ORTADOĞU
Katar’da umduğu zaferi elde edemeyen Macron, Ürdün’deydi

Ürdün’ün başkenti Amman’da Fransa’nın ‘arabuluculuğunda’ düzenlenen Bağdat İşbirliği ve Ortaklık Konferansı “Irak’a destek” bildirisiyle sona erdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un bizzat katıldığı bu yılki zirve özellikle Türkiye ve İran’ın Irak’taki askeri faaliyetleri göz önüne alınarak düzenlendi. Irak’ın egemenliğine saygı duyulması ve Bağdat’ın kendisini yabancı nüfuzdan uzaklaştırması çağrısı yapılan zirveye, Türkiye ise büyükelçi düzeyinde katıldı.
Diğer yandan, Irak, Ürdün ve Mısır arasında üçlü işbirliği mekanizmalarının işletilmesi gündemdeydi.
Katılımcı ülkeler, konferansın ardından yayımlanan sonuç bildirisinde, “Irak’ın anayasa ve hukuk devleti olarak güçlendirilmesi, ilerleme, yeniden yapılanma ve ülke kaynaklarının korunmasına yönelik kurumlar oluşturulmasında Irak’a desteklerini” yineledi.
Bildiride, Irak’ın kapsamlı bir kalkınma hamlesi gerçekleştirmesi ve ekonomik gelişimin inşasının yanı sıra Mısır ve Ürdün ile üçlü işbirliğinin desteklenmesinin önemine işaret edildi.
Konferansın, “gerilimleri sona erdirmesine ve yapıcı bölgesel ilişkiler kurmasına katkıda bulunacak şekilde Irak’a verilen kararlı desteği yansıttığı” kaydedildi.
İran ve Suudi Arabistan dışişleri bakanları görüştü
Konferans sırasında ülkeler ve liderler arasında pek çok ikili görüşmede yapıldı. Bunlardan en dikkat çekeni İran ve Suudi Arabistan yetkililerinin buluşması oldu.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Amman’da Suudi Arabistanlı mevkidaşı Faysal bin Ferhan ile “iki ülke arasındaki müzakerelerin sürdürülmesi konusunu” görüştüğünü söyledi.
Abdullahiyan, “Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı bu görüşmede ülkesinin İran’la müzakereleri sürdürmeye hazır olduğunu bildirdi” dedi.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan iki ülke arasında diyaloğun süreceği yönünde mesaj verdi.
Fransa’dan Suriye ve Lübnan’a ‘çağrı’
Konferansın ardından Ürdün Dışişleri Bakanları Eymen es-Safedi, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna ortak basın toplantısı düzenledi.
Fransız Bakan Colonna, Lübnan’ı “cumhurbaşkanı seçimini hızlandırmaya”, İran’ı ise “elinde tuttuğu Fransız rehineleri derhal serbest bırakmaya” çağırdı.
Önceki gün açılışta konuşan Macron da, “Irak ve komşularını bölgesel güvenliği sağlamak için bölünmeleri aşmaya” çağırmıştı.
Irak’ın “bölgesel istikrarsızlığın kurbanlarından biri” olduğunu savunan Macron, “komşularını, özellikle Suriye ve Lübnan’ı güvenlik sorunlarını çözmek için dürüst bir işbirliği gündemi hazırlamaya” davet etmişti.
Konferans, Macron’un Ortadoğu’da etkinliğini artıracağına dair bir işaret olarak değerlendirildi.
Ürdün’de ikincisi düzenlenen konferansa ev sahibi ülke dışında Irak, Türkiye, Fransa, Mısır, Kuveyt, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Bahreyn ve İran katıldı.
Irak’ın komşusu Suriye ve Lübnan ise konferansa davetli değildi.
Konferansın ilki Ağustos 2021’de Irak’ın başkenti Bağdat’ta yapılmıştı.
ORTADOĞU
Endonezya, Gazzelilere geçici sığınma sunmaya hazır

Endonezya Devlet Başkanı Prabowo Subianto, Gazze’deki çatışmalardan etkilenen Filistinlilere geçici sığınma sağlama konusunda ülkesinin hazır olduğunu duyurdu. Prabowo, ilk aşamada yaklaşık bin Filistinlinin kabul edilebileceğini ifade etti.
Reuters’ın haberine göre, Orta Doğu ve Türkiye’yi kapsayan resmi ziyaretine başlayan Prabowo, Dışişleri Bakanı’na, Filistin yetkilileri ve diğer ilgili taraflarla derhal görüşmelere başlanması talimatını verdi.
