Bizi Takip Edin

AVRUPA

İsveç Dışişleri Bakanı: NATO Rusya için daha fazla stratejik zorluk yaratmalı

Yayınlanma

İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström Euractiv’e verdiği demeçte, Batının Rusya’yı ‘dizginlemek’ amacıyla daha fazla ‘stratejik zorluk’ yaratmayı hedeflemesi gerektiğini, ilk önceliğin de NATO’nun yeterince çaba göstermediği bir alan olan ‘Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı durdurmak’ olduğunu söyledi.

Billström, “Rusya’nın sorumsuzca davranan, dünyayı sorumsuzca nükleer tehditlerle ve bağımsız egemen devletler pahasına eski imparatorluğunu yeniden yaratma fikriyle tehdit eden bir komşu olduğunu anlamalıyız (…) Buna bir son vermeliyiz. Rusya için daha fazla stratejik zorluk yaratmalıyız,” dedi.

Billström, Fransız lider Macron’un ‘Ukrayna’ya asker göndermenin ihtimal dışı olmadığına’ ilişkin fikrinin, NATO’ya bu ay katılarak 200 yıllık askeri bağlantısızlığa son veren İsveç için ‘fazla ileri gitmek’ olacağını söyledi.

“Fransa’nın Ukrayna personelini Ukrayna topraklarında eğitme önerisi İsveç için söz konusu değil,” diyen Billström, Stockholm’ün Macron’un yorumları etrafında gelişen tartışmayı ‘zamansız ve dikkat dağıtıcı’ bulduğunu söyledi.

Billström, “[Rusya’yı durdurmak] için öncelikle Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı durdurmamız gerekiyor. Tüm ülkeler harekete geçme konusundaki aciliyet duygusunu anlamıyor. Bu ülkelerin çatışmanın burada olduğunu ve bununla başa çıkmamız gerektiğini anlamaları gerekiyor,” dedi.

“NATO Ukrayna için yeterince şey yapmıyor”

“NATO Ukrayna için yeterince şey yapmıyor,” iddiasında bulunan Billström, Kiev’in silahlı kuvvetlerinin ‘neredeyse her şeyden daha fazlasına’ ihtiyacı olduğunu söyledi ve Ukrayna’ya daha fazla askeri teçhizat sağlanmasının ‘bir sanayi kapasitesi meselesi olmadığını’ belirtti.

Billström, ABD ve Avrupa’nın Rusya’dan çok daha fazla ortak üretim kapasitesine sahip olduğuna işaret ederek, “[Bu] siyasi liderlik ve siyasi iradeye bağlı,” diye ekledi.

Billström, ülkesinin stratejik konumu ve yapay zeka ve uzay alanındaki yetenekleri göz önüne alındığında, Avrupa’nın kendi güvenliğini artırmada kilit bir rol oynayacağını düşündüğünü savundu.

Billström, Stockholm’ün daha fazla caydırıcılık için bastıracağını ve Baltık Denizindeki stratejik açıdan önemli rolünden yararlanacağını söyledi.

Billström ayrıca İsveç’in, Avrupa savunmasını NATO ile ortaklaşa ve ‘transatlantik bağlantıyla bağlantılı olarak’ düzenlemeye odaklanmak isteyen hükümetler kampında yer aldığını vurguladı ve “AB’nin savunma stratejisini ABD’den bağımsız olarak geliştiremeyiz,” dedi.

Bu nedenle ayrı bir AB savunma komiserliği kurulmasının ‘düşünmeleri gereken ilk şey olmadığını’ ifade ederek, ilk kez şubat ayında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından ortaya atılan öneriye destek vermediklerine işaret etti.

Baltık Konseyi canlandırılacak

Billström, Rusya dışındaki tüm Baltık ülkelerinin NATO’da yer almasıyla birlikte İsveç’in Baltık Denizi Devletleri Konseyi’nin (CBSS) güvenlik konularını ele almak üzere nasıl yeniden düzenlenebileceğini de tartışmayı amaçladığını söyledi.

Forum ilk olarak Sovyetler Birliği’nin çözülmesinden sonra Baltık Denizi çevresindeki ülkeler arasında ekonomik işbirliğini teşvik etmek amacıyla kurulmuştu.

Billström, forumun güncellenmesinin ‘Avrupa güvenliği için iki kilit ülke olan Almanya ve Polonya’nın aynı masaya oturmasını sağlayacağını’ söyledi ve

“Henüz masada resmi bir öneri yok ve NATO’yu bölgeselleştirmek istemiyoruz. Fakat güvenlik diyaloğu (…) iyi bir şey,” diye ekledi.

