapay zeka destekli bir askeri sistem satın aldı.
İttifakın bu tercihi, Trump’ın başkentlerin savunma harcamalarını büyük ölçüde artırmaması halinde kıtayı korumayı bırakma tehdidinin ardından Avrupalı üyeler arasında ABD’nin olası bir geri çekilme endişesinin arttığı bir dönemde geldi.
NATO aynı zamanda Çin gibi rakiplerinin yapay zeka askeri yeteneklerinin gelişimine ayak uydurmak için de yarışıyor. İttifakın pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre Palantir’in Maven Akıllı Sistemi (MSS Nato), “komutanlara güvenli, ortak bir operasyonel yetenek” sağlamak için üretken yapay zeka, makine öğrenimi ve büyük dil modelleri kullanıyor ve NATO operasyonlarını desteklemek için kullanılacak.
Bu tür “savaş alanı yönetim sistemleri”, Afganistan ve Irak gibi son çatışmalarda yüzlerce hatta binlerce kişilik ekiplerin yaptığı savaş alanı verilerini inceleme işini 20-50 askerin yapmasına olanak tanıyor.
Londra merkezli bir düşünce kuruluşu olan Royal United Services Institute (RUSI) analisti Noah Sylvia Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, “Bu oldukça sıkıcı görevleri yapan tüm ekiplerin yerini alabilir,” dedi.
Sylvia’nın Palantir’in Maven sistemine “rakip değil ama yerli bir alternatif” olduğunu söylediği “Artemis”i Fransa, ABD’ye bağımlı kalmamak için geliştirmişti.
NATO, savunma teknolojisi kabiliyetlerini arttırmak için hızla ilerliyor. İttifaka göre “NATO tarihindeki en hızlı sözleşmelerden biri” olan bu sözleşmenin tamamlanması sadece altı ay sürdü ve sistemin önümüzdeki 30 gün içinde faaliyete geçmesi bekleniyor.
Sylvia, “Altı ay içinde tedarik edilmiş olması savunma standartlarına göre çılgınlık. Yazılımın tedarik edilmesi, sertifikalandırılması ve ardından konuşlandırılması genellikle yıllar alır ve o zamana kadar da genellikle güncelliğini yitirir,” dedi.
NATO, “Kuzey Amerika ve Avrupa teknoloji tabanı arasında güçlü ve kalıcı bir ortaklık olduğunu gösteren” bu satın alma işleminin geçen ay tamamlandığını açıkladı. Anlaşmanın mali koşulları açıklanmadı, fakat Palantir’in bu yılki en önemli savunma sözleşmelerinden biri olması muhtemel.
Silikon Vadisi’nin en önde gelen figürlerinden Thiel, Trump’ın 2016’daki ilk başkanlık adaylığının önde gelen destekçilerinden biriydi ve başkan yardımcısı JD Vance’in Trump’ın başkan yardımcısı adayı olarak seçilmesinde büyük rol oynadı. Thiel, Silikon Vadisi’ndeki “tekno-liberteryen” grubun öncülerinden ve antidemokratik görüşleriyle biliniyor.
Federal kayıtlara göre Palantir 2009’dan bu yana 1,3 milyar dolardan fazlası savunma bakanlığında olmak üzere 2,7 milyar dolardan fazla ABD hükümeti sözleşmesi kazandı. Palantir, piyasa değeri açısından Pentagon’un geleneksel 5 yüklenicisinin toplamını geçmiş durumda.
Yatırımcılar şirketin Trump yönetiminin savunma harcamalarının yanı sıra yapay zeka sistemlerini kullanan ticari müşterilerden de faydalanmasını beklediğinden, şirketin hisseleri son 12 ayda yüzde 300’den fazla artış gösterdi.
Pentagon’da reform planı: Askerleri teknobüyücülere dönüştürmek
ABD ordusu da Palantir’in Maven teknolojisinin kendi versiyonunu kullanıyor ve bu teknoloji için geçtiğimiz eylül ayında 99,8 milyon dolarlık beş yıllık bir sözleşme imzalandı.
Benzer bir sistem Ukrayna’da da kullanıldı. Maven, uydu görüntülerini diğer savaş alanı bilgi kaynaklarıyla bir araya getirmek, hedefleri taramak ve saldırıları hızlandırmak için makine öğrenimini kullanmak için kullanılıyor.