Prabowo, “Yaralıları, travma yaşayanları ve yetimleri tahliye etmeye hazırız” diyerek, bu kişilerin sadece geçici süreyle Endonezya’da ağırlanacağını; sağlıklarına kavuştuklarında ve Gazze’deki koşullar güvenli hale geldiğinde geri döneceklerini vurguladı.
Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu Endonezya, uzun yıllardır iki devletli çözümü savunuyor ve Gazze’ye insani yardım ulaştırmaya devam ediyor.
İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlayan ve hâlen süren saldırılarında, Filistinli yetkililere göre 50 binden fazla kişi yaşamını yitirdi.
Endonezya’nın bölgede daha etkin bir rol üstlenmek istediğini belirten Prabowo, çatışmanın çözümünün kolay olmayacağının farkında olduklarını söyledi. “Filistinlilerin güvenliği ve bağımsızlığına duyduğumuz güçlü bağlılık, bizi daha aktif adımlar atmaya yöneltiyor” diyen Prabowo, ziyaret kapsamında Türkiye, Mısır ve Katar’da temaslarda bulunacak.
Bu açıklama, Endonezya Dışişleri Bakanlığı’nın iki ay önce yaptığı, “Filistinlilerin zorla yerinden edilmesine yönelik her türlü girişimi kesinlikle reddediyoruz” açıklamasının ardından geldi. Bakanlık o açıklamada, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistinlilerin Gazze dışına kalıcı olarak taşınması yönündeki önerisine tepki göstermişti.
Prabowo, henüz başkanlık görevine başlamadan önce de ihtiyaç hâlinde Gazze’ye barış gücü göndermeye hazır olduklarını açıklamıştı.
ORTADOĞU
Netanyahu’dan yargı kararını tanımama sinyali

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Yüksek Mahkeme’nin iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasına yönelik geçici durdurma kararına rağmen, yeni bir direktör belirlemek için adaylarla görüşmeyi sürdüreceğini açıkladı.
İsrail Yüksek Mahkemesi, Ronen Bar’ın görevden alınmasına ilişkin itirazları değerlendirdiği ilk duruşmada, geçici tedbir kararı alarak Bar’ın görevde kalmasını sağladı. Mahkeme, hükümet ve hükümetin Şin-Bet kararına itiraz eden Başsavcı’ya Hamursuz (Pesah) Bayramı sonuna kadar uzlaşma çağrısında bulundu.
Başyargıç Isaac Amit, “Bir son tarih belirlemiyoruz, diyaloğu teşvik ediyoruz” diyerek tarafların uzlaşıya varmasını istedi. Uzlaşma sağlanamaması durumunda, mahkemenin nihai karar vereceği belirtildi.
Karardan sonra Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, mahkemenin aldığı geçici karar “kafa karıştırıcı” olarak nitelendirildi. Açıklamada, mahkemenin hükümetin görevden alma yetkisini teyit ettiğine dikkat çekilerek, “Bu durumda Şin-Bet Direktörünün görev süresinin uzatılması kararı çelişkili bir durum yaratmaktadır” denildi.
Açıklamada ayrıca, “İlgisiz bir soruşturma nedeniyle başarısız bir Şin-Bet başkanının görevden alınmasının engellenmesi kabul edilemez” ifadelerine yer verildi.
Ayrıca karara rağmen Netanyahu’nun, Şin-Bet’in başına geçecek ismi belirlemek için adaylarla görüşmeye devam edeceği vurgulandı.
İsrailli bakanlardan, yargı kararını tanımama çağrısı
İsrailli bakanlar, Yüksek Mahkeme’nin Bar’ın görevden alınmasını ve yerine başkasının atanmasını engelleyen geçici kararına sert tepki gösterdi.
Aşırı sağı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, X hesabından yaptığı açıklamada, acil hukuki değişiklikler yapılması çağrısında bulundu.
İletişim Bakanı Shlomo Karhi hükümeti karara uymamaya çağırarak, “Ronen Bar’ın görev süresi hükümet tarafından belirlenen tarihte sona erecek. Yargıç Isaac Amit’in mutlak hükmünün neresi demokratik?” paylaşımını yaptı.
İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli de Yüksek Mahkeme’nin kararını kınayarak, “Bu akşamki talihsiz karar, uzlaşma kisvesi altında, bakanların yetkilerini ellerinden almakta ve Yüksek Mahkeme’yi, İsrail Meclisi ve hükümetin fiili koruyucusu haline getirmektedir” dedi.
