Diplomasi
NATO, Palantir’den yapay zeka tabanlı askeri sistem satın aldı

NATO, Donald Trump destekçisi Peter Thiel’in başkanlığını yaptığı ve güçlü Pentagon bağlantıları olan ABD’li yazılım şirketi Palantir’den yapay zeka destekli bir askeri sistem satın aldı.
İttifakın bu tercihi, Trump’ın başkentlerin savunma harcamalarını büyük ölçüde artırmaması halinde kıtayı korumayı bırakma tehdidinin ardından Avrupalı üyeler arasında ABD’nin olası bir geri çekilme endişesinin arttığı bir dönemde geldi.
NATO aynı zamanda Çin gibi rakiplerinin yapay zeka askeri yeteneklerinin gelişimine ayak uydurmak için de yarışıyor. İttifakın pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre Palantir’in Maven Akıllı Sistemi (MSS Nato), “komutanlara güvenli, ortak bir operasyonel yetenek” sağlamak için üretken yapay zeka, makine öğrenimi ve büyük dil modelleri kullanıyor ve NATO operasyonlarını desteklemek için kullanılacak.
Bu tür “savaş alanı yönetim sistemleri”, Afganistan ve Irak gibi son çatışmalarda yüzlerce hatta binlerce kişilik ekiplerin yaptığı savaş alanı verilerini inceleme işini 20-50 askerin yapmasına olanak tanıyor.
Londra merkezli bir düşünce kuruluşu olan Royal United Services Institute (RUSI) analisti Noah Sylvia Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, “Bu oldukça sıkıcı görevleri yapan tüm ekiplerin yerini alabilir,” dedi.
Sylvia’nın Palantir’in Maven sistemine “rakip değil ama yerli bir alternatif” olduğunu söylediği “Artemis”i Fransa, ABD’ye bağımlı kalmamak için geliştirmişti.
NATO, savunma teknolojisi kabiliyetlerini arttırmak için hızla ilerliyor. İttifaka göre “NATO tarihindeki en hızlı sözleşmelerden biri” olan bu sözleşmenin tamamlanması sadece altı ay sürdü ve sistemin önümüzdeki 30 gün içinde faaliyete geçmesi bekleniyor.
Sylvia, “Altı ay içinde tedarik edilmiş olması savunma standartlarına göre çılgınlık. Yazılımın tedarik edilmesi, sertifikalandırılması ve ardından konuşlandırılması genellikle yıllar alır ve o zamana kadar da genellikle güncelliğini yitirir,” dedi.
NATO, “Kuzey Amerika ve Avrupa teknoloji tabanı arasında güçlü ve kalıcı bir ortaklık olduğunu gösteren” bu satın alma işleminin geçen ay tamamlandığını açıkladı. Anlaşmanın mali koşulları açıklanmadı, fakat Palantir’in bu yılki en önemli savunma sözleşmelerinden biri olması muhtemel.
Silikon Vadisi’nin en önde gelen figürlerinden Thiel, Trump’ın 2016’daki ilk başkanlık adaylığının önde gelen destekçilerinden biriydi ve başkan yardımcısı JD Vance’in Trump’ın başkan yardımcısı adayı olarak seçilmesinde büyük rol oynadı. Thiel, Silikon Vadisi’ndeki “tekno-liberteryen” grubun öncülerinden ve antidemokratik görüşleriyle biliniyor.
Federal kayıtlara göre Palantir 2009’dan bu yana 1,3 milyar dolardan fazlası savunma bakanlığında olmak üzere 2,7 milyar dolardan fazla ABD hükümeti sözleşmesi kazandı. Palantir, piyasa değeri açısından Pentagon’un geleneksel 5 yüklenicisinin toplamını geçmiş durumda.
Yatırımcılar şirketin Trump yönetiminin savunma harcamalarının yanı sıra yapay zeka sistemlerini kullanan ticari müşterilerden de faydalanmasını beklediğinden, şirketin hisseleri son 12 ayda yüzde 300’den fazla artış gösterdi.
Pentagon’da reform planı: Askerleri teknobüyücülere dönüştürmek
ABD ordusu da Palantir’in Maven teknolojisinin kendi versiyonunu kullanıyor ve bu teknoloji için geçtiğimiz eylül ayında 99,8 milyon dolarlık beş yıllık bir sözleşme imzalandı.
