Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Bloomberg: ABD, Türkiye’den patlayıcı alımı için görüşmeler yürütüyor

Yayınlanma

ABD, Ukrayna’ya mühimmat sevkiyatı için çabalarken top mermisi üretimini artırmak amacıyla Türkiye’den patlayıcı madde alımını yükseltmek için görüşmeler yürütüyor.

Bloomberg’in görüşmeler hakkında bilgi sahibi yetkililerden aktardığına göre, Türkiye’nin TNT olarak bilinen trinitrotoluen ve itici gaz olarak kullanılan nitroguanidin tedariki, NATO standardı 155 mm kalibrelik mühimmatın üretiminde çok önemli olacak ve üretimi potansiyel olarak üç katına çıkaracak. Türkiye bu yılın başlarında, ABD’nin en büyük top mermisi tedarikçisi olma yolunda ilerlemeye başlamıştı.

Ukrayna savaşı küresel mühimmat talebinde bir artışa neden olurken, Batılı müttefikler tükenen stoklarını yenilemek için Kiev’e tedarikte bulunmaya çalışıyor. Adlarının açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkililer, talep artışının küresel siparişlerde birikime yol açtığını ve özellikle TNT gibi bileşenler olmak üzere savunma tedarik zincirlerini zorladığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkan Joe Biden’ın göreve gelmesinden bu yana ilk kez 9 Mayıs’ta Beyaz Saray’ı ziyaret etmeyi planlıyor.

Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması, Washington’un Ankara’ya 23 milyar dolarlık Amerikan yapımı F-16 savaş uçağı, füze ve bomba satışını onaylamasının önünü açtı.

Mühimmat üretimi konusundaki ortaklık da bunun üzerine inşa edilecek. Pentagon şubat ayı sonunda General Dynamics Ordnance and Tactical Systems ile Teksas’ta üç adet 155mm’lik mermi metal parça hattı inşa etmek üzere sözleşme imzaladığını açıkladı. Şirket, tesisin haziran ayında üretime geçmesinin planlandığını söyledi.

Türk savunma firması Repkon’un üretim hatlarının, 2025 yılına kadar ABD yapımı 155 mm top mermilerinin yaklaşık %30’unu üretmesinin beklendiği belirtildi. Ayrıca Savunma Bakanlığı bu yıl teslim edilmek üzere Türk şirketi Arca Savunma’dan 116.000 adet savaşa hazır mühimmat satın aldı ve önümüzdeki yıl teslim edilmek üzere yeni alımların yapılması bekleniyor.

Teksas yatırımı ve Türk sanayisi hakkında bir açıklama yapan Pentagon, müttefiklerle birlikte çalışmanın ‘küresel bir savunma sanayi tabanı oluşturmanın anahtarı’ olduğunu söyledi.

ABD ve Avrupa’nın çabaları, bu yıl bazı tahminlere göre 4 milyon mermi üretecek ya da tedarik edecek konuma gelen Moskova’yı yakalama yarışının bir parçası. Buna karşılık Avrupa Birliği bu yıl top mermisi üretimini üç katına çıkararak yaklaşık 1,4 milyon adede ulaşmayı bekliyor.

Batılı yetkililer, büyük savunma şirketleri ve daha küçük tedarikçilerin üretimi artırmaya başlamasıyla birlikte, ABD ve Avrupa’nın mühimmat üretiminin önümüzdeki yıl ve bir sonraki yıl önemli ölçüde artmasının beklendiğini söylüyor.

Fakat bu kısmen ABD Kongresinin Ukrayna için ayrılan ve şu anda Temsilciler Meclisindeki Cumhuriyetçilerin göç konusunda taviz talep etmeleriyle engellenen 60 milyar dolardan fazla fonu onaylamasına bağlı. Ordu Sekreteri Christine Wormuth Şubat ayı sonunda yaptığı açıklamada, ABD ordusunun 2025 yılı sonuna kadar ayda 100.000 adet 155mm mermi üretmeyi hedeflediğini ve fon olmadan bunun mümkün olmayacağını söyledi.

ABD’nin Türkiye ile mühimmat ortaklığı AB ile strateji farklılığını da ortaya koyuyor. Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs’ın direnişi nedeniyle AB aylarca Türkiye’den alımlar için fon kullanmaktan kaçındı; hatta üretimin gecikmesi nedeniyle Ukrayna’ya mart ayına kadar 1 milyon mermi gönderme hedefini yıl sonuna kadar ertelemek zorunda kaldı.

DİPLOMASİ

The Economist: ABD’nin Ukrayna’ya yardımı, Rusya’nın avantajını dengelemeye yetmiyor

Yayınlanma

The Economist dergisi, ABD’nin yeni yardım paketinin Rusya’nın Ukrayna’daki çatışmalarda sahip olduğu avantajı dengelemeye yetmeyeceğini yazdı.

