Amerika
Arjantin’de ön seçimlerde Javier Milei sürprizi

Arjantinli 13 Ağustos Pazar günü yapılan ön seçimlerde ülkenin iki ana siyasi gücünün adayları büyük bir sürpriz sonucunda, ‘liberteryen’ sağcı aday Javier Milei’nin gerisinde kaldı.
Oyların %65’i sayıldığında sağcı ekonomist Javier Milei oyların %32,2’sini alarak tahmin edilenden çok daha yüksek bir oy oranına ulaşırken, ana muhafazakâr muhalefet bloğu %27,7 ile geride kaldı ve iktidardaki Peronist koalisyon %25,8 ile üçüncü sırada yer aldı.
Milei’nin başkan yardımcısı adayı Victoria Villarruel, “Bu hepimiz için tarihi bir an, akıl almaz bir şey,” dedi.
Ön seçimler, 22 Ekim’de yapılacak genel seçimler öncesi ‘prova’ niteliği taşıyor ve başkanlığı kimin kazanacağına dair genellikle net bir fikir veriyor.
Değişim için Birlik’in seçim merkezine gelerek bir açıklama yapan eski muhafazakâr Devlet Başkanı Mauricio Macri, “Milei’nin büyümesi sürpriz oldu. Bu, insanların siyasete olan öfkesini gösteriyor,” dedi.
Eski ABD Başkanı Donald Trump’a sempatiyle bakan Milei, anketlerin çoğunda yüzde 20 civarında oy alıyor görünüyordu.
Milei’nin ‘radikal’ ekonomik programı
Ekonomist kökenli Milei’nin, yılda %115’in üzerinde seyreden enflasyonu kontrol altına almak için öne sürdüğü ‘radikal reçete’, ulusal para birimini dolarla değiştirmek ve en nihayetinde, hükümet harcamalarını finanse etmek için peso basan merkez bankasını da tasfiye etmek.
Milei’nin önlemleri arasında devlet harcamalarında büyük kesintiler ve IMF’nin talep ettiklerini katbekat aşan bir kemer sıkma politikası; açık veren kamu şirketlerinin özelleştirilmesi; özel yatırımların teşvik edilmesi; vergilerin kaldırılması veya azaltılması da yer alıyor.
‘Ulusal güvenlik’ söz konusu olduğunda Milei, kamu-özel ortaklıkları sistemi aracılığıyla yeni cezaevleri inşa etmeyi ve reşit olmayanların hapsedilmesi için asgari yaşın düşürülmesini öneriyor.
Milei, sağlık reformu başlığı altında insan organlarının satışına destek verilmesinden kürtaj ve ötenazinin engellenmesine kadar karışık bir öneri paketi ortaya koydu. Ayrıca Arjantin’in kamu sağlık hizmetlerini, masrafları genel sağlık sigortası tarafından karşılanacak özel bir sistemle değiştirmek de Arjantinli liderlerin siyaset paketinde yer alıyor.
Yeni devalüasyon geldi
Arjantin Merkez Bankası iseuzun süre kaçındığı devalüasyon ve faiz artırımına gitti.
Devlet Başkanı Alberto Fernandez’in ön seçimde ağır bir yenilgiye uğramasının ardından yönetiminin sürdürülemez döviz kurunu savunmak için seçeneklerinin tükendiğini ortaya çıktı.
Pezo dolar karşısında %18 devalüe edilirken bir dolar 350 pezoya yükseldi.
Arjantin Merkez Bankası faizleri de %97’den %118’e yükseltti. Ülkede enflasyon yüzde 115 seviyesinde.
Amerika
ABD’den Arjantin ve El Salvador yönetimlerine destek

Yeni Trump yönetimi, Kanada’dan Almanya’ya kadar ABD’nin geleneksel müttefiklerinin çoğuyla kavga etmekten çekinmese de iki Latin Amerika ülkesini övgü ve destek için seçmiş görünüyor.
Kendisini “dünyanın en havalı diktatörü” olarak tanımlayan El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele Beyaz Saray’da Başkan Donald Trump’a tam destek verirken, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent de Buenos Aires’te Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei’yi kucakladı.
Görüşmenin resmi açıklamasında, “Bakan Bessent, Başkan Milei’nin cesur ekonomik reformlarına ABD’nin tam desteğini teyit etti,” deniyor ve Bessent’in “Arjantin’in olumlu ekonomik ivmesini ilerletmeye devam etmesi için ABD’nin Başkan Milei’ye olan güvenini vurguladığı” belirtiliyor.