ORTADOĞU
Hizbullah’tan şartlı silah bırakma sinyali: İsrail çekilirse masaya otururuz

İsrail’in Lübnan’ın güneyinden çekilmesi ve saldırılarını durdurması halinde Hizbullah’ın silah bırakmayı tartışmaya açık olduğu iddia edildi.
Lübnan’da Hizbullah’ın silahsızlandırılması çağrıları hız kazanırken üst düzey Hizbullah yetkilisi Reuters’a yaptığı açıklamada İsrail’in Lübnan’ın güneyinden çekilmesi ve saldırılarını durdurması halinde örgütün Lübnan Cumhurbaşkanı ile silah bırakma konusunu görüşmeye hazır olduğunu söyledi.
Lübnanlı üç siyasi kaynak, ABD destekli Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın, ocak ayında göreve geldiğinde silahların kontrolünün tamamen devlete geçmesini sağlama sözü verdiğini hatırlattı ve bu konuda yakında Hizbullah’la görüşmelere başlamayı planladığını belirtti.
Geçen yıl İsrail’le yaşanan savaş ve Hizbullah’ın müttefiki olan eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad yönetiminin devrilmesiyle güç dengelerinin sarsılmasından sonra silahsızlanma tartışmaları daha da yoğunlaştı.
ABD, Lübnan’ı “İsrail” ile tehdit edip “Hizbullah’ı silahsızlandır” diyor
Reuters’ta yer alan haberde “2024’te İsrail’le yaşanan çatışmada Hizbullah ciddi şekilde zayıfladı; üst düzey liderleri ve binlerce savaşçısı hayatını kaybetti, roket cephaneliğinin büyük kısmı imha edildi” denildi ve özetle şu bilgilere yer verildi:
Üst düzey Hizbullah yetkilisi, örgütün silahlarını ulusal savunma stratejisi bağlamında tartışmaya hazır olduğunu ancak bunun, İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki beş noktadan askerlerini çekmesine bağlı olduğunu belirtti.
Yetkili, Reuters’a “İsrail beş noktadan çekilir ve Lübnan’a yönelik saldırılarını durdurursa, Hizbullah silah bırakmayı tartışmaya hazır” dedi.
İsrail, savaş sırasında Lübnan’ın güneyini karadan işgal etmişti ve ateşkes sonrası bu bölgelerden büyük ölçüde çekilmiş olsa da şubat ayında beş stratejik noktayı terk etmeme kararı aldı. Güvenlik durumunun elverdiğinden emin olduktan sonra bu silahları Lübnan birliklerine teslim etmeyi planladığını söyledi.
Hizbullah’ın silahları yeniden gündemde
Kasım ayından bu yana yürürlükte olan ateşkese rağmen, İsrail’in hava saldırıları Hizbullah üzerindeki baskıyı sürdürüyor. Bu sırada Washington, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını talep ediyor ve İran ile nükleer müzakerelere hazırlanıyor.
Hizbullah, İran’ın bölgedeki en güçlü silahlı grubu olarak görülüyordu, ancak Esad’ın devrilmesiyle İran’a uzanan ikmal hatları kesildi.
Reuters, pazartesi günü yayımladığı haberinde, Irak’taki bazı İran destekli milis grupların, ABD ile tırmanan çatışma riskini önlemek için ilk kez silah bırakmayı değerlendirdiğini bildirdi.
Hizbullah, uzun süredir Lübnan’daki muhaliflerin silahsızlanma çağrılarını reddediyor ve silahlarını İsrail’e karşı ülkeyi savunmak için gerekli görüyor. Bu konudaki derin görüş ayrılıkları, 2008’de kısa süreli bir iç savaşa yol açmıştı.
Muhalifler ise Hizbullah’ın ülkeyi tek taraflı olarak çatışmalara sürüklediğini ve devlet denetimi dışındaki büyük cephaneliğinin, devlet otoritesini zayıflattığını savunuyor.
ABD arabuluculuğundaki ateşkes, Litani Nehri’nin güneyinden başlayarak, yetkisiz tüm askeri tesislerin kaldırılmasını ve silahların toplanmasını öngörüyor.
Hizbullah’a yakın iki kaynak, örgütün Litani Nehri’nin kuzeyindeki insansız hava araçları ve tanksavar füzeleri gibi en etkili silahlarını orduya teslim etmeyi değerlendirdiğini söyledi.
