Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya göç politikasını yeniden yapılandırıyor

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla, göç alanındaki devlet yönetimini iyileştirmek amacıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresi kuruldu. Eski Başsavcı Yardımcısı Andrey Kikot’un başına getirildiği yeni yapının, göç süreçlerini düzene sokması ve koordinasyonu artırması hedefleniyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla, İçişleri Bakanlığı bünyesinde Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresi kuruldu.

İdare, “göç alanında devlet yönetimini iyileştirmek amacıyla” oluşturuldu.

Uzmanlara göre, yeni yapının kurulması, önemli ve bariz kusurları olan göç politikasını değiştirmeye yönelik kapsamlı çalışmaların bir parçası.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “göç alanında devlet yönetimini iyileştirmek amacıyla” İçişleri Bakanlığı bünyesindeki Göç İşleri Genel Müdürlüğü temelinde (bu müdürlük, 2016 yılında lağvedilen Federal Göç İdaresi temelinde kurulmuştu) Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresinin kurulması talimatını verdi.

İdarenin başına, daha önce Başsavcı Yardımcılığı görevini yürüten Andrey Kikot getirildi.

Kikot, yeni görevi kapsamında Güvenlik Konseyi’nin ilgili Kurumlararası Komisyonu’na da dahil olacak ve bakanlığın tüm yerel organlarında vatandaşlık ve yabancıların kaydı konularından sorumlu bir başkan yardımcısı atanacak.

Hükümetin, üç ay içinde İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatı ve içişleri organlarının azami personel sayısının netleştirilmesine yönelik öneriler sunması gerekiyor.

Bu, yeni yapının kurulmasıyla bağlantılı olarak personel kaynaklarının optimize edilmesini sağlayacak.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, yeni kurumun göç alanındaki sorunların daha etkin çözülmesini sağlayacağını belirtti.

Peskov, bu sayede söz konusu konuyla ilgili faaliyet gösteren kurumlar arasındaki koordinasyonun geliştirileceğini ifade etti.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İrina Volk ise Telegram kanalından yaptığı açıklamada, yeni kurumun temel görevinin göç süreçlerini düzene sokmak ve yabancıların yasa dışı faaliyetlerini azaltmak olacağını açıkladı.

Vladimir Putin, geçen yılın sonunda düzenlediği yıllık basın toplantısıyla birleştirilen “Yılın Sonuçları” programında, içişleri bünyesinde göçmenlerle çalışmak üzere ayrı bir merkez kurulması gerektiğini söylemişti.

Devlet Başkanı, gerektiğinde böyle bir yapının özel bir kuruma dönüştürülebileceğini de göz ardı etmemişti.

Putin, ayrı bir kurumun gerekli olup olmadığı ya da bu konuların İçişleri Bakanlığı’nın yetkisinde kalmasının daha iyi olup olmayacağı konusundaki sayısız tartışmayı hatırlatarak, bu çalışmanın İçişleri Bakanlığı çerçevesinde güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya lideri, “Her şey tek bir merkezden yönetilmeli,” demişti.

Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Komitesi Başkanı ve İnsan Hakları Konseyi (SPÇ) üyesi Kirill Kabanov, Rusya’nın önde gelen diplomasi yayınlarından Vzglyad gazetesine verdiği demeçte, “Rusya yönetimi göç sorunlarına özel önem veriyor,” dedi.

Kabanov, “Vatandaşlık ve Yabancıların Kaydı İdaresinin kurulması kararı, Vladimir Putin’in bu alandaki belirli hatalara verdiği net bir yanıttı. Hükümetin bu yöndeki çabalarını artırmasına yönelik kamuoyu talebi de önemli bir rol oynadı,” diye ekledi.

Kabanov, “Bu bağlamda, yeni idarenin kurulması, göç politikasını iyileştirmeye yönelik kapsamlı çalışmaların yalnızca bir parçasıdır. Yetkililer, yasa dışı göçmenlerin sınır dışı edilme kuralları, Rusça bilme zorunluluğu, gelenlerin dijital profillerinin oluşturulması gibi bir dizi çözüm üzerinde çalışıyor,” ifadesini kullandı.