Dergide yer bulan makalede, “Yeni silah tedariki Rusya’nın ateş gücü avantajını tamamen ortadan kaldırmayacak. Rusya’nın büyük nüfusu ve petrol zenginliği de yeni askerler bulmasını kolaylaştırıyor. Bu nedenle, Ukrayna’nın taarruz harekatları gerçekleştiremeyerek dezavantajlı durumda kalması muhtemel,” ifadelerine yer verildi.

Buna ek olarak, Batı’dan gelecek yardım konusundaki belirsizliğin devam ettiğine dikkat çekilen makalede, “Amerika, kasım ayındaki başkanlık ve Kongre seçimlerinden sonra Ukrayna’ya karşı çok daha az dostça davranabilir,” denildi.

Dergi, ayrıca Rusya’nın Ukrayna semalarındaki üstünlüğünü sürdürdüğüne ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin hava savunma teçhizatı ve mühimmat eksikliğine işaret etti.

Bu durumun Ukrayna mevzilerini savunmayı kayda değer ölçüde zorlaştırdığına vurgu yapılan makalede, Donetsk’te Ukrayna kontrolündeki Çasov Yar Yar kasabasını savunan tugayın komutanı Albay Pavlo Fedosenko’nun görüşlerine yer verildi ve Fedosenko, Ukrayna kuvvetlerinin burayı ‘muhtemelen’ elinde tutamayacağını itiraf etti.

Dergi, Ukrayna tarafının ayrıca ele geçirilmesi Rusya açısından ‘en büyük psikolojik zafer’ olacak Harkov’a yönelik olası bir taarruzdan da endişe duyduğunu belirtti.

Moskova’nın başarılı bir yaz taarruzunun ‘NATO’daki ve ABD’deki karar alıcılar nezdinde Ukrayna’nın uzun vadede direnme kabiliyetine ilişkin şüpheleri pekiştireceğini’ ve Beyaz Saray’a dönmesi halinde Donald Trump ile ‘olumlu bir anlaşmaya varma’ artıracağını tahmin etti.

Ancak makaleye göre Ukrayna, yakın gelecekte önemli miktarda yeni silah alırsa, Rusya’nın taarruzunu durdurma şansına sahip olabilir.

2025 yılında Avrupa ve ABD’deki silah üretim hacminin Rusya’nınkine eşit olabileceği ve Ukrayna ordusunun da o zamana kadar Rusya ordusunun ilerleyişini durdurabilmesi halinde Ukrayna’ya avantaj sağlayabileceği öne sürülen makalede, “Fakat uzun vadede Ukrayna’nın yaşayacağı en büyük sıkıntı mühimmat değil, insan gücü olacak ve bu açığı kapatması çok zor olacaktır,” değerlendirmesi yapıldı.

Ayrıca Ukraynalı askerlerin eğitim seviyesinin yetersizliği de ciddi bir sorun olarak kalmaya devam edeceği ve eğitimlerinin cephenin önemli bölümleri boş bırakılmadan da zor olacağı ifade edilen makalede, Ukrayna ordusunun ciddi bir taarruz potansiyeline ancak 2026 ve 2027’ye kadar ulaşabileceği vurgulandı.

Makalede şu ifadelere yer verildi:

“Özel görüşmelerde bazı Batılı yetkililer, çıkmazın en iyi ihtimalle uzun bir süre daha devam edeceği göz önünde bulundurulduğunda, Ukrayna açısından stratejik bir zafer ve Rusya için yenilgi anlamına gelen, çatışmanın cephe hatları boyunca dondurulmasını ve Ukrayna’nın bazı bölgelerinin AB’ye ve daha düşük ihtimalle NATO’ya dahil edilmesini içeren bir barış anlaşması olabileceğini söylüyor.

Diğerleri ise Rusya’nın böyle bir anlaşmayı kabul etmesinden ya da takdir etmesinden ve Batılı ülkelerin Ukrayna’ya böyle bir barışı kabul etmesi için yeterli garantileri sağlamasından şüphe duyuyor. Rusya’yı zayıflatmanın er ya da geç Kremlin’i askerlerini geri çekmeye ve [Kiev ve müttefikleri için] daha elverişli bir anlaşmayı kabul etmeye zorlayacağı umuduyla Ukrayna’nın savaşmaya devam etmesini isteyenler de var.”

Polonya ve Litvanya, Ukrayna’nın savaş çağındaki erkekleri ülkelerine geri döndürmesine yardım edecek

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç Letonya’ya asker gönderecek

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson perşembe günü yaptığı açıklamada İsveç hükümetinin, ülkenin transatlantik ittifaka katkısının bir parçası olarak Letonya’daki NATO Çok Uluslu Gücüne küçük bir tabur göndereceğini duyurdu.

Kristersson’a göre İsveç yakında NATO ile ‘tam askeri entegrasyona’ ulaşacak ve ülkenin ittifaka katkısının bir parçası olarak en yeni üye, bir Stridsfordon 90 savaş aracı, bir Pansarterrängbil 360 arazi aracı ve bir Leopard tankıyla birlikte 2025 yılı başlarında Letonya’daki çok uluslu NATO gücüne yaklaşık 400-500 askerle katkıda bulunacak.