Pentagon’un Project Maven sistemi, Google’ın teknolojisini kullanmaya başladığı 2017 yılına dayanıyor. Google daha sonra, 2018’de binlerce çalışanının savaşta yapay zeka kullanımı konusunda gösterdiği tepkinin ardından programdan çekilmişti.
Palantir, NATO’ya diğer yazılım uygulamaları ve veri kaynaklarının entegre edilebileceği bir platform sağlayan Maven’in özelleştirilmiş bir versiyonunu sağlıyor.
Palantir’in üst düzey danışmanı Shon Manasco, “Yapay zeka destekli bir savaş platformu kurarak NATO’nun caydırıcılığını artırma çabasını desteklemekten gurur duyuyoruz. Bu ortaklık, ittifakın teknolojik yeniliklere korkusuzca öncülük etme kararlılığının altını çiziyor,” diye konuştu.
NATO, MSS Nato’nun “istihbarat füzyonu, hedefleme, savaş alanı farkındalığı, operasyonel planlama ve karar verme süreçlerini geliştireceğini” söyledi.
NATO’nun Belçika’daki askeri karargahı Shape [Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargahı] Genelkurmay Başkanı General Markus Laubenthal, “ACO [Müttefik Komutanlığı Operasyonları], NATO’yu daha çevik, uyarlanabilir ve ortaya çıkan tehditlere karşı duyarlı hale getiren teknolojileri benimseme konusunda ön saflarda yer almaktadır,” dedi.
Laubenthal, inovasyonun NATO’nun savaş kabiliyetinin temelini oluşturduğunu da ekledi.
Komutan ayrıca MSS Nato’yu “karmaşık verilerden yararlanma, karar alma sürecini hızlandırma” ve “gerçek bir operasyonel değer” katma kapasitesi dolayısıyla övdü.
Diplomasi
Witkoff: Putin Ukrayna’da kalıcı barış istiyor

ABD Başkanı’nın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin ardından Moskova ve Kiev arasında bir çözüm anlaşmasının ‘şekillenmekte olduğunu’ belirtti. Witkoff, Putin’in sadece ateşkes değil, kalıcı bir barış istediğini ve beş bölgenin statüsünün merkezi konu olduğunu ifade etti.
ABD Başkanı’nın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı son görüşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, Moskova ve Kiev arasında “şekillenmekte olan” bir çözüm anlaşmasına işaret etti.
Witkoff, Fox News‘e yaptığı açıklamada, Putin’in kalıcı bir barış hedeflediğini söyledi.
Witkoff, “Yani ateşkesin ötesinde, [bu soruya] bir yanıt aldık,” diyerek, tarafların “bu noktaya gelmesinin biraz zaman aldığını” ekledi.
Özel Temsilci Witkoff, çatışmanın çözümündeki merkezi meselenin beş bölgenin —Kırım, Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetleri, Zaporijya ve Herson oblastlarının— statüsü olduğunu, ancak barış anlaşmasının bununla sınırlı kalmadığını belirtti.
Witkoff, “Ayrıca güvenlik protokolleri, NATO’nun 5. maddesi [kolektif güvenlik hakkında] ve bununla bağlantılı birçok detay var. Bu karmaşık bir durum,” diye ekledi.
Bunun yanı sıra yetkili, “Bence genel olarak dünya için çok önemli bir şeyin eşiğinde olabiliriz,” değerlendirmesinde bulundu.
Witkoff, Rusya ve ABD ilişkilerinin ticari işbirliği yoluyla “yeniden şekillendirilebileceğini” ve bunun da bölgede istikrara yol açacağını düşünüyor.
Witkoff ile Putin arasındaki görüşmeler 11 Nisan’da St. Petersburg’da gerçekleşti.
Kremlin, görüşmede “Ukrayna’daki çözümün çeşitli yönlerinin” ele alındığını bildirdi ancak başka ayrıntı vermedi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise yalnızca ele alınan konuların “oldukça karmaşık” olduğunu ve hemen sonuç beklenmemesi gerektiğini kaydetti.