Bunun yanı sıra “Ayrıca, işverenler yasa dışı göçmen çalıştırmaktan sorumlu tutulacak,” diyen Kabanov, “Çalışmak için bize gelen herkes vergi ödemeli ve Rusya yasalarına uymalıdır. Ayrıca, vasıfsız işçilerin ailelerinin akın etmesine izin verilemez,” diye belirtti.

Kabanov, “Yasa dışı göç, kültürel-etnik dengemizi ve ulusal kimliğimizi bozabilir. Devlet Başkanı, Rus dünyasını koruma görevini verdi. Belirtilen hedefe ulaşmak için azami çabayı göstermeliyiz,” diyerek sözlerini tamamladı.

Siyasetçi ve eski Ukrayna Radası milletvekili Oleg Tsaryov ise daha önce yetkililerin “neredeyse bir göç bakanlığı” gibi ayrı bir yapı kurmayı düşündüklerini, ancak Putin’in kararının bu kadar radikal değişikliklere gerek olmadığını gösterdiğini hatırlattı.

Tsaryov, mevcut çabaların sadece istenmeyen göçle mücadeleye yönelik olmadığını açıkladı.

Tsaryov, “Bizim için arzu edilen göç de var. Rusya’ya geri dönen soydaşlarla ilgili konuların polisin ilgilenmesi biraz garip, zira bu polisin görevi değil. Oysa soydaşların ülkeye çekilmesi çok ciddi bir mesele,” değerlendirmesini yaptı.

Tsaryov’a göre yeni idarenin diğer görevlerinin yanı sıra şu ikilemi çözmesi gerekecek:

“Bir yandan birçok kişi Rusya’daki göçmen sayısının azalmasını istiyor. Diğer yandan, gerçek bir iş gücü açığımız var. Ayrıca bazıları, göçmenlerin ayrı yerleşim yerlerinde yaşadığı ve işleri bittikten sonra ülkelerine döndüğü BAE deneyiminin dikkate alınmasını öneriyor. Ancak o zaman Rusya’nın BDT ülkeleriyle vize rejimi uygulaması gerekirdi ki bu da SSCB’nin dağılmasından sonra imzalanan çok sayıda devletlerarası anlaşmanın bozulması anlamına gelirdi.”

Yeni idarenin kurulması ve göç politikasını iyileştirmeye yönelik diğer kapsamlı çalışmalar, sonuç olarak Rusya’da yalnızca Rus diline ve kültürüne saygı duyan yabancıların yaşamasını ve çalışmasını, böylece Rus kimliğinin korunmasını sağlamalı.

Tsaryov’a göre, Rusya’daki göç politikası “akıllıca ve bazen uzlaşmacı kararlar” alınmasını gerektiriyor.

Tsaryov, “Benzersiz bir durumla karşı karşıyayız. Örneğin Orta Asya’dan gelen göçmenler için yeni kısıtlamalar getirdiğimizde, bu kararlar genellikle Sovyet döneminde çeşitli nedenlerle cumhuriyetlere taşınan ve şimdi bürokratik engeller nedeniyle evlerine dönemeyen Rus büyükanneleri ve büyükbabaları olumsuz etkiliyor,” dedi.

Tsaryov, “Asya’dan gelen göçmenlere diasporaları yardım ederken, eski Sovyet cumhuriyetlerindeki Rusların diasporaları yok,” diye ekledi.

Demokrasi Sorunları Araştırma Vakfı Başkanı Maksim Grigoryev de “İdarenin kurulması, uzun süredir önemli ve bariz kusurları olan göç politikasında doğru bir değişiklik. Buna sivil toplum temsilcileri, uzmanlar ve bizzat Devlet Başkanı defalarca işaret etmişti,” değerlendirmesinde bulundu.

Grigoryev, Kikot’un atanmasının yeni yapının statüsünü vurguladığını ekledi: “Yeni idarenin başkanı, bakan birinci yardımcısı pozisyonunda bulunuyor. Bu, Devlet Başkanı’nın göç sorunlarının çözümüne özel önem verdiğini gösteriyor ki bu son derece olumlu. Yani, yeni idarenin statüsü, başkanının atanma seviyesinin yüksekliği ile vurgulanıyor.”