Silahsızlanma için takvim çağrısı
Cumhurbaşkanı Avn’ın, Hizbullah’ın silahlarının ancak diyalog yoluyla ele alınabileceğini, zira zorla silahsızlandırma girişiminin yeni bir çatışmayı tetikleyebileceğini söylediği aktarıldı.
Lübnan Maruni Kilisesi Patriği Bechara Boutros Al-Rai geçen hafta yaptığı açıklamada, tüm silahların devletin denetimine geçmesi gerektiğini söyledi ancak bunun zaman ve diplomasi gerektirdiğini, “Lübnan’ın yeni bir savaşı kaldıramayacağını” vurguladı.
Lübnanlı bir yetkili, ordu ve güvenlik güçlerinin Lübnan genelinde devlet otoritesini genişletmesinin ardından “silahların devlet kontrolüne geçmesi için çalışmalara başlamak üzere” ilgili paydaşlarla iletişim kanallarının açıldığını söyledi ve bunun Avn’ın politikasını uygulamaya yönelik bir hamle olduğunu belirtti.
Yetkili, konunun Hizbullah’ın önemli müttefiki olan ve farklılıkların giderilmesinde kilit rol oynayan Meclis Başkanı Nebih Berri ile de görüşüldüğünü söyledi.
Hafta sonu Beyrut’u ziyaret eden ABD Temsilcisi Morgan Ortagus, Washington’un tutumunu yineleyerek, Hizbullah ve diğer silahlı grupların en kısa sürede silahsızlandırılması gerektiğini ve bu görevin Lübnan ordusuna düştüğünü söyledi.
Ortagus, 6 Nisan’da Lübnan’ın LBCI televizyonuna verdiği röportajda, “Hizbullah’ın silahsızlandırılması gerektiği açık. İsrail’in kendi topraklarına teröristlerin saldırmasına göz yummayacağı da açık. Bu, bizim anladığımız bir pozisyon” dedi.
Hizbullah karşıtı Lübnan Güçleri partisine mensup Bakan Kamal Shehadi, bazı bakanların silahsızlanma için takvim talep ettiğini belirtti. Reuters’a konuşan Shehadi, bu sürecin altı ayı geçmemesi gerektiğini, iç savaş sonrası milislerin silahsızlandırılmasında da benzer bir süre uygulandığını söyledi.
Takvimli bir yaklaşımın, yani sürece belirli bir bitiş süresi konulmasının, “vatandaşları hayat kayıplarına, ekonomik zarara ve yıkıma neden olan saldırıların tekrarlanmasından korumanın tek yolu” olduğunu ifade etti.
En son çatışma, Hizbullah’ın Ekim 2023’te Gazze savaşının başında Hamas’a destek için ateş açmasıyla başlamıştı.
Hizbullah lideri Naim Kasım, 29 Mart’taki konuşmasında, grubun artık Litani Nehri’nin güneyinde silahlı varlığı olmadığını, ateşkese uyduklarını ancak İsrail’in bunu “her gün ihlal ettiğini” söyledi. İsrail ise Hizbullah’ın güneyde hâlâ askeri altyapı bulundurduğunu iddia ediyor.
Hizbullah, İsrail’in çekilmesi ve saldırılarını durdurması için sorumluluğun Lübnan devletinde olduğunu savunuyor. Kasım, hâlâ diplomatik çözümler için zaman olduğunu belirtirken, İsrail anlaşmaya uymazsa “direnişin hazır olduğunu” ve “başka seçeneklere” yönelebileceklerini ifade etti.
-
ORTADOĞU2 hafta önce
Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi: Sahil bölgesinde soykırım işlendi
-
DİPLOMASİ2 hafta önce
Politico: İmamoğlu’nun tutuklanmasına rağmen AB, Türkiye’ye para göndermeye devam edecek
-
GÖRÜŞ2 hafta önce
Husiler’in Savaşı: “Altıncı Orta Doğu Savaşı” ve Filistin Anlatısı
-
DÜNYA BASINI2 hafta önce
Signal bir Amerikan hükümeti operasyonudur
-
AMERİKA2 hafta önce
Gizli CIA dosyalarında ‘Ahit Sandığı’nın bulunduğu iddia ediliyor
-
DİPLOMASİ2 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ‘sömürge’ anlaşması teklif etti
-
RUSYA2 hafta önce
Güney Koreli şirketler Rusya’ya dönmek istiyor
-
RUSYA2 hafta önce
Putin: Arktik’te işbirliğine hazırız