Benzer bir sistem Ukrayna’da da kullanıldı. Maven, uydu görüntülerini diğer savaş alanı bilgi kaynaklarıyla bir araya getirmek, hedefleri taramak ve saldırıları hızlandırmak için makine öğrenimini kullanmak için kullanılıyor.
Pentagon’un Project Maven sistemi, Google’ın teknolojisini kullanmaya başladığı 2017 yılına dayanıyor. Google daha sonra, 2018’de binlerce çalışanının savaşta yapay zeka kullanımı konusunda gösterdiği tepkinin ardından programdan çekilmişti.
Palantir, NATO’ya diğer yazılım uygulamaları ve veri kaynaklarının entegre edilebileceği bir platform sağlayan Maven’in özelleştirilmiş bir versiyonunu sağlıyor.
Palantir’in üst düzey danışmanı Shon Manasco, “Yapay zeka destekli bir savaş platformu kurarak NATO’nun caydırıcılığını artırma çabasını desteklemekten gurur duyuyoruz. Bu ortaklık, ittifakın teknolojik yeniliklere korkusuzca öncülük etme kararlılığının altını çiziyor,” diye konuştu.
NATO, MSS Nato’nun “istihbarat füzyonu, hedefleme, savaş alanı farkındalığı, operasyonel planlama ve karar verme süreçlerini geliştireceğini” söyledi.
NATO’nun Belçika’daki askeri karargahı Shape [Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargahı] Genelkurmay Başkanı General Markus Laubenthal, “ACO [Müttefik Komutanlığı Operasyonları], NATO’yu daha çevik, uyarlanabilir ve ortaya çıkan tehditlere karşı duyarlı hale getiren teknolojileri benimseme konusunda ön saflarda yer almaktadır,” dedi.
Laubenthal, inovasyonun NATO’nun savaş kabiliyetinin temelini oluşturduğunu da ekledi.
Komutan ayrıca MSS Nato’yu “karmaşık verilerden yararlanma, karar alma sürecini hızlandırma” ve “gerçek bir operasyonel değer” katma kapasitesi dolayısıyla övdü.
Diplomasi
Rusya, Dnipropetrovsk’ta ilk kez bir köyü ele geçirdi

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Dnipropetrovsk oblastındaki Daçne köyünü ele geçirdiğini duyurdu. Bu, Rus güçlerinin bölgede kontrol altına aldığı ilk yerleşim yeri olurken, Kiev yönetimi ise iddiaları yalanlayarak bir saldırı girişimini püskürttüklerini öne sürdü.
Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın Dnipropetrovsk oblastında bulunan Daçne köyünün Rus birlikleri tarafından ele geçirildiğini duyurdu.
Köy, Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin bölge topraklarında ele geçirdiği ilk yerleşim birimi oldu. Ukrayna tarafı ise Rus güçlerinin bölgedeki varlığını reddederek 7 Temmuz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Ukrayna ordusuna bağlı askerlerin Daçne köyü civarındaki saldırı girişimlerini püskürttüğünü bildirdi.
İddialar ve yalanlamalar
Rus kaynakları, savaşın başlamasından üç yıldan fazla bir süre sonra, ilk olarak mayıs ayında Dnipropetrovsk bölgesine girildiğini bildirmişti.
O tarihten bu yana benzer açıklamalar defalarca yapıldı ancak her seferinde Ukraynalı yetkililer tarafından yalanlandı.
Özellikle 2 Temmuz’da da Rus birliklerinin Daçne’ye girdiği bildirilmiş, fakat Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı bu bilgiyi reddetmiş ve iddia daha sonra doğrulanmamıştı.
Haziran ayı başında Rusya Savunma Bakanlığı, Merkez grubuna bağlı birimlerin Dnipropetrovsk oblastının idari sınırını geçtiğini öne sürmüştü.
Bakanlığın açıklamasına göre, bu yöndeki ilerleme, daha önce Donetsk bölgesinin batı sınırına ulaşan 90. Tank Tümeni’ne bağlı birlikler tarafından gerçekleştiriliyordu.
Ancak Ukrayna Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Başkanı Andrey Kovalenko, Rus birliklerinin bölgeye sızdığına dair bir durumun kaydedilmediğini vurgulamıştı.
Zelenskiy: Amaçları enformasyon etkisi yaratmak
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, daha önceki bir açıklamasında Rusya için enformasyon etkisinin son derece önemli olduğunu, bu nedenle Rus güçlerinin Dnipropetrovsk topraklarına “en azından bir ayakla” basmaya çalıştığını belirtmişti.