Grigoryev ayrıca, Rusya’nın sosyal altyapısının yasa dışı göçmenler ve Rus diline ve kültürüne entegre olmak istemeyenler nedeniyle önemli bir yük altında olduğuna dikkat çekti.

Grigoryev, “Örneğin, Rusça bilmeyen göçmen çocukları okullara geldiğinde eğitim kalitesi keskin bir şekilde düşüyor. Ayrıca, doğum dahil olmak üzere yasa dışı göçmenlere tıbbi yardım sağlamak için büyük kaynaklar harcanıyor. Bunu neden yapmak zorundayız? Kesinlikle anlaşılır değil,” diye konuştu.

Uzmana göre, göç politikası alanındaki çabalar, “Rusya’daki göçmenlerin varlığının ekonomi için faydalı ve vatandaşlar için kabul edilebilir olmasıyla” sonuçlanmalı.

Rusya

Putin: Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Putin, Ukrayna’dan teslimiyet beklemediklerini ancak ‘sahadaki gerçeklerin’ kabul edilmesini istediklerini belirtirken, Rus ekonomisinin rekorlar kırdığını ve yeni hedefler belirlediklerini vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu‘nun (SPIEF) genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Ukrayna’daki durumdan Rusya ekonomisinin geleceğine kadar bir dizi konuda önemli mesajlar verdi.

Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan bir teslimiyet beklemediğini ancak “sahadaki gerçeklerin” kabul edilmesinde ısrarcı olduğunu belirtti.

Konuşmasının ardından uluslararası politikaya ilişkin soruları da yanıtlayan Putin, Rus ekonomisinin rekor seviyede düşük işsizlik ve yüksek büyüme rakamlarına ulaştığını ifade etti.

‘Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz’

Vladimir Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan teslimiyet talep etmediğini ancak mevcut “sahadaki gerçeklerin” tanınması gerektiğini vurguladı. Ruslar ve Ukraynalıların “tek bir halk” olduğunu savunan Putin, “Bu anlamda bütün Ukrayna bizimdir. Rus askerinin ayağının bastığı her yer bizimdir,” ifadelerini kullandı.

Sumi’yi alma gibi bir görevleri olmadığını ancak bu olasılığı da dışlamadığını belirtti.

Putin ayrıca, Ukrayna’nın Rusya topraklarına “kirli nükleer bomba” atma niyetine dair bir kanıtları olmadığını söyleyerek, “Bu, Kiev rejiminin son hatası olur. Moskova’nın bu durumda yanıtı sert ve feci olur,” dedi.

St. Petersburg Ekonomi Forumu’nun üçüncü gününde neler konuşuldu?

Ekonomide tarihi rekorlar

Putin, Rusya’nın gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüme hızının yüzde 4’ü aşarak gelişmiş ülkeleri geride bıraktığını ve Rusya’nın Avrupa’nın en büyük ekonomisi olduğunu söyledi.

Ham madde gelirlerinin ekonomideki belirleyici rolünün azaldığını ve büyümenin sadece savunma sanayiine bağlı olmadığını vurguladı.

16 Haziran itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 9,6 olduğunu belirten Putin, hükümetin aktif çalışmaları ve Merkez Bankası’nın adımlarının enflasyonun yavaşlamasında rol oynadığını ifade etti.

Devlet Başkanı, ülkenin durgunluk ve resesyona izin vermemesi gerektiğini söyledi.

İşsizliğin yüzde 2,3 ile tarihi rekor seviyeye düştüğünü ve Kuzey Kafkasya bölgelerinde bu oranın yarı yarıya azaldığını belirten Putin, yoksulluğun da yüzde 7,2’ye gerileyerek rekor kırdığını ve hedefin yüzde 5’in altına inmek olduğunu açıkladı.

İş dünyası ve teknolojiye yeni vizyon

Putin, Rus ekonomisinin daha teknolojik hale gelmesi gerektiğini ve rekabetçiliğin yerli teknolojilere dayanması gerektiğini belirtti.

Son iki yılda patent başvuru sayısının yüzde 13 arttığını söyledi. Dijital rublenin kullanımının yaygınlaştırılması çağrısında bulunan Putin, birikmiş milyonlarca ton zararlı atıktan değerli bileşenlerin çıkarılması için projeler başlatılmasını önerdi.