Bukele ve Milei, Latin Amerika’daki sağcı-liberteryen liderler olarak Trump ile anlaşma yapmak için her fırsatı değerlendiriyorlar.
Arjantin cuma günü, 12 milyar doları peşin olmak üzere 20 milyar dolarlık bir IMF anlaşması imzaladı; bu para, yetersiz dış rezervler ve aşırı değerli bir para birimi peso ile mücadele eden bir ülkede umutsuzca ihtiyaç duyulan bir para.
IMF’nin en büyük hissedarı olan ABD, anlaşmanın onaylanmasında kritik bir rol oynadı. Anlaşma Arjantin’in para birimini dalgalandırmasına izin veriyor ve bu para birimi kısa sürede %11 değer kaybederek dolar karşısında yaklaşık 1.200 pesoya geriledi.
Arjantin, dolar başına peso paritesini 1.100 ile 1.400 arasında tutmak için yeni bir döviz kuru tasarladı.
Arjantin’in eski maliye bakanlarından Martin Guzman, bu ay Vatikan’da yaptığı bir konuşmada ülkenin yeni IMF kredisinin “siyasi amaçlı” gibi göründüğünü söyledi.
Fuzman, eğer IMF siyasi baskılar karşısında bu kadar büyük miktarlarda kredi verirse, bunun “fonun temel misyonunu yerine getirme kabiliyetini tehlikeye atacağını” söyledi.
Öte yandan Trump açıkça IMF’den tamamen ayrılmayı düşünüyor. Eğer böyle bir niyeti varsa, çıkarken bir müttefikini ödüllendirmek istemesi çok daha muhtemel.
Öte yandan yanlışlıkla El Salvador’a sınır dışı edilen Maryland’li bir adamın kaderi, hükümet ve mahkemeler arasındaki hukuki mücadele nedeniyle belirsizliğini koruyor.
Trump yönetimi, Kilmar Armando Abrego Garcia’nın El Salvador’da teröristlere yönelik yüksek güvenlikli bir hapishaneden dönüşünü kolaylaştırmasını gerektiren Yüksek Mahkeme kararına uymayı şu ana kadar reddetti.
Hükümet, yasal olarak Maryland’de yaşayan Salvador vatandaşı Abrego Garcia’yı, çete bağlantılı herhangi bir suçla itham edilmemiş olmasına rağmen MS-13 üyesi olmakla suçladı.
El Salvador’da zarar görme ihtimali nedeniyle ABD’de kalmasına dair mahkeme kararına rağmen göçmenlik yetkilileri tarafından gözaltına alındı ve yanlışlıkla sınır dışı edildi. Adalet Bakanlığı avukatları daha önce “idari bir hata” nedeniyle El Salvador’a gönderildiğini kabul etmişti.
Amerika
Silikon Vadisi şirketlerinden, ‘robot ordusu’ kurmak için büyük hamle

Silikon Vadisi’ndeki yapay zeka startuplarından biri olan Scout AI’ın kurucu ortakları Colby Adcock ve Collin Otis, “büyük robot ordularını iyi adamlar için gerçeğe dönüştürmek” istiyor.
Adcock Axios’a verdiği bir demeçte, “Savunma robotları için AGI [yapay genel zeka] beyni olacak biri için çok büyük bir boşluk var,” dedi.
Daha önce gizlilik halesiyle çevrili olan Scout AI, bugün elinde 15 milyon dolarlık fon ve Pentagon taahhütleriyle kamuoyunun önüne çıktı.
Şirket ayrıca, vizyon-dil-eylem temel modeli olan ürünü Fury tarafından beslenen bir kara aracı (G01) ve hava dronunu (A01) da tanıttı.
Pentagon’da reform planı: Askerleri teknobüyücülere dönüştürmek
Yedi kişilik şirket ağustos ayında kuruldu ve merkezi Sunnyvale, Kaliforniya’da bulunuyor.
Şirketin 20.000 metrekarelik araştırma ve geliştirme alanının yanı sıra Santa Cruz Dağlarında gerçek dünya testleri için yüzlerce dönümlük bir arazisi var. Align Ventures, Booz Allen Ventures, Draper Associates ve başka risk sermayesi grupları tarafından destekleniyor.