Zelenskiy’e göre, düşmanın sabotaj ve keşif grupları “iki, üç, dört kişilik” küçük güçlerle düzenli olarak bölgeye sızma girişimlerinde bulunsa da başarılı olamıyor.
Diplomasi
Paşinyan, Ermeni Kilisesi’ni ‘özgürleştireceğini’ ilan etti

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Ermeni Apostolik Kilisesi’ni ‘Hristiyanlık karşıtı, ahlaksız, ulus ve devlet düşmanı bir grup’ tarafından ele geçirildiğini belirterek, bu yapıyı ‘özgürleştirme’ hareketine bizzat liderlik edeceğini açıkladı. Paşinyan, aralarında Tüm Ermeniler Katolikosu II. Garegin’in de bulunduğu üst düzey din adamlarını İsa Mesih’in öğretilerinden uzaklaşmakla suçladı.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, kendisi ile Ermeni Apostolik Kilisesi arasında süren çatışmanın, aralarında kilisenin lideri Tüm Ermeniler Katolikosu II. Garegin’in de bulunduğu bir dizi üst düzey din adamının İsa Mesih ve öğretileriyle “bağlantı ve ilişkisinin olmadığını” ortaya çıkardığını belirtti.
Paşinyan, Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, kilisenin ruhani ve idari merkezi olan Eçmiadzin Ana Makamı’nın “Hristiyanlık karşıtı, ahlaksız, ulus ve devlet düşmanı bir grup tarafından ele geçirildiğini ve özgürleştirilmesi gerektiğini” ifade etti.
Başbakan Paşinyan, “Bu özgürleştirme hareketine ben liderlik edeceğim,” diyerek kararlılığını ortaya koydu.
Paşinyan, İsa Mesih ile “alakası olmama” suçlamasını, Kutsal Mücadele hareketinin lideri Başpiskopos Bagrat Galstanyan ve haziran sonunda iktidarı ele geçirme çağrısı yaptıkları suçlamasıyla tutuklanan Şirak Piskoposluğu Başkanı Mikael Acapahyan için de yineledi.
Darbe suçlaması ve operasyon sinyali
Paşinyan, bir gün önceki açıklamasında, Katolikos II. Garegin’in bu din adamlarının tutuklanmasını yasa dışı bulması durumunda, “adı geçen kişilerin askeri darbe yapma ve ülkede kaos yaratma ideolojisini ve planlarını paylaştığı” anlamına geleceğini söyledi.
Başbakan, Facebook’taki paylaşımında, “Özellikle bu durumda, Vağarşapat’ın (Eçmiadzin Ana Makamı’nın bulunduğu yer) hiçbir bölümü kolluk kuvvetlerinin faaliyetlerine kapatılamaz,” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamanın ardından 24news haber ajansı, bir soruşturma ekibi ve güvenlik güçlerinin 7 ve 8 Temmuz’da Eçmiadzin’de arama yapmak için hazırlandığını bildirdi.
Paşinyan, ‘sünnetli’ suçlamasına karşı kilise liderine cinsel organını göstermeyi önerdi
Eçmiadzin’de arbede yaşanmıştı
Güvenlik güçleri, 27 Haziran’da Acapahyan’ı Eçmiadzin topraklarında gözaltına almaya çalışmış, bu sırada güvenlik güçleri ile din adamları ve protestocular arasında arbede yaşanmıştı.
Gözaltı girişimi sırasında fenalaşan Acapahyan, daha sonra kendisi Soruşturma Komitesi’ne gitmişti. Acapahyan, hakkındaki suçlamaların uydurma olduğunu savunuyor.
Ermenistan’daki yetkililer ile kilise temsilcileri arasındaki çatışma, Paşinyan’ın Ermeni Apostolik Kilisesi lideri II. Garegin’i bekâret yeminini bozmakla suçlayarak görevini bırakmasını talep etmesiyle başlamıştı.
Kilise ise bu eleştirilere cevaben, kiliseyi ilgilendiren konuların “kilise kanunları ve tüzüklerine göre karara bağlandığını ve devlet ile siyasi aktörlerin yetki alanına girmediğini” açıklamıştı.
Haziran ayında Paşinyan, Ermenistan’da bir darbe girişiminin önlendiğini duyurmuş ve “Kutsal Mücadele” hareketinden bahsetmişti.