Alman Dışişleri Bakanlığı Euractiv’e yaptığı açıklamada Finlandiya’nın CBSS dönem başkanlığının ‘güvenlik, krize hazırlık ve dayanıklılık’ konularına öncelik verdiğinin farkında olduğunu fakat bir sonraki toplantının gündeminin henüz belirlenmediğini söyledi.

Bakanlık, ‘CBSS’nin siyasi diyalog için bir forum olduğunu’ vurgulayarak ‘İttifak içindeki NATO ortakları olarak Finlandiya ve İsveç ile yakın işbirliğini daha da derinleştirmeyi’ dört gözle beklediğini ifade etti.

AVRUPA

Polonya Dışişleri Bakanı: ABD ile yakın ilişkilerimizi sürdürmeliyiz

Yayınlanma

Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski perşembe günü parlamentoda yaptığı konuşmada, ülkesinin ABD ile yakın ilişkilerini sürdürmesi ve Fransız-Alman-Polonya ‘Weimar Üçgeni’nin acilen canlandırılması gerektiğini belirterek, NATO’nun bir savunma mekanizması olarak üyelerine yönelik bir Rusya saldırısına karşı koyacağını ve onu yeneceğini söyledi.

Yıllık dış politika konuşmasını yapan Sikorski, NATO’nun ‘Rusya tehdidinden’ kaynaklanan zorluklarına, Polonya’nın ABD’ye yakın durma ihtiyacına ve Weimar Üçgenini canlandırma aciliyetine odaklandı.

“Vladimir Putin ile karşı karşıya gelmekten korkması gereken biz, yani batı değiliz,” diyen Sikorski, NATO’nun bir ‘savunma ittifakı’ olduğu için Rusya’yı tehdit etmek niyetinde olmadığını, ‘fakat herhangi bir NATO üyesine yapılacak bir saldırının (Rusya’nın) yenilgisiyle sonuçlanacağını göstermek istediğini’ kaydetti.

Sikorski, yeni meydan okumalar karşısında Avrupa’nın, Avrupa Gökyüzü Kalkanı girişimi ve AB’nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası ile ilgili diğer olasılıkları araştırmak da dahil olmak üzere, savunma işbirliğinin kalitesini artırması gerektiğini söyledi.

Dışişleri Bakanına göre Kremlin’in AB ile temel sorunu, temsil ettiği değerler. “Rus yetkililer, Sovyetler Birliği’nin eski üyelerinin bu değerleri sevmesinden korkuyorlar,” diyen Sikorski, Polonya’nın ‘emperyal olmayan, Avrupa yanlısı ve demokratik bir Rusya’ ile işbirliğine hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Bakanın konuşmasının büyük bir bölümü, önceki Hukuk ve Adalet (PiS) hükümetini hem Avrupa Birliği hem de diğer ülkelerle olan ilişkileri nedeniyle eleştirmeye ve transatlantik ortaklığın rolünü vurgulamaya ayrıldı.

Sikorski, “ABD ile iyi ilişkiler Polonya’yı Avrupa’da güçlendirirken, AB sahnesinde aktif olmak ve komşularla iyi ilişkiler bizi Amerikalı müttefiklerimizin gözünde daha cazip bir ortak haline getiriyor,” dedi.

Bunun Batıya boyun eğmek anlamına gelmediğini ve hükümetin ‘bağırmadan, ama iddialı’ bir diplomasi yürütmesi gerektiğini söyleyen Sikorski, PiS’in sık sık dile getirdiği ‘Polonya’nın egemenliğini başka güçlere devretmemesi gerektiği’ argümanına atıfta bulundu.

Weimar Üçgeni güçlendirilecek

Ukrayna ve Moldova’nın AB’ye katılım sürecine de değinen Sikorski, bunun büyük ölçüde 2009 yılında İsveç ile birlikte başlattıkları Doğu Ortaklığı sayesinde mümkün olacağını vurguladı. Fakat Sikorski’ye göre genişleme büyük olasılıkla AB anlaşmalarında değişiklik yapılmasını gerektirecek.

Sikorski son olarak bölgesel işbirliğine değinerek Weimar Üçgeninin rolünü vurguladı ve Vişegrad Dörtlüsünün önemini küçülttü.

Bakan, Polonya, Almanya ve Fransa’yı kapsayan bir format olan Weimar Üçgeninin Başbakan Donald Tusk hükümetinin öncelikleri arasında yer aldığını söyledi.

Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan oluşan Vişegrad Grubu ise, bakana göre enerji altyapısı, ulaşım ya da Schengen dış sınırlarının güçlendirilmesi gibi “sadece üye ülkelerin benzer çıkarlara sahip olduğu alanlarda işbirliği için bir araç olmalı.”

Duda’dan savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 3’üne çıkarma çağrısı

Öte yandan Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, güvenlik durumunun değiştiğini ve önceki anlaşmaların ‘hedeften yoksun olduğunu’ savunarak diğer NATO ülkelerini savunma harcamalarını GSYİH’lerinin yüzde 3’üne çıkarmaya çağırdı.