Adcock, “Amacımız, teknolojimiz Fury’yi ABD ordusunun sahip olduğu her robotik varlığa yerleştirmek ve onları akıllı, otonom ajanlara dönüştürmek,” dedi.
Bunun hava, kara, deniz ve uzayda da geçerli olduğunu vurgulayan girişimci, diğer şirketlerle ortaklık kurmanın stratejinin “büyük bir parçası” olduğunu da kabul etti.
Adcock, kardeşinin insansı robotlar geliştiren şirketi Figure AI’da da yönetim kurulu üyesi. Otis ise otonomi alanındaki bir diğer oyuncu Kodiak Robotics’in kurucu mühendislerinden biri ve otonomi ve yapay zeka direktörüydü.
Otis bir röportajında, “Yapay zekanın bu yeni çağı, yeni bir yetenek çağının kilidini açıyor. Bu, robot topluluğu olarak her zaman için çabaladığımız vizyon,” demişti.
Scout AI yıl sonuna kadar işgücünü en az iki katına çıkarmayı planlıyor.
Geçen temmuz ayında bir etkinlikte konuşan eski ABD genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Mark Milley, robotların ve diğer akıllı makinelerin önümüzdeki 10-15 yıl içinde ABD ordusunun üçte birini oluşturacağını söylemişti.
Nitekim Scout AI’ın yanı sıra Overland AI isimli startup da, tedarik ve drone fırlatan Ultra aracını tanıttı. Otonom araçlar uzmanı Overland AI, Ultra adı verilen ve malzeme taşıyabilen, iletişimi güçlendirebilen ve insansız hava araçları fırlatabilen kara araçları üretiyor.
Şirketin CEO’su Byron Boots Axios’a “birkaç” Ultra’nın halihazırda ordu tarafından test edildiğini ve ekibinin “yıl sonuna kadar onlarcasını üretmeyi planladığını” söyledi.
Şirketin OverDrive adlı otonom yapı grubu Textron Ripsaw, General Dynamics S-MET ve Polaris RZR’de kullanılmıştı.
Ultra bir yılı aşkın süredir geliştiriliyordu ve gem ordu finansmanının hem de iç kaynakların bir ürünü.
Boots ürününü “yıpranabilir” olarak tanımlıyor; yani havaya uçurulduğunda arkasından ağlanmayacak kadar ucuz ve çoğaltılabilir bir ürün.
Saatte 35 mil hıza ulaşabilir, 1.000 pound (yaklaşık 453 kg) taşıyabilir ve 100 mil (yaklaşık 160 km) menzile sahip.
Ayrıca, şirket içi OverWatch paketi ve bir başka ünlü Silikon Vadisi pentagon yüklenicisi Anduril’in Lattice’i de dahil olmak üzere bir dizi komuta ve kontrol yazılımı ile uyumlu.
Ultra, Allen Control Systems tarafından üretilen otonom silah tareti Bullfrog ile çalışıyor.
Overland ocak ayında 32 milyon dolar toplamıştı. Destekçiler arasında 8VC, Point72 Ventures ve Overmatch Ventures vardı.
8VC’nin yönetici ortağı Joe Lonsdale, o dönemde Axios’a Overland’in “bir sonraki büyük savunma ana şirketi” olmak üzere konumlandığını söylemişti.
NATO, Palantir’den yapay zeka tabanlı askeri sistem satın aldı
Gölgelerden kamuoyunun önüne çıkan bir başka Silikon Vadisi askeri şirketi de Gallatin AI. Şirket gizlilikten çıkarak 15 milyon dolarlık fon ve CEO’su Woody Glier’in ön cephe lojistiğini kolaylaştıracağını söylediği yazılımı tanıttı.
Savaş alanında bombaları, mermileri ve sargı bezlerini doğru zamanda doğru yere ulaştırmak son derece zor ve emek yoğun bir iş ve aynı zamanda çok riskli.
Gallatin, dron-tekne üreticisi Saronic’in (şubat ayı itibariyle 4 milyar dolar değerinde) ve mart ayında 250 milyon dolarlık bir artış açıklayan yönlendirilmiş enerji uzmanı Epirus’un piyasaya sürülmesine yardımcı olan 8VC aracılığıyla piyasaya çıktı.
Diğer destekçiler arasında Silent Ventures, Moonshots Capital, Timeless Partners ve Banter Capital yer alıyor.
Gallatin’in kurucu ekibi eski Amazon, Scale AI ve Pentagon çalışanlarından oluşuyor.