Kısa bir süre sonra hareketin ondan fazla destekçisi tutuklanmıştı. Ayrıca haziran ortasında, Ermeni Apostolik Kilisesini destekleyen Taşir şirketler grubu başkanı Samvel Karapetyan da tutuklanmıştı.
Diplomasi
ABD’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatı yeniden başlayabilir

Politico’nun haberine göre, ABD’nin temmuz başında durdurduğu Ukrayna’ya yönelik silah sevkiyatının, iki ülke yetkilileri arasında yapılacak bir dizi görüşmenin ardından yeniden başlaması bekleniyor. ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’ya daha fazla silah göndereceklerini açıklarken, Pentagon da yeni sevkiyatlar için hazırlıklara başlandığını doğruladı.
Politico‘nun konuya aşina iki kaynağa dayandırdığı haberine göre, ABD’li ve Ukraynalı üst düzey yetkililerin İtalya ve Ukrayna’da yapacağı bir dizi görüşme, Washington’un temmuz başında askıya aldığı silah sevkiyatının kısmen yeniden başlamasının anahtarı olabilir.
Kaynaklar, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg’un, Roma’da düzenlenecek uluslararası yardım konferansında Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov ile bir araya geleceğini belirtti.
Bu görüşmeyi, bu hafta ve gelecek hafta Kiev’de yapılacak toplantıların takip edeceği ifade edildi.
Kellogg’un sözcüsü Morgan Murphy ise söz konusu görüşmenin, sevkiyatların durdurulduğu haberinden önce planlandığını ve başlangıçta askeri yardımı tartışma amacı taşımadığını söyledi.
Politico‘nun kaynaklarına göre ABD, Ukrayna’ya mühendislik ekipmanları ve bazı zırhlı araçların sevkiyatının yakında yeniden başlayacağı mesajını verdi ancak henüz net bir tarih belirtilmedi.
Yardım krizi ve diplomatik trafik
Politico ve NBC News, 1 Temmuz’da ABD’nin Ukrayna’ya Patriot füze sistemleri de dahil olmak üzere bazı silahların sevkiyatını durdurduğunu bildirmişti.
Pentagon, kararı “askeri yardımın savunma önceliklerimizle uyumlu olmasını sağlamak için imkanların yeniden gözden geçirilmesi” olarak açıklamıştı.
The Economist ise Washington’un Kiev’e yönelik tüm askeri yardımı durdurduğunu öne sürmüş, ancak bu iddia ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yalanlanmıştı.
Kiev yönetimi, silah sevkiyatının durdurulmasıyla ilgili resmi bir bildirim almadığını açıklamış ve Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Maslahatgüzarı John Hinkel’i bakanlığa çağırmıştı.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Washington ile diyalog yoluyla durumu açıklığa kavuşturmaya çalıştıklarını belirtmişti.
4 Temmuz’da Trump, Zelenskiy ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Zelenskiy, görüşmede hava savunmasının güçlendirilmesi üzerinde çalışmak üzere anlaştıklarını duyurdu.
Axios sitesi ise haberinde, Trump’ın Zelenskiy’e “hava savunması konusunda yardım etmek istediğini ve sevkiyatta gerçekten bir duraklama olup olmadığını kontrol edeceğini” söylediğini yazdı.
The Wall Street Journal‘a göre ise Trump, Washington’un “yapabildiği kadar çok silah” tedarik edeceği sözünü verdi.
Trump’tan ‘daha fazla silah’ açıklaması
Trump, 8 Temmuz gecesi yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatına devam edeceğini ve bunu artırmayı planladığını duyurdu.
Trump, “Daha fazla silah göndereceğiz. Göndermeliyiz. Kendilerini savunabilmeliler. Şu anda çok ağır darbeler alıyorlar. Başta savunma amaçlı olmak üzere daha fazla silah göndereceğiz,” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamanın ardından Pentagon, başkanın talimatıyla Ukrayna’ya ek silah sevkiyatı için hazırlık yapıldığını bildirdi.
Trump, Zelenskiy ile görüşmesinden bir gün önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
ABD Başkanı, bu görüşmenin ardından Ukrayna konusunda “hiçbir ilerleme” kaydedemediğini söylemişti.
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Dünya Basını2 hafta önce
ABD ve İsrail, UAEA’yı nasıl ele geçirdi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Söyleşi2 hafta önce
E. Koramiral Kadir Sağdıç: ‘Hürmüz’ü kapatmak ABD-İsrail’e yarar’
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’