İş dünyasının maliyetlerinin ciddi şekilde azaltılması gerektiğini vurgulayan Putin, “Daha güçlü olmak istiyoruz,” diyerek Rusya’nın 2030 yılına kadar iş yapma kolaylığı açısından en iyi 20 ülke arasına girmesi gerektiğini hedef olarak gösterdi.

Putin ayrıca, savunma ve sivil sanayi şirketleri arasındaki ayrımın kaldırılması gerektiğini belirterek, ordunun en modern ve sahada kendini kanıtlamış teknolojilerle donatılacağını ifade etti.

BRICS’in küresel ekonomideki payı artacak

Uluslararası ilişkilere de değinen Putin, Rusya ve Çin’in yeni bir dünya düzeni kurmadığını, mevcut düzeni şekillendirdiğini söyledi.

BRICS’in küresel ekonomideki payının yüzde 40 olduğunu ve bunun artmaya devam edeceğini “tıbbi bir gerçek” olarak nitelendirdi.

Putin, dünyaya siyasi manipülasyonlardan ve yeni sömürgecilik ilkelerinden arınmış yeni bir kalkınma modeli sunulması gerektiğini belirtti.

İran’daki Buşehr Nükleer Santrali’nde çalışmaların sürdüğünü ve Netanyahu ile Trump’tan buradaki Rus personelin güvenliğine dair güvence aldıklarını aktaran Putin, Rusya’nın İran’ı barışçıl nükleer enerji çalışmalarında her zaman desteklediğini ve bu alandaki haklarını savunduğunu ekledi.

Putin, Domodedovo Havalimanı’na kayyum atanmasının devletleştirmeyle bir ilgisi olmadığını, uzun yıllardır devam eden bir anlaşmazlığın mahkeme kararıyla sonuçlandığını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Rusya

St. Petersburg Ekonomi Forumu’nun üçüncü gününde neler konuşuldu?

Yayınlanma

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun (SPIEF) üçüncü gününde Rusya ekonomisinin geleceği masaya yatırıldı. Kremlin’in resesyon uyarısı yaptığı forumda, yüksek faiz oranlarının ekonomiyi ‘soğuttuğu’ ve şirketleri ‘iflas öncesi’ duruma getirdiği yönündeki endişeler dile getirildi. Enerji alanında ise Gazprom’un Çin ile yeni bir doğalgaz anlaşması imzalaması ve lityum üretimine başlama planları öne çıktı.

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun (SPIEF) üçüncü gününde, Rusya ekonomisinin geleceğine ilişkin endişeler ve yeni büyüme modeli arayışları tartışıldı.

Kremlin’den gelen resesyon uyarısı, yüksek faiz oranlarının ekonomiyi “soğuttuğu” yönündeki tartışmaları alevlendirirken, enerji devleri Çin ile yeni anlaşmalar imzalayarak ve stratejik madenlere yönelerek ülkenin geleceğine dair önemli sinyaller verdi.

Kremlin’den resesyon uyarısı

Forumda konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ekonominin zamanında hızlanmaya başlamaması durumunda Rusya’da resesyon riskinin bulunduğunu belirtti. Peskov, “Eğer biraz hızlanmaya başlamazsak, Merkez Bankası’nın daha önce aldığı önlemler ekonomiyi gerçekten de önemli ölçüde yavaşlatabilir. O zaman resesyon riski ortaya çıkar,” ifadelerini kullandı.

Ekonomik Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov da para ve kredi politikası dahil olmak üzere doğru kararlar alınması halinde Rusya’nın resesyonla karşı karşıya kalmayacağını söylerken, iş dünyasındaki mevcut hissiyatın “resesyonun eşiğine gelindiği” yönünde olduğunu kabul etti.

Maliye Bakanı Anton Siluanov ise ekonomide bir “soğuma” yaşandığını ancak “soğumayı her zaman yazın takip ettiğini” dile getirdi.

Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Aleksandr Şohin, durumun daha endişe verici olduğunu vurguladı.

İnterfaks‘a konuşan Şohin, yüksek faiz oranlarının birçok şirketi “iflas öncesi” duruma getirdiğini söyledi.