İsveç Başbakanı, “İsveç Silahlı Kuvvetleri şimdi İsveç’in katkısını hazırlamakla görevlendirilecek,” dedi.

Letonya’daki misyon, NATO’nun 2017 yılında üç Baltık ülkesi ve Polonya’da kurduğu İleri Kara Kuvvetlerinin (FLF) bir parçası. Fakat Ukrayna savaşının başlamasının ardından NATO Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da da bu tür kuvvetler kurmaya karar verdi.

Kristersson’a göre İsveç şu anda “sadece konuşlandırılabilecek askerlerden bahsediyor” fakat daha fazla deneyim gerektiği için tam eğitimli askerlerin de Letonya’ya gönderilip gönderilemeyeceği konusunda bilgi vermedi.

“Finlandiya, Norveç ve diğer ülkelerin bunu nasıl yaptığına yakından bakıyoruz. Fakat şu anda gündemimizde yok,” diyen Kristersson, yurtdışına asker göndererek İsveç’in güvenliğinin tehlikeye atılacağına inanmadığını da savundu.

NATO’nun savunmasının tam anlamıyla Letonya’da başladığını öne süren Kristersson, Letonya’da konuşlandırılacak İsveç askerlerinin daha da iyi eğitilmiş olarak geri döneceklerini sözlerine ekledi.

Tabur Kanada komutası altında olacak ve İsveç ordusu her altı ayda bir Riga’nın dışındaki Ādaži askeri üssünde Danimarka ordusu ile dönüşümlü olarak görev yapacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Pekin, 4 kişinin casusluktan tutuklanmasının ardından Alman Büyükelçisini protesto için çağırdı

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı, Berlin’in Pekin için casusluk yapmakla suçlanan dört Alman vatandaşını tutuklaması üzerine Alman Büyükelçisini çağırdı.

Patricia Flor, X hesabından, “bu hafta dört Almanın Çin gizli servisleri için casusluk yaptıkları iddiasıyla tutuklanmasının ardından” perşembe günü Pekin’deki dışişleri bakanlığı tarafından çağrıldığını ve bunun “oldukça anlamlı bir hareket” olduğunu söyledi.

Flor tweetinde Almanya’nın “hangi ülkeden gelirse gelsin” casusluğa müsamaha göstermediğini yazdı.

Flor sözlerine şunları da ekledi: “Demokrasimizi ve anayasal devletimizi anayasal yollarla koruyoruz. Suçlamalarla ilgili kararı bağımsız bir mahkeme verecektir.”

Cuma günü Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin olağan basın toplantısında Pekin’in “asılsız suçlamaları nedeniyle Almanya’ya ciddi beyanlarda bulunduğunu” söyledi.

Sözcü, “Almanya’dan ikili ilişkilere zarar verme girişimlerine karşı uyanık olmasını, kısıtlamalarını güçlendirmesini, kötü niyetli spekülasyonları ve Çin karşıtı siyasi saçmalıkları derhal durdurmasını ve ikili ilişkilerin istikrarlı ve sağlıklı gelişimini etkin bir şekilde korumasını talep ediyoruz” dedi.

Tutuklama dalgası

Bu hafta başında Alman savcıların iki ayrı davada Çin için casusluk yaptığından şüphelenilen dört Alman’ı tutukladığını açıklaması ilişkileri gerdi.

Salı günü Berlin, Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Avrupa Parlamentosu üyesi Maximilian Krah’ın bir yardımcısını Çin istihbaratı için casusluk yaptığı şüphesiyle tutukladı.

AfD’nin haziran ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde liste başı adayı olan Krah, Çin’le ilişkileri savunan açıklamalarıyla öne çıkıyordu.

Almanya Federal Savcılığı tarafından salı günü yapılan açıklamada, şüphelinin “Çin gizli servisinin bir çalışanı olduğu” ve “Almanya’daki Çinli muhalif figürler hakkında da casusluk yaptığı” iddia edildi.

Alman federal savcılarına göre, pazartesi günü üç Alman daha Çin istihbaratı için casusluk yaptıkları “güçlü şüphesiyle” tutuklandı.

Savcılar tarafından yapılan açıklamaya göre şüpheliler, “Çin’in deniz savaş gücünü genişletmek” amacıyla askeri uygulamaları olan hassas endüstriyel verileri toplamakla suçlandı.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser üç kişinin tutuklanmasının ardından yaptığı açıklamada “Çin casusluğunun iş dünyası, sanayi ve bilim alanlarında yarattığı önemli tehdidin farkındayız” dedi.

“Çin casusu” oldukları iddia edilen kişilerin tutuklanması, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un geçen hafta Çin’e yaptığı ve iki ülkenin ticari ilişkilerini geliştirme sözü verdiği ziyaretin ardından duyuruldu.

Pazartesi günü de İngiliz yetkililer, biri eski bir parlamento araştırmacısı olmak üzere iki kişiyi Çin adına casusluk yapmakla suçladı.

Londra’daki Çin Büyükelçiliği davayı “tamamen uydurma”, “kötü niyetli iftira” ve “Çin karşıtı siyasi manipülasyon” olarak nitelendirdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English