Reuters haber ajansının kaynaklarına göre Witkoff, ABD Başkanı Donald Trump’a, “Rusya’ya Ukrayna’nın kaybettiği topraklar üzerinde kontrol hakkı tanıyacak” bir stratejiyi desteklemesini önerdi ve bunun barışa giden en hızlı yol olacağını savundu.
Ajansın aktardığına göre, Trump’ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg ise Kiev’in bu bölgelerin Rusya’ya ait olduğunu asla kabul etmeyeceğini belirterek bu öneriye karşı çıktı.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, nisan ayı başında yaptığı açıklamada, zamanla kaybedilen toprakların bir kısmının diplomatik yollarla geri alınmasını sağlayabilecek bir uzlaşma arayışı ihtimalini dile getirmişti. Rus yetkililer ise Ukrayna’ya toprak tavizi verilmesini kesin bir dille reddediyor.
İstanbul’daki görüşmelerin ardından ABD ve Rusya’dan değerlendirmeler
Diplomasi
Milei: Rusya, ABD ve Çin yeni dünya düzenine liderlik edecek

Arjantin Cumhurbaşkanı Javier Milei, Neura Media YouTube kanalına verdiği röportajda, Rusya’nın, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin ile birlikte yeni bir dünya düzeninin şekillenmesinde öncü rollerden birini oynadığını ifade etti.
Milei’ye göre, dünya derin bir dönüşüm sürecinden geçiyor ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan uluslararası ilişkiler sistemi artık mevcut değil.
Milei, ABD’nin Batı Yarımküre’de hakim olacağını, Rusya’nın Avrasya’da lider konumunu alacağını ve Çin’in ise Rusya’nın etki alanı dışında kalan Asya bölgelerinin kontrolüne odaklanacağını öngörüyor.
Arjantin lideri, “Dünya düzeni yeniden tanımlanıyor. ABD artık Amerika’ya liderlik edecek, Rusya Avrasya’ya liderlik edecek ve Çin Asya’nın, yani Rusya tarafından yönetilmeyen kısmın lideri olacak,” ifadelerini kullandı.
Buna ek olarak Milei, Avrupa’nın geleceği hakkındaki görüşlerini de paylaştı.
Bölgenin, ırkçılık ve beyaz nüfusun ayrıcalıklarıyla mücadeleye odaklanan “wokeism” olarak adlandırılan ideolojiyle ilgili ciddi zorluklarla karşı karşıya kalacağını düşünen Arjantin lideri, Avrupa’nın uzun süredir büyüme ve kalkınma göstermediğini de sözlerine ekledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kasım 2024’te yeni bir dünya düzeni için altı ilke belirlemişti.
Birinci ilke, uluslararası ilişkilerde açıklığın değerini vurguluyor. İkinci ilke, dünyanın çeşitliliğinin istikrar sağladığını ve bir ülkenin kalkınma modelinin diğerlerine dayatılmaması gerektiğini savunuyor.
Üçüncü ilke, dünya düzeninin gelişiminde azami temsilin gerekliliğini ifade ediyor.
Putin, “büyük güçlerin” genellikle kendi kurallarını dayatmaya çalıştıklarını kaydetti.
Dördüncü ilke, herkes için güvenliğin sağlanması; ancak NATO gibi blok yaklaşımları çok kutupluluk fikriyle çelişiyor.
Rus lidere göre, askeri-politik ittifaklar kalkınmayı engelliyor ve blok dışı bir topluluğun örneği BRICS’te görülebiliyor.
Beşinci ilke, herkes için adalet: Modern çağın temel sorunu, “altın milyar” ile dünyanın geri kalanı arasındaki eşitsizlik. Devlet Başkanı’na göre altıncı ilke eşitlik olmalı. Putin, günümüz dünyasında yıkıcı olanın kibir ve diğer ülkelere ders verme arzusu olduğunu ve Rusya’nın bunu asla yapmadığını belirtiyor.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan’ın Trump stratejisi işe yarıyor mu?
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Görüş1 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Dünya Basını2 hafta önce
HTŞ katliamlarından kurtulan Suriyeliler ölüm ve yıkımı anlatıyor
-
Görüş1 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4
-
Dünya Basını2 hafta önce
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur
-
Avrupa1 hafta önce
Komünist Parti’ye karşı ilk ‘Twitter devrimi’: Moldova’da 16 yıl önce ne olmuştu?