Şohin, “Durumun sistemik olarak basit olmadığını görüyoruz. Yüksek faiz oranı nedeniyle ödeme zincirleri çöküyor, büyük şirketler bile tedarik ödemelerini geciktiriyor. Bu durumdan en çok küçük ve orta ölçekli tedarikçi işletmeler zarar görüyor,” diyerek ekonomideki soğumanın tüm hızıyla devam ettiğini belirtti.

Yeni büyüme modeli arayışı

Sberbank Başkanı German Gref ise mevcut ekonomik faktörlere dayalı bir büyümenin, Rusya’nın yüzde 3’lük büyüme hedefine ulaşması için yeterli olmayacağını söyledi.

Gref, “Yeni büyüme faktörlerini ortaya çıkarmamız gerekiyor. Alternatif ekonomi sektörlerini geliştirmeli, şirketlerin yatırım paradigmalarını harekete geçirmeli ve eski verimsiz teknolojileri ortadan kaldırmak için yeni teknolojileri kullanmalıyız,” dedi.

Gref, Rus ekonomisinin verimliliğinin gelişmiş ülkelere göre yüzde 40 ila dört kat arasında geri kaldığını belirterek, rekabet ortamının, inovasyonun ve mülkiyet haklarının korunmasının kritik önem taşıdığını vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak ise daha iyimser bir tablo çizerek yüzde 3’ün üzerinde bir büyümenin mümkün olduğuna inandığını, bunun için teknoloji ve verimlilik artışıyla iş gücü açığının kapatılması gerektiğini ifade etti.

Yabancı yatırımcı ilgisi ve Rusya’dan ayrılan şirketler

Forumda Rusya’nın uluslararası yatırım ortamı da ele alındı. Başbakan Yardımcısı Marat Husnullin, yabancı yatırımcıların Rusya’nın yeni bölgelerinde çalışmak için başvuruda bulunduklarını açıkladı.

Husnullin, bu bölgelerin yatırımcılara geniş bir pazar, vergi avantajları, düşük kira maliyetleri ve varlıklara erişim imkânı sunduğunu belirtti.

VTB Başkanı Andrey Kostin ise yabancı şirketlerin aslında Rusya’dan ayrılmak istemediğini, siyasi baskı altında kaldıklarını savundu.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev de Rusya’daki projelere ilk dönecek olanların Amerikalı petrol ve gaz şirketleri olacağını öne sürdü.

Rus enerji kaynaklarını terk etmenin Avrupa’ya faturası 1,3 trilyon avro

Dmitriyev, forumda yaptığı bir diğer açıklamada, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’dan gaz tedarikini azaltmasının yol açtığı kayıpların 1,3 trilyon avroya ulaştığını bildirdi.

2025 başından itibaren Rus gazının Ukrayna üzerinden geçişinin durduğunu ve AB’nin 2027 sonuna kadar Rus gazından tamamen vazgeçmeyi planladığını hatırlatan Dmitriyev, bu durumun Avrupa ekonomisine ağır bir maliyeti olduğunu vurguladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de daha önce Rus enerji kaynaklarından bağımsızlığın Avrupalılara çok pahalıya mal olduğunu söylediği biliniyor.

Enerji devlerinden yeni hamleler: Lityum ve Çin’e doğalgaz

Rus enerji şirketleri de forumda geleceğe yönelik stratejik adımlarını duyurdu. Gazprom Neft Yönetim Kurulu Başkanı Aleksandr Dyukov, şirketin 2028’de lityum ve iyotun endüstriyel üretimine başlamayı planladığını açıkladı.

Lityum üretiminin Orenburg oblastındaki, iyot üretiminin ise Hantı-Mansiysk Özerk Okrugu’ndaki mevcut sahalardan elde edilen sulardan yapılacağı belirtildi.

Diğer yandan Gazprom, Çinli şirketler CNPC ve PipeChina ile Rus gazının Çin’e Uzak Doğu rotası üzerinden tedarik edilmesine yönelik anlaşmalar imzaladı.

Anlaşmaların, projenin tam kapasiteye ulaşmasının ardından Çin’e yapılan boru hattı gazı tedarikini yıllık 10 milyar metreküp artırması bekleniyor. Bu hamle, Rusya’nın enerji ihracatında Doğu’ya yönelimini güçlendiren önemli bir adım olarak görülüyor.