Şirketin dijital planlayıcısı Navigator, Palantir’in “Foundry” isimli platformu kullanılarak oluşturuldu. Kullanıcılara yapay zeka tarafından üretilen tavsiyeler, simülasyon araçları ve başka alanlarda içgörüler sunarak “tepkisel değil öngörülü” olmayı hedefliyor.
Gallatin, dünyanın en büyük savunma şirketleri arasında yer alan Booz Allen Hamilton ile ABD ordusunun ana odak noktalarından biri olan tartışmalı lojistik konusunda işbirliği yapacak.
Amerika
ABD-Çin savaşında bir sonraki cephe Wall Street olabilir

Beyaz Saray, tırmanan ticaret savaşında yeni bir cephe açmayı planlıyor: Çinli şirketleri Amerikan borsalarından atmak.
POLITICO’da yer alan habere göre ABD, küresel ticareti yeniden düzenlemek amacıyla Çin’e yönelik büyük gümrük vergilerini iki katına çıkarırken, Beyaz Saray yetkilileri ve Başkan’ın destekçileri, ABD borsalarında işlem gören yaklaşık 300 Çin şirketini listeden çıkarma olasılığını daha fazla değerlendirmeye başladı.
Hazine Bakanı Scott Bessent geçen hafta bu konu sorulduğunda “her şey masada” demişti. “Shark Tank” dizisinden Trump’ın önemli bir müttefiki Kevin O’Leary de bunun Çin’e müzakereler konusunda masaya gelmesi için baskı yapmaya yardımcı olacağını savundu.
ABD borsalarındaki Çinli şirketlerle ilgili endişeleri yıllar öncesine dayanan Cumhuriyetçi Senatör Rick Scott ise Trump’ın Çin’e karşı sert tutumunu, bu kuruluşlar üzerindeki incelemeleri sıkılaştırmak ve onları “sonsuza dek” kovmak için potansiyel bir fırsat olarak görüyor.
Scott, “ABD sermaye piyasaları dünyanın gıpta ettiği bir kurumdur ve dünya çapındaki şirketler için finansmana benzersiz bir erişim sağlamaktadır. Fakat bu ayrıcalığın beraberinde getirdiği sorumluluklar da vardır; bunların başında şeffaflık ve mali açıklama kurallarımıza bağlılık gelmektedir,” diyor.
Floridalı Cumhuriyetçi, göreve yeni başlayan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) Başkanı Paul Atkins’e gönderdiği mektupta, Çinli şirketlerin ABD’nin kurallarına göre oynamayı reddederken Amerikan sermayesine erişimden yararlanmaya devam ettiğini iddia ederek bu durumu “endişe verici” olarak nitelendiriyor.
POLITICO’ya göre bu fikrin yönetimde ne kadar ciddiye alındığı belli değil. Fakat Çinli şirketlerin listeden çıkarılması konusuna yeniden dikkat çekilmesi, iki iktisadi devin uzun süreli ve potansiyel olarak acımasız bir ticaret savaşına doğru sürüklendiği bir dönemde ABD’nin rakibine karşı takındığı tavizsiz tutumun altını çiziyor.
Wall Street yöneticileri, gümrük vergilerinin tedarik zincirlerini, yatırımları ve işe alımları alt üst etme potansiyeli konusunda uyarıda bulunurken, resesyon korkuları da devam ediyor.
Eski SEC Başkanı Gary Gensler bir röportajında, “Çin ile uzun bir süre gümrük vergisi savaşı bataklığında olmamız önemsiz bir ihtimal değil,” dedi.
Gensler, 2022 yılında Çin ile ABD’de ticaret yapan Çinli şirketlerin, Pekin’in uzun süredir erişimini engellediği denetim evraklarının açılması için dönüm noktası niteliğinde bir anlaşma yapılmasına yardımcı olmuştu.
Atlantik Konseyi’nde üst düzey araştırmacı Jeremy Mark, ABD’nin “Çin üzerinde baskı kurmak için sahip olabilecekleri tüm farklı kaldıraçlara baktığını … ve Çinli şirketlerin ABD’deki borsa listelerinin çok belirgin ve önemli olduğunu” söyledi.
Gerçekten de ABD-Çin Ekonomik ve Güvenlik İnceleme Komisyonuna göre 7 Mart itibariyle Amerikan borsalarında toplam değeri 1,1 trilyon dolar olan 286 Çinli şirket bulunuyordu.