Polonya 2023 yılında GSYİH’sinin yüzde 4’ünü savunmaya harcayarak NATO’nun en büyük askeri harcama yapan ülkeleri arasında yer aldı.

Duda Kanada’nın Edmonton kentine yaptığı ziyaret sırasında, “Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı karşısında 2014’teki durum için yeterli olan şey kesinlikle yeterli değil,” dedi.

Polonya Cumhurbaşkanı ayrıca Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak’ın salı günü yaptığı, 2030 yılına kadar yüzde 2,5 harcama taahhüdünü de memnuniyetle karşıladı.

Duda, “Bugün Ukrayna’yı işgal eden Rusya saldırgan konumundadır. Kimsenin bize saldırmaya cesaret edememesi için kendimizi güçlendirmeliyiz,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Birleşik Krallık’ta mali sıkıntıyla karşı karşıya olan şirketlerin sayısı arttı

Yayınlanma

Begbies Traynor danışmanlık şirketinin cuma günü yayınladığı araştırmaya göre, 2023’ün ilk çeyreğine kıyasla yüzde 20,1’lik bir artışla 40.000’in üzerinde Birleşik Krallık şirketi iflasın eşiğinde bulunuyor.

İnşaat, gayrimenkul ve finansal hizmetler şirketleri özellikle temerrüt riski altında. Araştırma, yarım milyon işletmenin daha ‘önemli’ mali zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve yüksek faiz oranlarının borç ödeme maliyetlerini artırması nedeniyle iflasa yaklaşabileceğini ortaya koydu.

Begbies Traynor’un ortaklarından Julie Palmer, “Pandemiden bu yana, Birleşik Krallık’taki yüz binlerce işletme mali rezervlerini tüketti ve bilançolarını, birçoğu için katlanılamayacak kadar büyük olabilecek, giderek karşılanamaz hale gelen borçlarla yükledi,” dedi.

Begbies Traynor, firmaların yüksek faiz oranları, kırılgan tüketici güveni ve pandemi sırasında meydana gelen yüksek borç seviyeleri gibi geçen yılki baskılarla mücadele etmeye devam ettiğini söyledi.

Araştırma, ekonominin tüm büyük sektörlerinde toplam 554.554 işletmenin şu anda ‘önemli’ mali sıkıntı içinde olduğunu gösterdi ki bu, geçen yıla göre yüzde 30’luk bir artış demek.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç Letonya’ya asker gönderecek

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson perşembe günü yaptığı açıklamada İsveç hükümetinin, ülkenin transatlantik ittifaka katkısının bir parçası olarak Letonya’daki NATO Çok Uluslu Gücüne küçük bir tabur göndereceğini duyurdu.

Kristersson’a göre İsveç yakında NATO ile ‘tam askeri entegrasyona’ ulaşacak ve ülkenin ittifaka katkısının bir parçası olarak en yeni üye, bir Stridsfordon 90 savaş aracı, bir Pansarterrängbil 360 arazi aracı ve bir Leopard tankıyla birlikte 2025 yılı başlarında Letonya’daki çok uluslu NATO gücüne yaklaşık 400-500 askerle katkıda bulunacak.

İsveç Başbakanı, “İsveç Silahlı Kuvvetleri şimdi İsveç’in katkısını hazırlamakla görevlendirilecek,” dedi.

Letonya’daki misyon, NATO’nun 2017 yılında üç Baltık ülkesi ve Polonya’da kurduğu İleri Kara Kuvvetlerinin (FLF) bir parçası. Fakat Ukrayna savaşının başlamasının ardından NATO Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da da bu tür kuvvetler kurmaya karar verdi.

Kristersson’a göre İsveç şu anda “sadece konuşlandırılabilecek askerlerden bahsediyor” fakat daha fazla deneyim gerektiği için tam eğitimli askerlerin de Letonya’ya gönderilip gönderilemeyeceği konusunda bilgi vermedi.

“Finlandiya, Norveç ve diğer ülkelerin bunu nasıl yaptığına yakından bakıyoruz. Fakat şu anda gündemimizde yok,” diyen Kristersson, yurtdışına asker göndererek İsveç’in güvenliğinin tehlikeye atılacağına inanmadığını da savundu.

NATO’nun savunmasının tam anlamıyla Letonya’da başladığını öne süren Kristersson, Letonya’da konuşlandırılacak İsveç askerlerinin daha da iyi eğitilmiş olarak geri döneceklerini sözlerine ekledi.

Tabur Kanada komutası altında olacak ve İsveç ordusu her altı ayda bir Riga’nın dışındaki Ādaži askeri üssünde Danimarka ordusu ile dönüşümlü olarak görev yapacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English