Merkez Bankası Başkanı: Devlet şirketlerinin halka arzı ‘göstermelik’ olmamalı

Forumun bir diğer önemli gündem maddesi ise devlet şirketlerinin halka arzı (IPO) oldu. Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, devlet şirketlerinin halka arzlarının “göstermelik” olmaması gerektiğini, yatırımcı güvenini oluşturmak için kaliteli bir hazırlık sürecinin şart olduğunu söyledi.

Nabiullina, “Bu şirketlerin yönetici kalitesinin ve motivasyonunun değiştirilmesi gerekiyor. Devlet kontrolü korunurken, yatırımcıları çekecek bir yönetim sistemi değişikliğine yol açmalı,” diyerek devletin bu konuda örnek olması gerektiğini vurguladı.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’ya yabancı yatırım 24 yılın en düşük seviyesine geriledi

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından yayımlanan rapora göre, Rusya’ya yapılan doğrudan yabancı yatırımlar geçen yıl 3,3 milyar dolara gerileyerek 2001’den bu yana en düşük seviyesini gördü. Raporda, yatırımcıların Rusya’dan kaçışının arkasında artan devletleştirme adımları ve ‘kötüleşen mülkiyet hakları’ olduğu ifade edildi.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun başlangıcında yayımladığı raporla Rusya ekonomisindeki tehlike çanlarını gözler önüne serdi.

Rapora göre, Rusya geçen yıl ekonomisine sadece 3,3 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çekebildi. Bu rakam, ülkenin 1998 mali krizinden yeni çıkmaya başladığı 2001 yılından bu yana kaydedilen en düşük seviye oldu.

Rusya’ya yönelik doğrudan yabancı yatırım girişi, bir önceki yıla göre yüzde 62,8, savaş öncesi dönem olan 2021’e kıyasla ise 11,7 kat düşüş gösterdi. 2021 yılında ülkeye 38,8 milyar dolarlık yabancı yatırım girmişti.

Rusya Merkez Bankası verileri de benzer bir tablo çiziyor. Son üç yılda yerleşik olmayanların reel sektöre yaptıkları birikmiş yatırımlar yüzde 57 oranında azaldı.

1 Ocak 2022’de 497,7 milyar dolar olan bu yatırımlar, 2025’in başına gelindiğinde 216 milyar dolara düşerek 2009’dan bu yana en düşük seviyeye indi.

‘Mülkiyet hakları her geçen gün kötüleşiyor’

Reuters‘a konuşan ekonomist ve eski Rusya Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Sergey Aleksaşenkov, “Bugün Rusya’da, yabancı şirketlerin her şeyi bir kenara bırakıp para kazanmak için Rusya’ya gitmesini gerektirecek süper çekici hiçbir şey yok,” dedi.

Aleksaşenkov, Ukrayna’daki askeri operasyonlar yarın sona erse bile, ciddi ve büyük şirketlerin Rusya’yı bir yatırım yeri olarak değerlendirmeyeceğini belirtti:

“Herkes, mülkiyet hakları konusundaki durumun her geçen gün daha da kötüleştiğini açıkça görüyor.”

Devletleştirme dalgası yatırımcıyı kaçırdı

Rusya’da devletleştirme adımları hız kazanırken, son üç yılda bir düzineden fazla yabancı şirkete el konuldu.

Bu listenin son halkası Domodedovo Havalimanı oldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bir aydan kısa bir süre önce, Rusya’ya karşı faaliyet gösteren, ancak pazardan tam olarak çekilmemiş yabancı bilişim şirketlerinin “boğulması” çağrısında bulunmuştu.

UNCTAD verilerine göre, 2001’den bu yana en düşük yatırım girişi, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahale başlattığı yılda yaşandı.

2022’de yatırım akışı eksi 15,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu negatif değer, daha önce Rusya’ya yatırım yapmış olan yabancı şirketlerin paralarını acilen ülkeden çıkardığını gösteriyor.

Rusya Anayasa Mahkemesi, 1990’lardaki özelleştirmelerin incelenmesine izin verdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English