Çin’in Washington Büyükelçiliğinden bir sözcü POLITICO’ya verdiği demeçte, “Çin, prensip olarak ABD’nin yatırım ve ticareti düzenleyen uluslararası kurallara uyması, piyasa ekonomisi yasalarına saygı göstermesi ve iktisadi ve ticari meseleleri siyasileştirmekten ve silah haline getirmekten vazgeçmesi gerektiğini sürekli olarak savunmuştur,” dedi.
Sözcü Liu Pengyu salı günü gönderdiği bir e-postada, Çinli şirketlerin ABD’ye yatırım yapma konusundaki güvenini sarsmanın, ABD’nin kendi iş ortamına hiçbir fayda sağlamayacağına dikkat çekti.
Pengyu, “Çinli şirketleri ve Çin pazarını dışlamak, sonuçta ABD’nin kendi iktisadi çıkarlarına ve uluslararası güvenilirliğine zarar verecektir,” iddiasında bulundu.
ABD’nin şirketleri ABD borsalarından çıkarmak için bastırması halinde, yetkililer çeşitli yollar izleyebilir. Konuşmaların çoğu, ABD muhasebe gözlemcilerine Çin ve Hong Kong merkezli ABD’de listelenen firmaların denetimlerini serbestçe yapabilmek için tasarlanan 2020 yasasına odaklandı.
Yabancı Şirketleri Sorumlu Tutma Yasası olarak bilinen yasa uyarınca, evrakları iki yıl boyunca tam olarak incelenemeyen şirketler borsalarından atılabiliyor. Şubat ayında Trump, yönetimini bu şirketler için “yeterli mali denetim standartlarına uyulup uyulmadığını” belirlemeye yönlendiren bir başkanlık emri yayınladı.
Sorun şu ki, yasanın herhangi bir etkinliğe sahip olması muhtemelen yıllar alacak ve bu sadece düzenleyicilerin ihtiyaç duydukları erişimi elde edememeleri durumunda geçerli.
ABD Hazine Bakanı: Wall Street’e değil, Main Street’e odaklanacağız
Öte yandan TD Cowen Genel Müdürü Jaret Seiberg pazartesi günü yayınladığı bir araştırma raporunda “en hızlı ve en kolay yolun” Trump’ın ulusal güvenlik yetkisi kapsamında bir dizi başkanlık emri yayınlayarak Çinli şirketlerin ABD borsalarından çıkarılmasını talep etmesi olacağını savundu.
Seiberg, yönetimin ayrıca Çinli şirketlerin ABD’de hisse senedi arz etmek için kullandıkları yapı olan değişken faizli kuruluşları da yasaklamaya çalışabileceğini sözlerine ekledi.
Değişken faizli kuruluşlar, ABD’li yatırımcılara Çinli şirkete yalnızca dolaylı olarak maruz kalma imkanı veriyor. Trump’ın şubat ayında yayınladığı kararnamede değişken çıkarlı kuruluş yapısının gözden geçirilmesi talimatı yer alıyordu.
Ne var ki, ABD’nin planı iki ucu keskin bir bıçak da olabilir. Goldman Sachs analistleri bu hafta yayınladıkları bir araştırma raporunda, ABD’li yatırımcıların Çin hisse senetlerine erişiminin kısıtlanmasının yaklaşık 800 milyar dolarlık bir “tasfiye satışına” yol açabileceği tahmininde bulundu.
Daha önce SEC’in Uluslararası İlişkiler Ofisinde çalışan Rock Creek Global Advisors Genel Müdürü Katherine Martin, “Mevcut piyasa koşullarında piyasanın bozulma potansiyeli, özellikle geçiş için yeterli zaman olmaksızın, Çin ile denetim belgelerine erişim anlaşmasının 2022’de müzakere edildiği zamandan önemli ölçüde daha fazla olabilir,” dedi.
FT’ye verdiği röportajda JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, ABD ile Çin’in birbiriyle ilişki kurması gerektiğini söylemişti.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş1 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4
-
Görüş1 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Avrupa1 hafta önce
Komünist Parti’ye karşı ilk ‘Twitter devrimi’: Moldova’da 16 yıl önce ne olmuştu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur
-
Dünya Basını2 hafta önce
FT: İsrail anayasal krizin eşiğinde
-
Görüş1 hafta önce
Hindistan için Şili neden önemli?